Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere, davacı borçlulardan T1 gönderilen ve 16.03.2017 tarihinde tebliğ edilen ödeme emri tebliğ parçasına göre, ödeme emrinin muhatabın adresinde daimi çalışanı Serpil Öncü’ye tebliğ edildiği, muhatabın adreste bulunup bulunmadığının tespiti yapılmadan doğrudan çalışana yapılan tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 17. ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 26. maddelerine uygun yapılmadığın ve usulsüz olduğu, İcra müdürlüğünün 04/02/2019 tarihli yazısına göre, borçlu T1 vekili Av....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/26905 E sayılı dosyasında ilamsız takip yapıldığı, borçlu tarafından İstanbul 21 İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/1202 E sayılı dosyasına usulsüz tebliğ şikayeti nedeni ile 31/10/2016 tarihinde dava açtığı, mahkemece yapılan yargılama sonunda 04/11/2016 gün, 2016/1162 K sayılı kararla; "Usulsüz tebliğ şikayetinin REDDİNE, ödeme emri iptali şikayetinin süre aşımı nedeni ile REDDİNE" karar verildiği, Alacağın Yapı ve Kredi Bankası AŞ tarafından Sümer Varlık Aş ye temlik edildiği, 2020/28452 Esasını alarak takibin devam ettirildiği, Davacı tarafından takipten 19/11/2021 tarihinde haberdar olduğu belirtilerek ödeme emri tebliğ tarihinin 19/11/2021 olarak tespiti talep edilmiş ise de, davacı tarafından usulsüz tebliğ şikayetine yönelik 31/10/2016 tarihinde İstanbul 21 İcra Hukuk Mahkemesinde dava açılmış olmakla, takipte bu tarih itibari ile haberdar olduğu, bu nedenle ilk derece mahkemesince ödeme emri tebliği tarihinin 19/11/2021 olarak tespitine yönelik yapılan şikayetin...
nun 21. maddesine göre yapılmasına rağmen usulüne uygun yapılmadığını, müvekkilinin kendisine tebliğ edilen 103 davetiyesi neticesinde 09/10/2019 tarihinde takibe muttali olduğunu, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu belirterek Giresun İcra Müdürlüğü’nün 2019/8889 esas sayılı dosyasında usulsüz tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ödeme emrinin borçluya usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğini, davaya konu adreste borçlunun ailesi ile ikamet ettiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Şikayetin kabulü ile, Giresun İcra Müdürlüğü'nün 2019/8889 Esas sayılı icra dosyasındaki borçlu davacıya gönderilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin 09/10/2019 olarak düzeltilmesine, şikayet edenin takibin iptali talebinin reddine" dair karar verildiği anlaşılmıştır....
Davacı ve dava dışı borçlu hakkında başlatılan icra takibinde, 7 örnek ödeme emri T.K'nın 21/1 maddesi gereğince 27/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı ve diğer borçlu vekili Av. T2 tarafından 04/02/2020 tarihinde borca itiraz dilekçesi verilmiştir. Dava dilekçesinde usulsüz tebligattan, ev adresinde eşe yapılan tebliğ işlemi ile haberdar olunduğu belirtilmiş ve öğrenme tarihi açıkça belirtilmemiş ise de, davacının borca itiraz dilekçesinin verildiği 04/02/2020 tarihinde takipten haberdar olduğu ve bu tarih esas alınsa bile, usulsüz tebliğ işleminin 7 günlük yasal süre içinde şikayet konusu yapılmadığı anlaşıldığından, kararda herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Usulsüz tebliğ işleminin icra müdürlüğünce değerlendirilmesi mümkün olmadığından, icra müdürlüğüne yapılan başvuru hukuki sonuç doğurmayacaktır....
Somut olayda, borçluya ...adresine Tebligat Kanununun 16. maddesine göre ödeme emri tebliğ edilmeye çalışıldığı ancak Ağrı Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünün 02.02.2016 tarihli yazısına göre borçlunun 14.01.2016 tarihinden itibaren Ağrı ilinde görev yaptığı anlaşılmaktadır. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Bu durumda, aksine bir belge bulunmadığı sürece, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
de yasak olacağını, takipten 26.2. 2020 tarihinde haberdar olduklarını, yine ödeme emrinde icra müdürlüğünün IBAN numarasının bulunmadığını beyan ile usulsüz tebligat şikayetlerinin kabulüne tebliğ tarihi olarak 26.2.2020 tarihinin tespitine ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
tebliğ işleminin geçersiz olduğunu, tebligat zarfı üzerinde bu kişinin kim olduğu, bu kişiye neden tebliğ yapıldığı, komşu mu, muhtar mı, çalışan mı, şirket yetkilisi mi olduğuna dair bilgi yer almadığını, Müvekkili şirket adına gönderilen ödeme emrini tebliğ alan kişinin, müvekkili şirketin daimi çalışanı veya müvekkili şirketle bağlantılı birisi olmadığını, Özel hukuk tüzel kişilerinde yapılacak tebligatta tebliğ alacak kişinin tüzel kişi tarafından görevlendirilmiş memur olması gerektiğini, müvekkilinin, dosya ile ve dosya borcu ile herhangi bir fiili ve organik bağı bulunmamakla birlikte, tahakkuk eden borçtan da herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, bu nedenle İstanbul Anadolu 5 icra Müdürlüğü 2020/13294 E. sayılı icra dosyasından gönderilen usulsüz tebligatın iptaline, ödeme emri tebliğ tarihinin 24.11.2020 olarak düzeltilmesine, vaki 09/12/20250 tarihli müdürlük işleminin iptali ile itirazlarının kabulüne, dosya borcuna, işlemiş ve işleyecek olan faize, talep edilen faiz oranına...
Şikayetçi borçlunun şikayet dilekçesinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik bir iddiasının bulunmadığı, bu hususun şikayetçinin istinaf dilekçesinde de, “şikayet dilekçemizde tebligatın usulsüz yapıldığına dair bir itirazımız olmamasına rağmen” şeklinde ikrar edildiği görülmekle birlikte şikayetin değerlendirilmesi için tebligatın hangi kanun maddesine göre yapıldığının resen tespiti gerekmekle birlikte, ödeme emri tebligatının öğrenildiği tarihe göre yedi günlük sürede tebligatın usulsüz olduğu ileri sürülmediğinden, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, ödeme emri tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi gereğince yapıldığı ve buna göre tebliğ tarihinin, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih olan 29.11.2021 olarak kabulü ile sonuca gidilmesi yerinde olup kararın onanması gerekmiştir....
Şikayetçi borçlunun şikayet dilekçesinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik bir iddiasının bulunmadığı, bu hususun şikayetçinin istinaf dilekçesinde de, “şikayet dilekçemizde tebligatın usulsüz yapıldığına dair bir itirazımız olmamasına rağmen” şeklinde ikrar edildiği görülmekle birlikte şikayetin değerlendirilmesi için tebligatın hangi kanun maddesine göre yapıldığının resen tespiti gerekmekle birlikte, ödeme emri tebligatının öğrenildiği tarihe göre yedi günlük sürede tebligatın usulsüz olduğu ileri sürülmediğinden, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, ödeme emri tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi gereğince yapıldığı ve buna göre tebliğ tarihinin, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih olan 27.12.2021 olarak kabulü ile sonuca gidilmesi yerinde olup kararın onanması gerekmiştir....
A.Ş şeklinde yazıldığını, gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu, davalının TK 35 maddesine göre tebligat yapılmasını icra müdürlüğünden talep ettiğini, 16.05.2018 tarihli TK 35 tebligatı ile takibin usulsüz şekilde kesinleştiğini, müvekkilinin usulsüz yapılan tebligattan 16.05.2019 tarihinde gayrimenkulleri üzerine haciz konulduğunu öğrenmesi ile haberdar olunduğunu, müvekkilinin alacaklıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, çek üzerindeki imzaya müvekkil şirket yetkililerinin eli mahsulü olmadığını, ciro silsilesinde kopukluk bulunduğunu bildirmiş, usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emrinin iptali ile tebliğe 16.05.2019 tarihinde muttali olduklarının tespiti ile usulsüz tebligat talebinin kabulüne, imzaya itiraz ve takibe ve borca yönelik sair itirazların kabulü ile takibin iptaline karar verilmesini, davalının % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir....