ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebliğ işleminin, tebligatın verildiği gelini olan ... ile aynı konutta ikamet etmediklerinden usulsüz olduğunu, adı geçenle, aynı apartmanda ancak farklı dairelerde oturduklarını, ... tarafından tebligatın borçluya haber verilmediğini, borçlu ile tebligatı alan ... arasında husumet bulunduğunu ve takipten 16.02.2021'de haberdar olduğunu ileri sürerek, ödeme emri tebligatının iptali ile tebliğ tarihinin 16.02.2021 olarak tespitini talep etmiştir. I....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararda yer alan satışa hazırlık işlemini şikayet konusu yapmadıkları gerekçesinin doğru olmadığını, süresinde Muğla İcra Hukuk Mahkemesi'ne 2021/173 Esas sayılı dosyası ile şikayet davası açıldığını, dosyada satış öncesi yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğunu, ödeme emrinin tebliğe çıkarılmasının ardından bila tebliğ dönmesi üzerine müvekkilinin mernis adresine yapılan tebliğ şerhinde müvekkilin komşusunun ismi ve tebligat tarihi yazılmadan tebligatın mahalle muhtarına bırakıldığını, 103 haciz davet kağıdının tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, kıymet takdir raporuna ilişkin tebliğ şerhinde ise vaki adreste ikame etmeyen ve müvekkilin tanımadığı Sadık Avcı isimli bir kişiye haber verildiğinin belirtildiğini, müvekkilinin bu isimde kimseyi tanımadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...,Her ne kadar davacı taraf takibe dayanak belgenin ödeme emri ile taraflarına tebliğ edilmemesinin de tebligat işlemini usulsüz kıldığından bahisle şikayet yoluna gidilmiş ise de, takip talebinde alacaklının herhangi bir belgeye dayanmadığı, takibin belgeye dayanması ve bu belgenin borçluya tebliğ edilmemesinin ödeme emrinin iptali sonucunu doğuracağı ancak davacı tarafın ödeme emrinin iptali yönünde bir talebinin olmadığı ve ayrıca yapılan tebliğ işleminin zaten usulsüz olduğu ve bu hususun mahkememizin de kabulünde olduğu yukarıda açıklanmıştır....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 12.11.2015 tarih ve 2015/282 Esas, 2015/608 Karar sayılı tahliye istekli dava nedeniyle yapılan duruşma davetiyesinin, borçlu asile 16.6.2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmekte olup; borçlu, icra mahkemesine yaptığı 01.7.2015 tarihli şikayet başvurusunda bu tebliğ işleminin de usulsüz olduğunu ileri sürmemektedir. O halde, her nekadar mahkemenin ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin gerekçesi yerinde ise de; borçlunun hakkındaki takipten tahliye davasından gönderilen dava dilekçesinin tebliğ tarihi olan 16.6.2015 tarihinde haberdar olduğu anlaşılmakla mahkemece, şikayetin süreden reddi gerekirken esastan incelemeyle kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Bu nedenle, mahkemece, öncelikle borçlunun, takibi ve usulsüz olduğunu iddia ettiği ödeme emri tebligatını öğrenme tarihinin tespiti gerekir. Somut olayda, borçluya 27.11.2015 tarihinde 103 davetiyesinin tebliğ edildiği görülmekte olup, borçlu, icra mahkemesine yaptığı 14.12.2015 tarihli şikayet başvurusunda, bu tebliğ işleminin de usulsüz olduğunu ileri sürmemiştir. O halde, borçlunun hakkındaki takipten 103 davetiyesinin tebliğ tarihi olan 27.11.2015'te haberdar olduğu anlaşılmakla mahkemece, şikayetin süre aşımından reddi gerekirken, işin esasının incelenerek istemin reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...
ŞİKAYET Şikayetçi/3.kişi şikayet dilekçesinde; borçlunun maaş ve taşınmazına, kendi haczinden önce başka dosyadan konulan ihtiyati haczin, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle takip kesinleşmediğinden kesin hacze dönüşmediğini, alacaklı olduğu dosyadan konulan hacizler kesinleşmiş olduğundan ilk sırada kendi hacizlerinin olması gerektiğini bu nedenle tapu müdürlüğüne ve işveren kuruma müzekkere yazılarak ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmediğinin bildirilmesi ve bu dosyaya kesinti yapılmamasını, kesintinin kendi alacaklı olduğu dosyaya yapılması için müzekkere yazılması talebinin ... İcra Müdürlüğünce reddedildiğini, bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek 26.6.2019 tarihli icra müdürlük kararının iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; şikayetin süresinde yapılmadığını, ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. III....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava; İİK 16. maddesine dayalı icra müdürlüğü işlemini şikayettir. Kocaeli İcra Müdürlüğünün 2021/137293 esas sayılı dosyasında, alacaklı tarafından borçlu hakkında 2.000,000,00 TL asıl alacak için genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, borçlu şirketin "Fatih Sultan Mehmet Mahallesi Gazi Cad. No:42/11 B/4 Kartepe/Kocaeli" adresine çıkan örnek 7 ödeme emrinin 18/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği ,davacı alacaklının talebi ile borçlu şirkete tekrar gönderilen 7 örnek ödeme emrinin ise 30/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 29/11/2021 tarihinde itirazı üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, eldeki davanın iş bu takibin durdurulmasın dair icra müdürlüğü işlemini şikayet için davacı alacaklı tarafından açıldığı anlaşılmıştır. Yargıtay 12....
Bu yöndeki şikayetin ise aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapılması gerekir. İcra müdürlüğüne yapılan şikayet sonuç doğurmaz. Somut olayda, borçluya, ödeme emrinin 20.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin ise 10.02.2015 tarihinde icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile ödeme emri tebligatının usulsüz yapıldığı iddiası ile birlikte yetkiye ve borca itiraz ettiği, icra müdürlüğünce tebligat usulsüzlüğünün, icra müdürlüğünce incelenemeyeceği gerekçesiyle süresinden sonra yapılan itirazın reddi ile takibin devamına karar verildiği görülmüştür. Tebliğ işlemine yönelik şikayetin icra mahkemesine yapılması gerekip, icra müdürlüğüne yapılan başvuru sonuç doğurmayacağından, memurluk kararı yasaya uygundur....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tebligattan şikayet tarihinde haberdar olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, borçlu şirketin tebliğ tarihinde tebligattan haberdar olduğunu, davacı borçlunun tebligattan iddia edildiği gibi 20/09/2018 tarihinde değil, tebliğ tarihi olan 13/08/2018 tarihinde haberdar olduğunu, iş yerinde davalı şirketin yetkilisi bulunmadığından tebligatın daimi çalışanına yapıldığını, davacı taraf 7 günlük şikayet süresi içerisinde şikayet yoluna başvurmadığından talebinin reddi gerektiğini belirterek, şikayetin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; ''...Somut olayda davacı şirkete gönderilen ödeme emrinin “daimi çalışan Şanser Anıl imzasına tebliğ edildi" denmek suretiyle tebliğ edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öte yandan, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun ileri sürülmesi "şikayet" niteliğinde olup, İİK'nin 16/l. maddesi gereğince şikayetin, işlemi öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur....