Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 6. fıkrasında borca itirazın esasa ilişkin nedenlerle reddi halinde takibin muvakkaten durdurulmuş olması koşuluyla alacaklının isteği üzerine borçlunun takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda mahkemece, boçluların takibi öğrendiklerini beyan ettikleri tarihten daha önceki bir tarihte haberdar oldukları tespit edilmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ve bunun sonucu olarak da borca itirazın süresinde olmadığı görülmektedir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İcra dairesine gerçek öğrenme tarihinden itibaren süresi içersinde yapılan itiraz sonucu icra müdürlüğünün taleplerini reddettiğini, tebliğ memurunun tebliğ kağıdını kapıya yapıştırmadığını ve müvekkilin haberdar olmasının mümkün olmadığını, söz konusu tebligatın 10/05/2021 tarihinde yani tam kapanma sürecinde yapılmış olduğunu, tebligatın kapıya yapıştırılmak suretiyle TK 35'e göre tebliğ edildiği iddia edildiğini, şirket kapısında herhangi bir tebliğ evrakı da bulunamadığını, 17 Mayıs tarihinde itiraz için müvekkilin son günü olduğu varsayılırsa bile tam kapanma sürecinde yapıldığını ve müvekkil tarafın öğrenmesinin mümkün olmadığını ve tebligatın usulsüz yapıldığını, tebligat memuru ile iletişime geçildiğini ve şirketin taşınmış olduğu bilgisi edinildiği için kapıya yapıştırmadığını da kendi sözleriyle beyan ettiğini, işbu sebeplerle usulüne uygun tebliğ edilmeyen ödeme emrinin hukuka aykırı bir şekilde kesinleştiğini...
GEREKÇE : Uyuşmazlık genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte davacı borçlu adına yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Tarsus İcra Müdürlüğü'nün 2020/3825 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T3 vekili tarafından, borçlular T1 ve Ali Haydar Kaplan aleyhine toplam 57.421,92 TL asıl alacak ve ferilerinin tahsili amacıyla genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi yapıldığı, davacı borçluya örnek 7 ödeme emrini 28/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği davacı tarafından 19/10/2020 tarihinde usulsüz tebliğ şikayeti açıldığı anlaşılmıştır. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğinde olup İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. (Benzer yönde Yargıtay 12....
Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 31.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise İİK'nun 168. maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra 14.08.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürüp, imzaya itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece; öncelikle, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti hakkında HMK'nun 297. maddesine göre bir karar verilmesi, tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ve itirazın süresinde olduğunun anlaşılması halinde, işin esasının incelenmesi, aksi halde istemin süreden reddi gerekirken, tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayet hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden ve dolayısıyla İİK'nun 168. maddesi uyarınca itirazın süresinde olup olmadığı saptanmadan imzaya itirazın esasının incelenmesi isabetsizdir....
Hukuk yargılama usulünde olayları bildirmek taraflara hukuki tavsif hakime ait olup davacı vekili tarafından tebligatın usulsüzlüğünden bahsedildiği halde gecikmiş itiraz talebinde bulunulmuş olması takibin şekli de nazara alındığında başvurunun tebligatın usulsüzlüğü ile birlikte takibin iptali yönünde şikayet olduğunun kabulünü gerektirir. Mahkemece tebligatın usulsüzlüğü şikayeti tartışılmadan kabul edilerek işin esası incelenmiş ve icra mahkemesi kararı kendisine tebliğ edildiği halde alacaklı vekili tarafından temyiz edilmediğinden bu hususta temyiz incelemesi yapılmamıştır....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 62. maddesi uyarınca borca itiraza ilişkindir. Fethiye İcra Müdürlüğü'nün 2021/1430 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı davalı tarafından borçlu davacılar ve İsmail Çavuşoğlu hakkında genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takibi olduğu, ödeme emirlerinin davacılara 26/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlular tarafından takip dosyasına herhangi bir itiraz dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafın usulsüz tebligat şikayeti mahkemece kabul edilmiş olup davalı tarafın bu kısma yönelik herhangi bir istinaf istemi olmamakla birlikte davacı taraf bu kararla birlikte lehine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf isteminde bulunmuştur. HMK'nın 326. maddesi gereğince, kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından Vakfıkebir İcra Müdürlüğünün 2020/45 Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine başlandığını, takip uyarınca müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, söz konusu ödeme emrinden 25.02.2020 tarihinde haberdar olunduğunu, bu nedenle ödeme emrinin tebliğ tarihinin bu tarih olarak düzeltilmesi gerektiğini, öte yandan takipte talep edilen işlemiş, işleyecek faiz miktarı ile faizin türüne yönelik itirazlarının bulunduğunu ileri sürerek usulsüz tebligat şikayeti uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesine, faize yönelik itirazlar uyarınca takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ödeme emrinin usule uygun şekilde tebliğ edildiğini, takipte istenilen faizin türü ve miktarının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 65. maddesi uyarınca gecikmiş itiraz istemine ilişkindir. Ödemiş İcra Müdürlüğünün 2021/6649 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı davalı tarafından borçlu davacı hakkında genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takip olduğu, ödeme emrinin 23/11/2021 tarihinde borçlu şirketin e-tebligat adresine e-tebliğ yolu ile tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İİK'nın 65. maddesinde "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır. İİK'nın 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, muhatabın, bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememesi halinde mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Gecikmiş itiraz, süresinde yapılmış ise, icra mahkemesi borçlunun bildirdiği mazeretin haklı olup olmadığını inceler....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, davacı borçluya yapılan tebligatın usulüne uygun olarak yapıldığı, davacı borçlunun itirazlarını gecikmiş itiraz olarak ileri sürmesi gerektiği, İİK.nun 65.maddesine dayanan gecikmiş itirazda, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde gecikmiş itirazda bulunacak kişinin mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde İcra Mahkemesine bildirilmesi gerektiği, davacı borçlunun yurt dışına giriş çıkış kayıtlarının incelenmesinde, 12/10/2018 tarihinde yurt içine giriş yaptığı, iş bu davanın 21/12/2018 tarihinde açıldığı, davacının mazeretini gösterir delillerle birlikte esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını belgelendiremediği gibi İİK.nun 65.maddesi gereğince gecikmiş itirazda bulunmak üzere mazeretini bildirir engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde İcra Mahkemesine başvurmadığı...
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayeti ve ilamsız icra takibinde yetki itirazı ile hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. Bodrum 1....