Davacı, kıymet raporu tebliğinin usule uygun olmadığını, bu nedenle rapora itirazları kapsamında yeniden rapor alınmasını talep etmiştir. Davacıya kıymet takdiri raporu ( Erzurum İli Yakutiye İlçesi Gez Mahallesi 5554 Ada 3 parselde kayıtlı 26 nolu bağımsız bölüm) 04.04.2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davacı en geç satış ilanı tebliği ( 17.02.2020 ) ile kıymet takdiri raporunun usulsüzlüğü öğrendiğinden yasal süre içinde şikayet hakkını kullanmadığı anlaşılmakla davacının bu isteminin süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Öte yandan davacı meskeniyet şikayetinde bulunmuştur....
İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, davacı adına kayıtlı taşınmazın kaydına 27.09.2018 tarihinde haciz konulmasının talep edildiği, 01.10.2018 tarihinde taşınmazın kaydına haciz şerhinin işlendiği, davalı alacaklının 31.07.2019 tarihinde satış talebinde bulunarak, satış avansını yatırdığı, davacıya İİK.103 haciz davetiyesinin 2018 yılında tebliğ edildiği, devamında yine kıymet takdirine ilişkin raporun da boçlu davacıya 20/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 103 davetiyesinin yada kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin bir şikayetinin bulunmadığı, mahkemece meskeniyet şikayetinin süreden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, HMK.355 mad....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 1-Şikayetçi borçlunun, kıymet takdir raporuna itiraz ile kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; İcra mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK.nun 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan mahkeme kararları kesindir....
İcra dosyasından alınan bilirkişi raporunun gerçeği yansıtmadığı ileri sürülmüş ise de; şikayet dilekçesinde ayrıca ve açıkça kıymet takdirinin ve satış ilanının şikayetçi borçluya usulsüz tebliğ edildiğinin iddia edilmediği, kıymet takdirinin 21/11/2018 tarihinde , satış ilanının 26/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Kıymet takdir raporu hiç tebliğ edilmemiş olsa bile, borçlu en geç anılan rapora satış ilanı tebliği ile muttali olacağından raporun hiç tebliğ edilmemiş olmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır. (Yargıtay 12.HD.nin 2013/1908 E.2013/10772K. Sayılı emsal içtihadı) Diğer taraftan satış ilanının tebliğinden itibaren İİK.nun 128/a maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde kıymet takdirine itiraz edildiği de iddia edilmemiştir. Y.12. HD.nin 2019/851 E. 2019/5126 K. Sayılı emsal içtihadında belirtildiği üzere; Şikayetçi, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır....
Her ne kadar somut olayda, feshi istenilen ihaleye konu olan taşınmazın, muhammen bedelinin üzerinde satıldığı, dolayısıyla ihalede zarar unsurunun bulunmadığı anlaşılmış olsa da, satış ilanı ve kıymet takdiri tebliğlerinin usulsüz olduğu görülmüş olup borçlunun ihalenin feshine ilişkin şikayet dilekçesinde kıymet takdir raporuna itiraz hakkının kısıtlandığını ve taşınmazın gerçek değerinden düşük değere satıldığını da ileri sürdüğü anlaşılmıştır....
A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle, satış ilanı dahil tüm tebligatların asıl borçlu müvekkili şirkete usulüne uygun tebliğ edilmediğini, müvekkili şirketin usulsüz yapılan tebligat nedeniyle kıymet takdir raporundan haberdar olmamakla birlikte tanzim edilen kıymet takdir raporunda taşınmazın değerinin noksan çıkarılması nedeniyle maddi yönden haklarının zayi olduğunu, taşınmaza rayiç değerinin altında kıymet takdir edildiğini, kıymet takdirine itirazları olup bilirkişi incelemesi talepleri bulunduğunu beyanla, davanın kabulü ile ihalenin feshini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, ihalenin feshi şikayetinin reddine, İhale bedeli %10 tutarında 185.000,00TL para cezasının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İskenderun İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 30/04/2015 NUMARASI : 2014/633-2015/214 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlunun, satış ilanı ve kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiğini, kıymet takdir raporu usulsüz tebliğ edildiğinden itiraz hakkını kullanamadığını, kıymet takdiri üzerinden 16 ay geçtiği halde yeniden kıymet takdiri yapılmadığını, tek taşınmazı olması nedeniyle haczedilmez olduğunu beyan ederek ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, tebligat usulsüzlüğü nedeniyle şikayetin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır....
Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. Takip dosyasının incelenmesinde; ödeme emri tebligatlarının usulsüz olduğu ancak, borçlulara ödeme emri tebligatı dışında kıymet takdiri raporu tebligatı çıkarıldığı anlaşılmıştır. Borçluların şikayet dilekçesinde kıymet takdir raporu tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiasının bulunmadığı anlaşılmıştır. Buna göre, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince borçluların ödeme emrinden en geç kıymet takdir raporunun tebliğ edildiği 27.08.2018 tarihinde haberdar olduğu kabul edilmelidir....
Davacı vekili vekaletnamesi olduğu halde satış ilanının kendisine geç tebliğ edildiği, ihaleye bir kaç gün kala kendisine tebligat çıkarıldığını ileri sürmüştür. İcra dosyasının incelenmesinde davacı vekili Av. T2 satış ilanının tebliğe çıkarıldığı 05.09.2021 tarihinde tebliğ edildiği, ihale tarihinin 14.09.2021 olduğu ve ihaleden makul süre önce satış ilanının davacı vekiline tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olduğundan 05.09.2021 tarihinde satış ilanı vekile tebliğ edilmiş olmakla kıymet takdirinin tebliğinin usulsüz olduğu ileri sürülmüş ise de en geç bu tarihte kıymet takdirinden haberdar olunduğu ancak süresi içesinde kıymet takdirine itirazda bulunulmadığı anlaşıldığından kıymet takdiri kesinleşmiştir. Ayrıca davacının dava dilekçesinde yer alan adresine kıymet takdir raporunun tebliğ edildiği ve bu adresin davacının mernis adresi olması nedeni ile tebligatta usulüne uygundur....
İlk derece mahkemesi tarafından; ''...Her ne kadar satış ilanının ilgililere hiç tebliğ edilmemiş veya usulsüz tebliğ edilmiş olması başlı başına ihalenin feshi sebebi teşkil etse de satış ilanının tebliğ edilmediğini veya usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek ilgili kişinin kendisinin ihalenin feshini talep edebileceği, bir başka deyişle satış ilanı kendisine usulüne uygun olarak tebliğ edilen kişinin, diğer ilgili 3. kişilere satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek ihalenin feshini talep edemeyeceği, somut olayda ; davacı T1'ı vekil sıfatıyla temsil eden Av. T2 satış ilanının 21/04/2021 tarihinde e-tebliğ edildiği, satış ilanının davacı vekiline tebliğ edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, takip borçlusu Se-fa Teknik Ltd....