İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır ” hükmü yer almaktadır. Somut olayda, 03/09/2019 tarihli ödeme emri tebliğ evrakının borçlunun adresine çıkarılan tebligatın TK'nın 21/1 maddesi gereğince tebliğ edildiği belirtilmiş ise de söz konusu tebligatta, borçlunun dışarıda olduğunu beyan eden komşunun kim olduğunun, muhatabın tevziat saatinden sonra dönüp dönmeyeceği hususunun ve haber verilen komşunun kim olduğunun tebliğ mazbatasında tespit ve tevsik edilmediği, bu haliyle tebliğ işleminin şeklen Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine aykırı ve dolayısıyla usulsüz olduğu anlaşılmaktadır (Yargıtay 12.HD 2021/1929 E, 2021/6253 K; Yargıtay 12.HD 2016/30379 E, 2018/3317 K). Öte yandan TK nın 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
Davanın konusu usulsüz tebliğ şikayetidir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle , tahliye talepli icra takibinde müvekkiline tahliye emrinin usulsüz olarak tebliğ edilmiş olduğunu ,dava dilekçesinde tebligat memurunun tebliğ tutanağında beyanına başvurulan komşunun isim ve soy ismini belirtilmediği gibi tebligat parçasının mahalle muhtarlığına bırakıldığı ve bu konuda muhataba haber vermesi gerektiği hususunun komşuya bildirilmediğini, davacı müvekkiline hiç bir komşu veya kapıcı ve yönetici tarafınca tebligat geldiği hususu bildirilmediğini ve müvekkilinin söz konusu tebligatın yapıldığı durumunu ancak 08.09.2022 tarihinde öğrendiğini ve son olarak bu yönleri ile tebligatın usulsüz olarak yapıldığını beyan ederek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 08.09.2022 olarak kabul edilmesini talep ettiklerini ,mahkeme kararının yerinde olmadığını ,tahliye emrinin, Tebligat Kanunu m. 21/1’e göre muhtara tebliğ edildiğini , tebligat memurunun tebliğ tutanağında beyanına başvurulan komşunun isim ve...
Davalı tarafından ilamsız takip başlatıldığı, davacının ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasıyla mahkemeye başvurduğu, mahkemece başvurunun kabulüne karar verildiği, karara karşı davalının istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
Davacı vekili müvekkilinin Osman Yalçın isminde bir komşusunun olmadığını, Osman'ın tEbligat Kanununa göre sorulması gereken kişilerden olmadığını, bu kişinin beyanı ile tebliğ memurunun tebliğ evrakını iade etmesinin usulsüz olduğunu, usulsüz iade üzerine TK'nın 21/2 maddesine göre tebligat yapılmasının da hukuka aykırı olduğunu iddia etmiştir. Kolluk tarafından 11/09/2020 tarihinde yapılan araştırmada, davacının söz konusu adreste oturduğu, 1 yıl önce ayrıldığı ve Osman Yalçın isminde bir komşusunun olmadığı tespit edilmiştir. Bilgi alınan Osman Yalçın isimli komşu bulunmadığından tebligattaki iade şerhi usulsüzdür. Borçluya gönderilen ilk ödeme emri tebliğ mazbatası usulsüz iade edildiğinden TK'nın 21/2 maddesine göre tebligat çıkarma şartları oluşmamıştır. Mahkemece, ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiği kabul edilerek ödeme emri tebliğ işleminin iptali ile öğrenme tarihinin 28/08/2020 olarak düzeltilmesine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır....
İcra Müdürlüğünün 2018/41764 sayılı dosyasında usulsüz 1. ve 2. haciz ihbarnamelerinin iptali, usulsüz tebliğ edilen 3. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin 26.08.2019 olarak düzeltilmesi ve İİK 65. maddesi gereği gecikmiş itirazın kabulüne, borçluya çıkarılan ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğinden geçersizliğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yapılan işlemlerin usulüne uygun olduğunu, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda, borçlunun vekil ile temsil edilmesi nedeniyle icra takibinde tebliğ işlemlerinin adı geçenin vekiline yapılmadığı asile yapıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda icra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de icra emrinin tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. O halde Mahkeme’ce, yasal sürelerin vekile tebliğ ile başlayacağı göz önüne alınarak icra emrinin vekile tebliği işleminin sağlanması yönünde hüküm kurulması ve bununla yetinilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle borçlu asil adına çıkartılan tebligatın iptaline karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 21.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA Borçlu; ödeme emrine ilişkin tebligatın Tebligat Kanunu hükümlerine aykırı şekilde yapıldığını, orada bulunmadığı hususunun tespit edilmeden doğrudan çalışan olduğu iddia edilen Nur Yağmur Gürer'e tebligat yapılmasının Tebligat Kanunu hükümlerine aykırı olduğunu, tebligatı alan kişinin çalışanı da olmadığını, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetlerinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin usulsüz tebligata muttali olma tarihi olan 24.06.2021 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı; davanın süresinde açılmadığını, borçlunun hukuki yararının bulunmadığını, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, davanın husumet itirazları nedeniyle usulden reddine, aksi kanaatte ise davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Alacaklı tarafından, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan icra takibinde, şikayetçi üçüncü kişiye 89/1, 2 ve 3 haciz ihbarnamalerinin gönderildiği, şikayetçi üçüncü kişinin ihbarnamelerden taşınmazlarına haciz konulması sonucunda haberdar olduğu ve 89/1, 2 ve 3 haciz ihbarnamelerinin ve tüm tebligatların tebliğinin usulsüz olduğu olduğu, alacaklıya herhangi bir borcunun olmadığından bahisle, Tebligat Kanununa aykırı yapılan usulsüz tebligatların iptali, İİK 89/1 vd için yapılan işlemlerin usulsüz olduğunun tespiti ve iptali, borca itirazın kabulü, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile tapu hacizlerinin iptaline karar verilmesini talep ettiği, Mahkemece öğrenme tarihi belirtilmediği ve buna mukabil icra dairesine itiraz edilmediği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş...
Borçlu şirketin ticaret siciline bildirdiği adresine çıkartılan tebligat, adresin kapalı olması veya bu adresten taşınmış bulunması nedeni ile tebliğ edilemeden iade edilmiş ise, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesinin ikinci fıkrasına göre, tebliği çıkaran merci, şirketin ticaret sicil adresine tebligat yapılmasını talep eder. Bu durumda tebliğ evrakının bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Somut olayda, borçlu adına "Köşklü Çeşme Mah. Yeni Bağdat Cad. No: 401/3 Gebze/KOCAELİ" adresine tebligat yapıldığı ve 12/02/2022 tarihinde "muhatap adreste bulunmadığından tebliğ imkansızlığı nedeniyle muhtar tasdikli iade" edildiği, bunun üzerine icra müdürlüğünce iade edilen adresin borçlu şirketin ticaret sicil adresi olması sebebiyle ödeme emri tebliğinin Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır....