Somut olayda haczedilmezlik şikayetinde bulunan şikayetçi, icra dosyasında istihkak iddiasında bulunan üçüncü kişidir. Haczedilmezlik şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takibin tarafı olmayan üçüncü kişinin bu konuda şikayette bulunmaya hakkı yoktur. Davacı 3.kişi tarafından haciz konusu makineler veya makinelerin bulunduğu taşınmaz üzerinde ipotek veya rehin hakkı kurulduğu hususunda ayni hak iddiası da ileri sürülmemiş, ayrıca dosya kapsamına alınan tapu kayıtları üzerinde herhangi bir ipotek kaydının bulunmadığı görülmüştür. Ayrıca şikayete konu haczin İİK.99 maddesi uyarınca yapılmış sayılmasına karar verildiğinden davacı 3.kişinin istihkak davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı dikkate alındığında eldeki davanın istihkak davası olarak nitelendirilmesi de mümkün değildir....
İİK'nun 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayeti, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. Nitekim Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2017/1053 esas 2018/5592 karar sayılı ilamı da aynı doğrultudadır. Davacının meskeniyet iddiasında bulunduğu taşınmazını ipotek ettiği, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takipte haciz sahfası bulunmadığından meskeniyet şikayetinde bulunulamayacağı anlaşıldığından davacının meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/328 esas sayılı dosyasında İİK'nın 82. maddesi gereğince haczedilmezlik şikayetinde bulunduklarını, satışın da iptalini talep ettiklerini, ancak mahkemenin taleplerini kabul etmediğini, bu dosyada 103 davetiyesinin 17/11/2020 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğinin iddia edildiğini, bu tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkiline hiçbir tebligat yapılmadığını, eğer tebligat yapılmış olsaydı gerekli itiraz ve yasal haklarını kullanmış olacağını, bu icra dosyası ile ilgili tebligatların başkalarına yapıldığını, müvekkiline yapılan ve müvekkilinin imzasını içeren bir tebligat bulunmadığını beyanla ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı/ ihale alıcısı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya satış ilanının ve 103 davetiyesinin usulüne uygun tebliğ edildiğini, davanın kötüniyetli olarak açıldığını, para cezasına hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İİK'nun 82/1-12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayeti, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. Mahkemece, şikayetin bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken, İİK’nun 82/2. maddesi gereğince borcun taşınmazın bedelinden doğması halinde haczedilmezlik şikayetinin dinlenmeyeceği gerekçesiyle istemin reddine hükmolunması isabetsiz ise de, sonuçta şikayet reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...
Şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvurusu, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz niteliğinde olup, takip şekli itibariyle her iki hususunda yasal hak düşürücü süre içerisinde icra mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gerekmektedir. O halde mahkemece öncelikle usulsüz tebligat şikayeti üzerinde durulması, tebligat usulsüzlüğü şikayetinin karara bağlanmasından sonra diğer itirazların süresinde olduğunun anlaşılması halinde esastan incelenmesi, söz konusu itirazın süresinde olmadığının tespiti halinde ise süre yönünden reddi gerekirken tebligat usulsüzlüğü şikayeti ile ilgili bir değerlendirme yapmadan doğrudan itirazın esastan incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Madde 58’e aykırı olarak düzenlenmiş ve usulsüz tebliğ edilen ödeme emrinin ve geçersiz ödeme emrine dayanan icra takibinin iptaline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, Bursa 9. İcra Müdürlüğü'nün 2021/11030 esas sayılı dosyasında usulsüz tebliğ şikayeti ile ödeme emrinin ve takibin iptali istemine ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur....
Bunun üzerine müdürlükçe 103 davetiyesi borçlu vasisine bila tebliğ dönen adreste TK'nın 35. Maddesine göre 04/11/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Tebligat Kanunu'nun 35. maddesinin 1. fıkrasına göre; "Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır." 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 11.01.2011 tarih ve 6099 Sayılı Kanun'un 9.maddesi ile değişik Tebligat Kanunu'nun 35.maddesinin 2. fıkrasında "Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır" düzenlemesi yer almaktadır....
İcra Dairesinin 2019/11673 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T.İş Bankası A.Ş. tarafından borçlular T1 ile Saadet Ebru Kaya hakkında 05/09/2019 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla 283.002,21 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, icra emrinin davacı T2'ya 10/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği, T1ne dava tarihi itibariyle tebliğ edilmediği, davanın 20/12/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. İİK'nun 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayeti, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. ( Yargıtay 12....
Somut olayda, mahkememiz dosyası ve icra takip dosyasının incelenmesinde davacı tarafın 14/12/2021 tarihinde tesadüfen hacizden haberdar olduğu iddia olunmuşsa da taşınmaza ait kıymet taktiri raporunun 31/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafça 24/04/2019 tarihinde İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/740 Esas sayılı dosyasına kıymet taktirine itiraz da bulunduğu, öğrenmenin kıymet taktiri raporunun tebliğ ile gerçekleştiği anlaşılmakla meskeniyet şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal süreden sonra yapılmıştır. Bu nedenle mahkememizce, İİK 16.maddesine göre bu tarihten başlayarak 7 günlük süre içerisinde gerçekleştirilmesi gerekirken, davanın 17/12/2021 tarihinde açıldığı sabit olduğu, bu davanın süre aşımı nedeniyle reddine'' karar verildiği görülmüştür....
Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Bir başka ifadeyle, meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup; iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Öte yandan, borçlunun ölümü ile İİK'nun 53. maddesi uyarınca; alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde ön görülen yasal yedi günlük sürede İİK'nun 82/12. maddesi uyarınca kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceklerdir....