WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öğrenme tarihinin aksi ise ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarihli, 1967/172- 107 Esas, Karar sayılı kararı) Somut olayda, ödeme emri davacıya 18/01/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı vekili tarafından 02/04/2021 tarihli dilekçe ile takip dosyasına itirazda bulunulmuştur. Dolayısıyla, davacının takipten 02/04/2021 tarihinde haberdar olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının usulsüz tebligata ilişkin şikayet süresi, öğrenme tarihi olan 02/04/2021 tarihinden başlayacağından, 12/04/2021 tarihinde yapılan şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur....

Şikayetçi borçlunun şikayet dilekçesinde, halen tebligatların çıkartıldığı adreste faaliyetini sürdürdüğünü, adreslerinin değişmediğini, bir başka dosya olan İstanbul Anadolu 21. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/2295 Esas sayılı dosyasından müvekkil şirkete çıkartılan tebligatın 26/02/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, icra takip dosyasında müvekkiline gönderilen ilk ödeme emri tebligatına ilişkin işlemlerin usulsüz olduğunu, sonuç olarak TK 35.maddesine göre yapılan tebliğ işleminin de usulsüz olduğunu ileri sürdüğü görülmüş olup, mahkemece duruşma açılmaksızın yapılan inceleme sonucunda şikayet reddedilmiştir. Buna göre Mahkemece, duruşma açılarak davacı şirkete ilk çıkartılan ödeme emrinin tebliğ tarihinde borçlunun tebliğ yapılan adreste faaliyetine devam edip etmediği ve davacının ileri sürdüğü iddialar yönünden tarafların gösterecekleri deliller toplanarak (İstanbul Anadolu 21....

İcra Müdürlüğünün 2019/43926 esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını müvekkilinin icra takibinden 24/05/2022 tarihinde sigortalı olarak çalıştığı şirkete maaş haciz müzekkeresi gönderildiğinde haberi olduğunu, müvekkiline karşı hukuka aykırı olarak sahte senetten kaynaklı olarak başlatılan icra takibinin de usulsüz olarak müvekkilinin annesine yapıldığını, müvekkilinin tebligatın gönderildiği adreste ikamet etmediğini, uzun yıllardır yurt dışında olduğunu, sahte senetle icra takibi yapanların kötü niyetli olarak usulsüz tebliğ yaptırıp takibi bir şekilde kesinleştirip, müvekkilini mağdur ettiğini, tebliğ mazbatasında gerekli hususların araştırılmadığını, gerekli şerhlerin düşülmediğini, yapılan tebligatın usulsüz olarak yapıldığını ve usulsüz tebligata ilişkin olarak yapılan haciz işlemlerinin geçerli olmadığını, müvekkilinin alacaklı olarak gözüken T3 tanımadığını, icra takibine konu senetteki kaşe ve imzanın kötüniyetli olarak uydurulduğunu, kaşe üzerindeki imzanın da müvekkiline...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine iki adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun 10 örnek ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ve usulsüz tebliğden 14.04.2014 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece ödeme emri tebligatının usule uygun olduğu belirtilerek istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine dair başvurusu İİK'nun 16. maddesi uyarınca şikayet mahiyetindedir....

    Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı Yasanın 16/l. maddesi gereğince bu şikayetini işlemi öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas-1991/344 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, seçilen takip şekline göre borçlunun icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak yedi günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması zorunludur....

      Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur." Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve bu tarihe göre icra dosyasına yaptığı itirazın süresinde olduğu nedeniyle takibin durdurulması istemiyle icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğinde olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda; takip dosyası incelendiğinde,borçluya 103 davetiyesinin 17.03.2015 tarihinde bizzat kendisine tebliğ ediliği, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda ise öğrenme tarihini 25.03.2015 tarihi olarak bildirdiği görülmektedir....

        Şikayetçi borçlunun şikayet dilekçesinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik bir iddiasının bulunmadığı, bu hususun şikayetçinin temyiz dilekçesinde de, “şikayet dilekçemizde tebligatın usulsüz yapıldığına dair bir itirazımız olmamasına rağmen” şeklinde ikrar edildiği görülmekle birlikte şikayetin değerlendirilmesi için tebligatın hangi kanun maddesine göre yapıldığının resen tespiti gerekmekle birlikte, ödeme emri tebligatının öğrenildiği tarihe göre yedi günlük sürede tebligatın usulsüz olduğu ileri sürülmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesince, ödeme emri tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi gereğince yapıldığı ve buna göre tebliğ tarihinin, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih olan 03.01.2022 olarak kabulü ile sonuca gidilmesi yerinde olup kararın onanması gerekmiştir....

          Özetle ve açıklanan nedenlerle ödeme emri tebliğ tarihinde, davacının mernis adresinin halen kentsel dönüşüme konu binadaki adresi olduğu ve ödeme emri tebliğ tarihinde davacının halen bu adreste bulunduğu, adresin tahliye işlemlerine en erken 18.11.2021 tarihinde başlanabileceği, ödeme emri tebliğ tarihinde binanın tahliye edilmemiş olduğu tüm dosya kapsamı ile sabit olmakla usulsüz tebliğ bulunmadığından eldeki usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, takibin devamına" dair karar verildiği görülmüştür....

          Mahkemece İİK.nun 18/3 ve HMK 320/1 maddelerine göre, şikayet konusu nedeniyle açıklama yapılmasına ve duruşma açılmasına gerek olmadığı takdir edilerek evrak üzerinde yargılama yapılarak hüküm kurulduğu görülmüştür. İlk Derece Mahkemesi 09/09/2020 tarihli gerekçeli kararında özetle: "...uyuşmazlığın ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, icra emrinin usulsüz tebliğine dayalı şikayet, hesap kat ihtarının usulsüz tebliğine dayalı icra emrinin iptali istemi ile borca ve faize itiraz olduğu anlaşılmıştır....

          Ödeme emri borçluya 13.10.2008 tarihinde tebliğ olunmuş, borçlu 17.11.2008 tarihinde itiraz etmiştir. İcra müdürü itirazın yasal süreden sonra yapılması nedeniyle reddine karar vermiş, davalı borçlu tebligatın usulsüz olduğundan bahisle şikayet yoluyla tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olduğunun belirlenmesi isteminde bulunmuştur. Buna ilişkin dava 11.İcra Mahkemesinin 2008/1743-2009/234 sayılı kararı ile reddedilmiş ancak kesinleşmemiştir. Davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük süreden sonra itiraz etmesi nedeniyle temerrüt nedeniyle tahliyesine karar verilmiş ise de davalı borçlu tarafından ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğuna dair 11.İcra Mahkemesinin 2008/1743-2009/234 karar sayılı dava dosyasının sonucunun beklenmesi ve ondan sonra bir karar verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 8.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            UYAP Entegrasyonu