A.Ş. ile 01.01.1996 tarihinde imzalamış olduğu Devre Tatil Sözleşmesi gereğince 30 yıllık devre tatil hakkını ve RCI üyeliğini ... ... Tatil Köyündeki E 96 no’lu studio daireyi her yılın 33. haftasında kullandığını, devre tatil hakkını kullandığı tatil köyünün 1.11.1999 tarihinden itibaren davalı ... şirketi tarafından kiralanması ve davalının talebi üzerine bu tarihten itibaren yıllık bakım ücretlerini davalının hesabına yatırdığını, 2004 tarihine kadar devre tatil hakkını düzenli olarak kullandığını, bu tarihte ise telefonla devre tatil hakkının kullandırılmayacağının bildirildiğini, , başka yerde tatil yapmak zorunda kaldığını ileri sürerek 2025 yılına kadar tatil hakkının varlığının tesbitine, 2004 yılı için 4.757 TL. Maddi ve 15.000 TL. manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsilini istemiş, 26.12.2005 tarihli Islah Dilekçesi ile Sözleşmenin feshi ile, maddi ve manevi zararlarının tahsilini istemiştir. Davalı ... Şirketi davanın reddini dilemiş, davalı ......
Turizm A.Ş. ile 23.2.1996 ve 31.6.1998 tarihinde imzalamış olduğu devre tatil sözleşmelerine göre, davalı ... A.Ş. ile ... Turistik Tesisleri A.Ş.’nin tapuda irtifak hakkı sahibi oldukları... Tatil Köyünün D-62 ve E 85 nolu ünitesinde her yılın 40-41. haftasında kullanılmak üzere 30 yıl süreli devre tatil kullanım hakkını satın aldığını, sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirdiğini, 1999 yılı sonundan itibaren devre tatil köyü işletmesinin davalı ... A.Ş.’ne devredildiğini, ... A.Ş.nin 2003 yılına kadar sözleşme şartlarına uyduğunu, ancak adı geçen şirket tarafından 2004 yılında devre tatil hakkının kullandırılmadığından açtığı dava ile dönem sonuna kadar hak sahibi olduğunun tesbiti ile 2004 yılı tatil bedeline hükmedildiğini, devam eden yıllarda tatil hakkının kullandırılmayacağının bildirildiğini ileri sürerek, 2005, 2006, 2007, 2008 ve 2009 yılları tatil bedelleri olarak şimdilik 5.000 TL.nin ticari reoskont faizi ile ödetilmesini istemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise somut olayda davalının tacir konumunda olduğu ve devre mülk hakkına konu olan meskenin de konut niteliğinde bulunduğu , davacının tüketici sıfatına haiz olduğu, uyuşmazlığın niteliği itibariyle gerek davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 4077 sayılı Kanunun gerekse şu an yürürlükte bulunan 6502 sayılı Kanunun amir hükümleri uyarınca çözümünde tüketici mahkemesinin görevli olduğu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde günlü devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda değişiklik yapan 4822 sayılı Kanununn 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki kanun kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Kanunun 23. maddesine göre de bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır....
K A R A R Davacı, davalı ile 29.06.2014 tarihli ... 1073 nolu devre tatil sözleşmesi imzaladığını, ancak devre tatil sözleşmesine konu tesisten hiç faydalanmadığını, ... 1. Noterliği nin 25.07.2014 tarihli ihtarnamesi ile cayma hakkını kullandığını belirterek devre tatil sözleşmesinin iptalini ve sözleşme nedeniyle imzalanan senetlerin iadesini talep etmiştir. Davalılar, ayrı ayrı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile sözleşme nedeniyle imzalanan senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmış, davalı şirketler ise davanın reddini dilemiştir....
MAHKEMESİ Dava, taraflar arasında akdedilen devre tatil sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. ....02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun ....maddesiyle ... Yasasının ....maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2014 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararının ... ....... Dairesi için Borçlar Kanunun ikinci kısmında yer alan sözleşmelerden (istisna akdi hariç akdin muhtelif nevilerinden) kaynaklanan davalar bakımından Sulh ve Asliye ayrımının yapılmadığı ve incelemenin bu nedenlerle ... ....... Dairesince yapılacağından uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere ... ....... Dairesine gönderilmesine, 04.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı, tapunun devri için kendisine başvurulmadığını, devre hazır olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir. Dosyada mevcut tapu kaydı ve gayrimenkul satış vaadi ve inşaat sözleşmesi incelendiğinde; davalının kendisine ait taşınmaz üzerine inşa edeceği villa satışına ilişkin bulunduğu anlaşılmaktadır. İddia şekline göre; davacıların konut olan bu yeri oturmak amacıyla satın aldığı anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması hakkındaki yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasanın 3/c maddesi ile “konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alınmıştır. Aynı yasanın 23. maddesi uyarınca tüketicinin korunması hakkındaki yasa uygulamasından kaynaklanan her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerekir....
Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür....." Belirtildiği üzere; 6502 sayılı Yasa'nın 11.maddesinde, malın ayıplı olması halinde tüketicinin seçimlik hakları tek tek sayılmış olup, somut olayda tüketici satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkını ve bedel iadesi talep etme hakkını kullanmıştır. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 21/06/2019 tarihli ve 678 sayılı İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri işbölümüne ilişkin kararı gereğince "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a karşı istinaf inceleme görevinin 18. ve 19.46 Hukuk Dairesi'ne ait olduğu belirlendiğinden, Dairemizin bu istinaf başvurusunu incelemeye görevli olmadığı kanaatiyle dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18.19 veya 46....
Dosya kapsamından, taraflar arasında adî yazılı şekilde günlü devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda değişiklik yapan 4822 sayılı Kanunun 3/c maddesinde “Konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Kanunun 23. maddesine göre de bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile verilen senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istenmektedir. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....
Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda değişiklik yapan 4822 sayılı Kanunun 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Kanunun 23. maddesine göre de bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda; davanın, taraflar arasında düzenlenen, hisseli gayrimenkul satış (devre mülk) vaadi sözleşmesinin davacı tarafça tek taraflı olarak feshedilmesi üzerine, davacının ödediği bedelin iade edilmesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Devre mülk hakkı Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....
Tüketici Mahkemesi tarafından ise; dava konusu sözleşmeye konu devre mülklerin satın alınma nedeninin kişisel ihtiyaç için olmayıp ticari olduğu, bu nedenle davacıların tüketici sayılamayacakları gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun Amaç başlıklı 2. maddesinde “Bu kanunun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiş, Kanunun 3. maddesinde "Mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar....