Tüzel kişilik perdesinin aralanmasında olduğu gibi organik bağ kavramında da bir tüzel kişinin borçlarından bir başka tüzel kişinin sorumluluğuna gidilmektedir. Bu hâliyle organik bağ kavramının da kaynağını 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı oluşturmaktadır. Ancak organik bağ kavramı, tüzel kişilik perdesinin aralanmasına göre daha geniş bir anlama sahip olsa da organik bağın varlığı, tek başına tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirmemektedir. Başka bir deyişle şirketler arasında organik bağ tespit edilse dâhi tüzel kişilik perdesinin aralanması ve alacağın perdenin arkasındakinden de istenebilmesi için sırf alacaklıdan mal kaçırmak ve onu zarara uğratmak amacıyla kötüniyetli işlemler yapıldığının da somut verilerle ispatlanması gerekmektedir. Şirketlerin aynı faaliyeti yürütüyor olması tek başına organik bağ veya tüzel kişilik perdesinin aralanması için yeterli değildir....
Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır (Yargıtay 19. HD'nin 12/12/2019 Tarih, 2019/2300 E-2019/5531 K). Tüzel kişilerin, kendisini oluşturan gerçek kişilerden ayrı ve bağımsız bir hukuk süjesi olmasına göre, ortakları kısmen veya tamamen aynı olan tüzel kişiler de birbirlerinden bağımsız kişiliklere haizdir. Bu nedenle malvarlıkları da ayrıdır. Dolayısıyla bir tüzel kişi diğerinin borcundan kural olarak sorumlu tutulamaz. Ancak bazı hallerde "tüzel kişilik perdesinin aralanması yoluyla tüzel kişileri oluşturan gerçek kişilerin veya başkaca bir tüzel kişi arasındaki ayrılık ilkesi bir kenara bırakılarak iki ayrı hukuk süjesi olarak değerlendirilmeyip, bunlara tek bir bütün olarak yaklaşılması mümkündür....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/876 KARAR NO : 2024/245 DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 25/11/2020 KARAR TARİHİ : 02/04/2024 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;; Borca batık olan ----- şirketin yetkisi olan ... tarafından borçları ödememek ve muvaazalı olarak alacaklarından mal kaçırmak maksadıyla ------ başka bir şirket üzerinden faaliyetini sürdürmeye devam ettiğini, davalı şirketin tüm mal varlığını paravan şirket olan -----adına tescillediğini, iş bu faaliyetlerin hukuk düzenimiz kapsamında korunamayacağından "tüzel kişilik perdesinin aralanması" teorisi kapsamında değerlendirilerek davaya konu alacak miktarının davalı -----yanı sıra paravan şirket ----- ve her iki şirket yetkisi ... ve----- sorumlu olması gerektiğini, davalı ----- keşidecisi davacı firmanın ise hamili olduğu 24.10.2018 tanzim tarihli 200.000...
Dava, dava dışı İnter As.San.ve Tic.Ltd.Şti'nin keşide ettiği çekten kaynaklanan alacağın tüzel kişilik perdesinin aralanması suretiyle borçlu ile organik bağı bulunduğu iddia edilen davalı şirket ile diğer davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Öğreti ve uygulamada kabul edilen tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi; bazı şartların varlığı halinde, tüzel kişilik ve mal ayrılığı ilkesi dikkate alınmadan mevcut tüzel kişiliğin arkasına saklanan gerçek veya tüzel kişinin borçtan sorumlu tutulmasını ifade etmektedir. Mal varlığının bağımsızlığı ve sınırlı sorumluluk ilkelerinin istisnası olan tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi, ancak istisnai ve sınırlı durumlarda titizlikle uygulanması gereken bir teoridir....
Dosya kapsamında yer alan Ticaret Sicil Kayıtlarından davalı ...’ın davalı şirketin ortaklarından biri olduğu, ancak davacı tarafça tüzel kişilik hakkının kötüye kullanılması, kanuna karşı hile, işçinin haklarının alınmasını engelleme şeklinde tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirir bir iddiada bulunulmadığı gibi davacının hizmet döküm cetveline göre tüm çalışmasının davalı şirket nezdinde geçtiği, davacının davalı ... yanında bir çalışmasının bulunmadığı anlaşılmış olup tüzel kişilik olan şirket ve ortağın müteselsil sorumlu tutulmaları isabetli olmamıştır. Bu sebeple davalı ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerekirken, davalıların müşterek müteselsil sorumluluğu yönünde yazılı gerekçe ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde ilgililere iadesine 13.12.2018 gününde oybirliği ile karar verildi....
Sayılı dosyası bu davayla aynı dava dosyası olduğunu, müvekkili şirket lehine karar verildiğini, bu kararın yok sayılabilme durumuna istinaden bu davada müvekkili şirket hukuki yararı ve mahkemeniz tarafından verilecek karar doğrultusunda müvekkili şirketin hali hazırda lehine biten ve davalılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğundan istinafta olan dosyası da zarar görebileceğinden asli müdahale talebinin kabulünü ve Ankara ...Asliye Ticaret Mahkemesinin ... E. Sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı yana tebligat yapılmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, tüzel kişilik perdesinin aralanması istemine ilişkindir....
Tüzel kişilik perdesinin aralanmasında olduğu gibi organik bağ kavramında da bir tüzel kişinin borçlarından bir başka tüzel kişinin sorumluluğuna gidilmektedir. Bu hâliyle organik bağ kavramının da kaynağını 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı oluşturmaktadır. Ancak organik bağ kavramı, tüzel kişilik perdesinin aralanmasına göre daha geniş bir anlama sahip olsa da organik bağın varlığı, tek başına tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirmemektedir. Başka bir deyişle şirketler arasında organik bağ tespit edilse dâhi tüzel kişilik perdesinin aralanması ve alacağın perdenin arkasındakinden de istenebilmesi için sırf alacaklıdan mal kaçırmak ve onu zarara uğratmak amacıyla kötüniyetli işlemler yapıldığının da somut verilerle ispatlanması gerekmektedir. Şirketlerin aynı faaliyeti yürütüyor olması tek başına organik bağ veya tüzel kişilik perdesinin aralanması için yeterli değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı Kararı'nın dayanağı olan 2797 sayılı Yargıtay Yasası'nın 6545 sayılı Kanun'un 31. maddesi ile değişik 14/2-a bendinde, daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme de gözetilerek temyizin kapsamının esas alınacağı öngörülmüştür. Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; tüzel kişilik perdesinin aralanması yoluyla işçilik alacağının tahsili istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 13. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, dava dışı şirketle davacı şirket arasında organik bağ bulunup bulunmadığı ve buna bağlı olarak tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasıyla dava dışı şirketin davalıya olan borcu nedeniyle başlatılan takip nedeniyle davacı şirketin sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasındadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri 3....
ticaret sicil kayıtları, faturalara konu mal teslimine dair irsaliye içerikleri ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek benimsenen bilirkişi raporları doğrultusunda her iki şirketin ortaklık, yönetim yapısı ve adreslerinin aynı olduğu, malları teslim alan kişilerin belirli aralıklarla her iki şirkette de çalıştığının saptanması sonucunda şirketler arasında organik bağ bulunduğu, her iki şirketin tek bir ekonomik ünite olarak çalıştığı böylece tüzel kişilik perdesinin kaldırılması çerçevesinde davacının faturalara konu mal bedellerinden sorumlu bulunduğu ancak takibe konu edilen 18 adet faturadan bir tanesinin bedelinin takipten önce ödenmiş bulunması, diğer iki faturanın ise davaya konu alışverişle ilgili olmadığı, neticeten 109.795,77 TL' den davacının sorumlu tutulamayacağı gibi, takip öncesi temerrüdün kanıtlanamadığı, davalının tazminat isteminin koşulların oluşmadığı davalının ise üç fatura bedeli 109.775,77 TL yüzünden takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu gerekçesiyle davanın...