İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/10/2018 NUMARASI : 2018/745 ESAS - 2018/695 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla, dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı borçlular vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ve küçükler aleyhine başlatılan takipte ödeme emri ve İİK'nın 103.maddesi gereğince düzenlenen haciz bildirim davetiyesinin tebliğinin usulsüz olduğunu, borçluların takipten 24/09/2018 tarihinde haberdar olduklarını, takibe dayanak senedin “TL” olarak tanzim edildiği halde “Euro” olarak değiştirildiğini, bilirkişi incelemesi ile durumun tespit edilmesi gerektiğini, işlemiş faiz miktarı ve faiz oranının fahiş olduğunu belirterek tebliğ tarihinin 24/09/2018 olarak düzeltilmesine, itiraz ve şikayetlerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlular vekilinin icra mahkemesine başvurusunda müvekkillerine yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, ileri sürerek borca ve imzaya itiraz ettiği, mahkemece; borçlu ...'...
bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda; takip talebinde ve ödeme emrinde ne alacaklı adresi ne de alacaklı veya vekili banka hesap bilgileri mevcut olmadığından İİK'nun 58 ve 60 maddelerine uygun düzenlenmediği şikayeti ile birlikte takip konusu bononun kambiyo vasfı taşınmadığını ileri sürerek ödeme emrinin iptalini istemiştir....
ile ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tespiti ile öğrenme tarihi olan 13/09/2021 tarihinin ödeme emri tebliğ tarihi olarak kabulüne, tüm icra işlemlerinin iptaline karar verilmesini istemiştir....
Müdürlüğünün ... esas sayılı icra dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıklarını, takibin sonuçsuz kalması üzerine takip yolunu değiştirerek iflas yolu ile takibe dönüştürdüklerini, davalıya 12 nolu ödeme emri gönderildiğini, davalının itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiğini, alacağın henüz tahsil edilmemesi nedeniyle davalının iflasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. CEVAP: Davalı şirkete usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve ön inceleme duruşma günü tebliğ edilmiş olmasına rağmen davaya cevap verilmemiştir. Davalı vekili 23/05/2017 tarihli beyan dilekçesinde özetle, müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, ödeme emrinin müvekkiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, bu nedenle kesinleşmiş bir iflas takibinin bulunmadığını usule aykırı açıdan davanın reddi gerektiğini belirtmiş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İİK'nun 168/4-5. maddesi hükmüne göre, borçlunun, borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya ve yetkiye itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvurusu, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte yetkiye, imzaya ve borca itiraz niteliğinde olup, takip şekli itibariyle tüm hususların yasal hak düşürücü süre içerisinde icra mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda borçluya gönderilen ödeme emri tebligatının incelenmesinde; "muhatabın çarşıda olması nedeniyle aynı adreste sürekli çalışan ... imzasına tebliğ edildiği" şerhi mevcuttur....
Borçlunun çek tazminatından sorumlu olmadığına dair iddiası da, İİK.nun 168/5. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğundan ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren yasal 5 günlük itiraz süresinde ileri sürülmesi gerekirken, Dairemizin 04.07.2017 tarihli düzelterek onama kararı ile, ödeme emri tebliğ tarihinin 05.09.2014 olarak düzeltilmesine karar verilmekle, borçlunun 12.09.2014 tarihindeki borca itiraz niteliğindeki çek tazminatına ilişkin itirazının 5 günlük itiraz süresi geçtikten sonra yapılmış olduğu anlaşılmakla, mahkemece, ödeme emri tebliğ tarihinin 05/09/2014 olarak tesbitine, çek tazminatına yönelik borca itirazın ise süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, ödeme emri tebliğ tarihinin 08/09/2014 olarak belirlenmesine ve çek tazminatına ilişkin itirazın kabulüne hükmolunması isabetsiz olup, Dairemizce kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekirken, maddi hata sonucu düzeltilerek onandığı anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme isteminin kısmen kabulü gerekmiştir...
İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ödeme emri tebligat işleminin usulsüz olduğuna ve borca itiraza dair uyuşmazlıktan dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacı ...'ın usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, borca itiraz ve şikayetlerinin reddine, davacı ...Tarım Ürünleri Yatırım Dış Tic. A.Ş.'nin usulsüz tebliğ şikayetinin reddi ile borca itiraz ve şikayetlerinin süreden reddine karar verilmiştir. Kararın hem şikayetçi borçlu hem de alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine hükmedilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/1084 esas sayılı dosyası ile imzaya itiraz davası açıldığı, borçlu tarafından 23/12/2015 tarihinde açılan bu dava nedeniyle 17/12/2015 tarihinde yapılan ödeme emri tebliğ işlemine en geç bu tarihte muttali olduğunun kabulünün gerektiği, ancak davacı borçlu tarafından ödeme emri tebliğ işlemini öğrenme tarihinden itibaren İİK.nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süre geçtikten sonra 12/12/2019 tarihinde Mahkememize şikayette bulunulduğu anlaşıldığı, Birleştirilen dosyada borca ve imzaya itiraz yönünden yapılan incelemede; İİK.nun 168/5....
Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 31.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise İİK'nun 168. maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra 14.08.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürüp, imzaya itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece; öncelikle, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti hakkında HMK'nun 297. maddesine göre bir karar verilmesi, tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ve itirazın süresinde olduğunun anlaşılması halinde, işin esasının incelenmesi, aksi halde istemin süreden reddi gerekirken, tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayet hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden ve dolayısıyla İİK'nun 168. maddesi uyarınca itirazın süresinde olup olmadığı saptanmadan imzaya itirazın esasının incelenmesi isabetsizdir....