İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkilinin 82 yaşında olduğunu ve 30/03/2021 tarihinde Antalya'da olduğunu, ayrıca sokağa çıkma yasağı olduğunu, müvekkilinin takipten tesadüfen haberi olduğunu, gecikmiş itiraz sebebiyle icra dairesine yapılan 11/05/2021 tarihli itirazın süresinde olduğunun kabulünün gerektiğini, ayrıca usulsüz tebligat nedeniyle öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve usulsüz tebligat nedeniyle öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne, icra müdürlüğünün 28/05/2021 tarihli muğlak kararının şikayet nedeniyle kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/402 Esasına kayden açılan dava dilekçesinin alacaklıya 09.07.2019 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklının ise bu tarihten önce borçlu asıla TK'nın 21. maddesine göre icra emrinin tebliğe çıkarılması talebinde bulunduğu, 20.06.2019 tarihinde hazırlanıp tebliğe çıkarılan davetiyenin borçluya 24.06.2019 tarihinde tebliğ edildiği, bu durumda icra dosyasının vekille takip edildiği hususunda alacaklıya yapılan bir bildirim veya dava dilekçesi tebliğ işlemi bulunmadığından borçlu asıla icra emri tebliğ işleminde usulsüzlük bulunmadığı, borçlu asıla icra emri usulüne uygun şekilde tebliğ edildikten sonra, mahkemece dava dilekçesinin alacaklıya 09.07.2019 tarihinde tebliğ edildiği, haliyle bu gerekçelerle davacının vekile tebliğ yapılaması gerektiği iddiasına dayalı usulsüz tebliğ işlemine yönelik şikayetin reddine dair ilk derece mahkemesi kararında isabetsizlik görülmemiştir....
olarak gösterildiği halde, icra müdürlüğünce öncelikle bilinen bu adrese ödeme emrinin gönderilmesi gerekirken, anılan bu adres gözardı edilerek, doğrudan borçlunun mernis adresine ödeme emrinin tebliği doğru olmadığı gibi, ödeme emri tebliğ evrakı üzerine, tebliği çıkaran mercii tarafından Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup, bu durumda tebliğ memurunun, tebliğ işlemini, TK'nun 21/2. maddesi uyarınca yapması, yukarıda değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırıdır. O halde, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca, borçlunun usulsüz tebliğe muttali olduğu tarihe göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine, buna göre süresinde yapılan başvuru nedeniyle de işin esasına girilerek; diğer itirazlarının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Bu halde muhatabın adresi gün aşırı olacak şekilde muvakkatan terk ettiğinin kabulü gerekir ki bu halde TK 21/1 maddesine göre tebliğ muamelesi yapılamaz. Bu durumda posta memurunca evrakın bila tebliğ iade edilmesi gerekirdi. Keza emniyet zabıta tahkikatı ile ilçe nüfus müdürlüğü cevabi yazısına göre muhatabın sorulduğu Ahmet Ünlü isimli kişinin tebliğ adresinde ve etraftan bilinen bir kişi olmadığı, yani komşu olmadığı anlaşılmıştır. O halde davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili, gecikmiş itirazda bulunmuş ise de usulsüz tebliğ şikayeti kabul edildiğinden bu yöndeki talep ayrıca tetkik edilmemiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davanın kabulüne, İstanbul 22 icra dairesinin 2021/31762 numaralı dosyasında davacıya ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti ile ıttıla tarihinin 05/01/2022 olarak düzeltilmesine, Gecikmiş itiraz yönünden ayrıca tetkike yer olmadığına," karar verildiği görülmüştür....
gerçekleştiğini belirterek takibin iptali talebinde bulunduğu, mahkemece, ödeme emri tebliğ tarihinde borçlu yurtdışında olduğundan tebligatın usulsüz olduğu, imzaya itirazın reddine ancak tahrifat nedeniyle senedin zamanaşımına uğradığından takibin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir....
Şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvurusu, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte yetkiye, imzaya ve borca itiraz niteliğinde olup, takip şekli itibariyle tüm hususların yasal hak düşürücü süre içerisinde icra mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda borçluya gönderilen ödeme emri tebligatının incelenmesinde; "muhatabın çarşıda olması nedeniyle aynı adreste sürekli çalışan ... imzasına tebliğ edildiği" şerhi mevcuttur. Borçlu başvuru dilekçesinde; kendisi adına tebligat yapılan ...’ın güvenlik görevlisi olduğunu ve bu kişinin kendi konutunda oturmadığı gibi, TK’nun 21. maddesine göre de tebligatın usulsüz olduğunu iddia etmiş olup, mahkemece, borçlunun iddiası doğrultusunda hiç bir araştırma yapılmaksızın tebligatın usulüne uygun olduğu kabul edilerek hüküm kurulması doğru değildir....
DAVALI/ALACAKLI : Teksen Kimya Epoksi Poliüretan Zemin Kaplama Sistemleri Sanayi Ve Dış Ticaret Anonim Şirketi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/3. kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayetçi 3. kişinin icra mahkemesine başvurusunda; İİK'nın 89/1 ve 89/2. maddeleri kapsamında gönderilen haciz ihbarnamesi tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu, ihbarnamelerden 89/3 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olan 08.12.2021’de haberdar olduğunu, ayrıca her üç ihbarnamede yazılı alacak tutarının farklı olması nedeniyle usulsüz düzenlendiklerini ileri sürerek, öğrenme tarihine göre 89/1 haciz ihbarnamesine yapılan itirazın süresinde olduğunun kabulü ile 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin hükümsüz...
Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12-258 E., 91/344 sayılı kararı). O halde mahkemece, borçluya yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olup olmadığı tespit edilerek, eğer usulsüz olduğu ve şikayetin de süresinde yapıldığı kanaatine varılırsa, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, öğrenme tarihine göre ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, bu husus araştırılmaksızın yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nın 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur" denilmektedir. Somut olayda, şikayetçi 18/11/2019 tarihinde, icra dosyasına verdiği dilekçe ile itirazda bulunduğu, haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi nedeniyle borçlu hale gelen şikayetçinin bu tarih itibariyle en geç haberdar olduğu ve bu öğrenme tarihine göre de İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 23/12/2019 tarihinde haciz ihbarnamelerine yönelik olarak usulsüz tebliğ şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir....
İlk Derece Mahkemesi 27/02/2018 tarihli kararında; " ..Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin TK 35 maddesince kapıya yapıştırılarak tebliğ edildiği, tebliğ adresinin şirketin ticaret sicil kaydındaki adres olduğu, gerek bila tebliğ edilen tebligat işlemi gerek ise TK 35. maddeye göre yapılan tebligat işleminin usulüne uygun olduğu, buna göre usulsüz tebligat şikayetinin yerinde olmadığı, bu nedenlerle de ödeme emrine eklerin eklenilmediği şikayetinin süresi içinde yapılmadığı anlaşıldığından aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davacının usulsüz tebligat şikayetinin esastan reddine, ödeme emrine eklerin eklenilmediği şikayetinin süre nedeniyle reddine.." karar verildiği Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, Dairemizin 23/01/2019 tarih, 2017/767 Esas ve 2018/175 Karar sayılı kararı ile yapılan istinaf başvurusu incelemesi sonucunda "...