WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

usule de uygun olmadıklarını, davacının 2. haciz ihbarnamesini öğrenince derhal icra müdürlüğüne itiraz ettiğini, bu itirazın gecikmiş itiraz olarak kabulü ile takibin davacı yönünden durdurulması gerekirken davacıya 3. haciz ihbarnamesi gönderilerek davacının borçlu durumuna getirildiğini, tebligatın usule uygun olup olmadığının icra memuru tarafından denetlenmesi gerektiğini, ayrıca ilk iki ihbarnamede borçlu olarak Döndü Er gösterilmesine rağmen 3....

İcra dosyasında haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi hususunda bir ilam bulunmadığı, usulsüz tebliğ ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi hususunda mahkeme ilamı ibraz edilmediği sürece bu hususun resen nazara alınamayacağı, icra müdürünün tebligatın usulsüz olup olmadığına karar verme yetkisinin bulunmadığı, icra dosyası kapsamında haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihleri itibariyle yasal süresi içerisinde davacı şirket tarafından herhangi bir itirazın yapılmadığı dikkate alındığında icra müdürlüğünce verilen 13/01/2021 tarihli ret kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına ilişkin mahkeme kararı isabetlidir. Eski hale getirme HMK'nun 95. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak İcra ve İflas Kanunu'nda böyle bir düzenleme yoktur. Kanun koyucu İİK'nun 65. maddesinde itiraz süresi yönünden gecikmiş itirazı kabul etmiş, diğer süreler yönünden bir hüküm koymamıştır....

Borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir (HGK'nun 05/10/2001 tarih ve 2001/12-258 esas, 20018344 sayılı kararı). 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öte yandan borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12-258 E., 91/344 sayılı kararı)....

    nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesi gerektiğine ilişkin bir şerhin verilmediği anlaşılmıştır. Sözkonusu tebligat bu hali ile 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/2 maddesi ile Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddesi hükümlerine uygun yapılmadığından usulsüzdür. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda uyuşmazlığın İİK'nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir. Borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, 6100 sayılı HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetidir (Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12-258 esas 1991/344 karar sayılı kararı)....

      İcra Müdürlüğünün 2020/2055 Esas sayılı dosyasıyla takibe geçildiğini, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiasının gecikmiş itiraz olduğunu ayrıca fatura adresine tebligat yapılmadığına ilişkin sebebin ancak ''usulsüz tebligat''a ilişkin itiraz sebebi olduğunu, tebligatın usulüne uygun yapıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Karşıyaka 1. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, şikayetçi borçlunun gecikmiş itirazının reddine karar verilmiştir....

      Muhatabın adreste ikamet edip etmediği tespit edilemedi" şerhi düşülmek suretiyle bila tebliğ iade edildiği, bunun üzerine borçlunun mernis adresine örnek 7 nolu ödeme emrinin gönderildiği ve Tebligat Kanunun 21/2 maddesine göre 15/10/2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda tebliğ tarihinde ve halen yurtdışında olması nedeniyle takibe itiraz edemediğini ileri sürdüğüne göre başvuru bu hali ile İİK'nun 65. maddesi kapsamında gecikmiş itirazdır. O halde mahkemece başvurunun gecikmiş itiraz niteliğinde kabulü ile bu doğrultuda inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde tebligat usulsüzlüğü olarak vasıflandırma yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        Öte yandan tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, usulsüz de olsa borçlu ...’a 19/03/2014 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, daha sonra 103 Davetiyesinin 24/10/2014 tarihinde tebliğ edildiği bu tebliğ işleminin usulsüzlüğünün ise ileri sürülmediği buna göre borçlu ...’ın en geç 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 24/10/2014 tarihinde takipten ve dolayısıyla usulsüz tebligattan haberdar olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, borçlu ...’ın 23/01/2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olup, usulsüz tebliğ şikayetinin süreden reddi gerekmektedir....

          Somut olayda, borçlunun, hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediği şikayeti ile birlikte icra emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini de ileri sürerek borca ve faize itiraz ettiği, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca ve faize itirazı hakında olumlu olumsuz bir karar verilmediği görülmektedir. O halde Bölge Adliye Mahkemesince, 6100 sayılı HMK'nun 297/2. maddesi gözetilmek suretiyle borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca ve faize itirazları incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan konularda bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın ve olumlu veya olumsuz bir karar verilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 8....

            Somut olayda, borçlular vekilinin icra mahkemesine -usulsüz tebliğ şikayeti dışındaki- başvurusu (teminat iddiası), İİK.nun 168/5. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, itirazın incelenmesi aynı Kanunun 169/a maddesi gereğince duruşmalı olarak yapılmalıdır....

              Dava dilekçesinde davacı borçlu, imzaya itirazla birlikte ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş ise de, Mahkemece usulsüz tebliğ şikayeti hakkında öncelikle karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebliğ şikayeti hakkında hiçbir değerlendirme yapılmadan ve dolayısı ile imzaya itirazın süresinde olup olmadığı dahi değerlendirilmeden, imzaya itirazın esas hakkında karar verilmesi isabetsizdir. Somut olayda, davacı borçluya ödeme emrinin 02.10.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacının icra mahkemesine 11.02.2020 tarihinde başvurarak usulsüz tebliğ şikayeti ile imzaya itirazda bulunduğu görülmüştür....

              UYAP Entegrasyonu