Yukarıda yapılan açıklamalar neticesinde menfi tespit davasında arabucuya başvurulmasının dava şartı olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/94 esas sayılı dosyasında itirazın iptali davasının açıldığını, davacının itirazın iptali davasından sonra aynı borç ile ilgili açtığı menfi tespit davasında hukuki yararının olmadığı gibi iki dava arasında da derdestlik ilişkisi bulunduğunu, müvekkilinin hafriyat ve nakliyat hizmeti verdiğini, davacının yapımını üstlendiği ... inşaatına malzeme temini sağlandığını, borçların ödenmediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece, davacının icra hukuk mahkemesinde açmış olduğu davayı kazandığı ve bonolardaki imzaların davacıya ait olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline karar verildiği, davalının bonoların lehdarı olup, senetlerdeki sahteliği bilebilecek durumda olduğu, davacıyı menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin kötü niyetle yapıldığı, istirdat talebinden yargılama sırasında feragat edildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 4.000,00 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 2011/11208 E., 2012/3068 K. sayılı ve 29.02.2012 tarihli bozma ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; davacı borçlunun icra hakimliğinde açtığı davada dava konusu bonolardaki imzaların borçlu eli ürünü olmadığının kesinlik kazandığı, bu nedenle menfi tespit davasına konu edilen 5 adet bonodan dolayı İİK'nun 72. maddesi gereğince davacı tarafın davalı tarafa...
İİK 72/6 maddesindeki "borçlu menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borçta ödenmiş olursa davaya istirdat davası olarak devam edilir" hükmü uyarınca menfi tespit davasının açılmasından sonra davacının cebri icra tehdidi altında yapacağı ödemeler tutarında dava, kendiliğinden istirdat davasına dönüşür. Somut olayda; eldeki menfi tespit davasının açılmasından sonra davacının davalı alacaklı vekiline ödeme yaptığı ve alacaklı vekilince tarafına tüm borcunun ödendiği yönünde ibraname verildiği anlaşılmaktadır. Buna göre davanın kendiliğinden istirdat davasına dönüştüğü gözetilmeksizin, davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi isabetli görülmemiş ise de bu konuda açık istinaf bulunmadığından eleştiri konusu yapılması ile yetinilmiştir....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 14/02/2019 NUMARASI : 2016/777 ESAS, 2019/119 KARAR DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit KARAR : İSTANBUL 4. TÜKETİCİ MAHKEMESİnin 14/02/2019 tarihli ve 2016/777 Esas, 2019/119 Karar sayılı dosyasında verilen karar; Davacı tarafça vaki istinaf talebi üzerine istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi....
Bu durumda mevcut dava İİK'nın 72/6. maddesi gereğince kendiliğinden istirdat davasına dönüşmüş olduğu halde, mahkemece istirdat yönünden bir hüküm kurulmamıştır. Davacı, daha sonra işbu istirdat davasını açmıştır. Açılan bu dava daha önce sonuçlanmış olan ve İİK'nın 72/6. maddesine göre kendiliğinden (kanundan ötürü) istirdat davasına dönüşmüş bulunan menfi tespit (daha doğrusu istirdat) davasının devamı niteliğindedir (Prof. Dr. Baki Kuru, Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, sh. 191 vd.). Bu itibarla, İİK'nın 72/7. maddesindeki hak düşürücü bir yıllık süre somut olayda uygulanamaz. Mahkemece açıklanan yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 15.01.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yerel mahkemece yapılan yargılama sonucu daha önce verilen 26.02.2021 tarih, 2019/246 Esas, 2021/160 Karar sayılı, davanın reddine ilişkin karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemizin 2021/1829 Esas, 2022/53 Karar sayılı kararı ile; ''Menfi tespit davası devam ederken, icra takibi konusu borcun bir kısmı ödenirse, menfi tespit davası ödenen borç kesimi için (kısmi) istirdata dönüşür. Ödenmeyen borç kesimi için ise menfi tespit davası olarak kalmakta devam eder. Yani bu halde menfi tespit davasına kısmi tespit davası ve kısmi istirdat davası olarak devam edilir. Davacı borçlu, davalı alacaklının temerrüt faizi ve icra takibinde ödemiş olduğu icra harç ve giderlerini (m.138/2,3) ödemeye de mahkum edilmesini istemiş ise, davanın borçlu lehine hükme bağlanması halinde, mahkemece davalı alacaklıyı, borçlunun icra takibinde ödemiş olduğu paradan başka (ödeme tarihinden itibaren) temerrüt faizi ve icra harç ve giderlerini de (davacı borçluya) ödemeye mahkum eder....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 19/12/2019 NUMARASI : 2018/1101 ESAS 2019/742 KARAR DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit KARAR : İstanbul Anadolu 1....
Çünkü, davanın asıl (kökeni) menfi tespit davasıdır ve menfi tespit davası borçlunun iradesi dışında (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşmüştür. Bu dönüşmenin, borçlunun menfi tespit davasında sahip olduğu tazminat alma hakkını ortadan kaldırmaması gerekir. Kaldı ki, takip konusu borcun ödenmesi (paranın alacaklı tarafından alınması) ile alacaklı kötüniyetini devam ettirmiş ve alacaklının haksız ve kötüniyetle yaptığı takip nedeniyle borçlunun zararı daha artmıştır. Yukarıdaki nedenlerle, m.72, VI gereğince istirdat davasına dönüşmüş olan davayı kazanan borçlu lehine m.72, V c.3 ve 4 hükümlerine göre tazminata da hükmedilmesi gerekir kanısındayım." (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukukunda, Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, 2003, Ankara, s.193-194) Buna göre, mahkemece, doğrudan açılan istirdat davaları için doğru olan gerekçeyle, menfi tespit davasından dönüşen istirdat davasında davalının kötüniyet tazminatı talep edemeyeceğinin kabulü doğru olmamıştır....
Asliye Ticaret Mahkemesinde menfi tespit davası açtığı, Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/... E. Sayılı dosyası üzerinden yargılama yapılarak 25/04/2019 tarih ve 2019/... karar sayılı karar ile; davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davacı tarafından kararın istinaf edildiği, Adana BAM 9.HD.'nin 2019/...E. 2021/...K. Sayılı ilamı ile ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulduğu ve davanın tam kabulüne karar verildiği, davacı vekili tarafından mahkememize Adana 3. Ticaret Mahkemesinin 2016/... E. Sayılı dosyası üzerinden verilen ilk karardan sonra Adana 4. İcra Müdürlüğünün 2016/... E. Sayılı takip dosyasına müvekkilinin maaşından kesintiler yapılarak ödemeler yapıldığı, yargılama sürecindeyken menfi tespit dosyası sonuçlanmadan icra takibinin infaz edildiğinden bahisle davalıya ödenen paraların istirdatı için mahkememize iş bu davanın açıldığı, uyuşmazlığın ne olduğu, İİK.nun 72. Maddesinde düzenlenen istirdat davası mı, yoksa TBK.nun 78....