"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Taraflar arasındaki tesbit ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı maddi tazminat isteminin reddine, araç bedelinin iadesine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü....
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki sözleşmeye konu----- ayıplı olması sebebiyle uğranılan maddi ve manevi zararın tahsili talebine ilişkindir. Davacı, taraflar arasında makine satımı için sözleşme akdedildiğini, dava konusu makinenin ayıplı olduğunu, makinenin ayıplı olması sebebiyle maddi ve manevi zarara uğradığını, ayıp sebebiyle uğranılan maddi ve manevi zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır....
Dava konusu mobilyalarda ayıplı olduğu dosya içeriği ile ... olduğu gibi bu husus mahkemenin de kabulündedir. 4077 sayılı Kanunun 4. maddesi ilk fıkrasında ayıplı malın tanımı yapılmış, ikinci fıkrasında tüketicinin ayıplı mal konusundaki tercih haklarını düzenlemiş, üçüncü 2006/16022-2007/3017 fıkrasında tüketicinin seçimlik haklarından dolayı kimlerin sorumlu tutulacağı belirtilmiştir. Davacı ayıplı mal satışı nedeniyle bu haklardan her hangi birinin kullanabilir. Davacı bu hakkını, sözleşmeden dönme, ödediği bedelin iadesi şeklinde kullandığından ve dava konusu mobilyaların ayıplı olduğu anlaşılmakla, ayıplı malın iadesi ile satış bedelinin tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 7.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz. (2) Tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hâllerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz. Bunların dışındaki ayıplara karşı tüketicinin seçimlik hakları saklıdır. Ayıplı mal sebebiyle tüketicinin seçimlik hakları aynı yasanın 11.maddesinde düzenlenmiş olmakla,buna göre:"(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,ç)İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür....
KARAR Davacı, 8.9.2005 tarihli sözleşme ile Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığından 495 ada 11 parsel D:1-A 2 Blok 6 nolu bağımsız bölümü satın aldığını ancak kullanım sırasında bir takım gizli ayıpların ortaya çıkması nedeniyle tespit dosyası ile eksiklerin tespit edildiğini bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000 TL tazminatın davalı idareden alınarak kendisine ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın Kısmen Kabulüne, 2.973,42 TL ayıplı imalatların giderilmesi için alınacak tazminatın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesi çerçevesinde ayıp sebebiyle bedel iadesine ilişkindir....
Mahkemece, dava zamanaşımına uğradığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, ayıplı mal nedeni ile maddi ve manevi tazminat talebinin tahsiline yöneliktir. Mahkemece 4077 Sayılı Yasa uyarınca ayıplı mal nedeni ile her türlü zarardan dolayı yapılacak taleplerin 3 yıllık zamanaşımına tabii olduğu belirterek davanın reddine karar verilmiştir. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir....
Davaya konu taşınmazın bulunduğu ana taşınmazda 11/04/2019 tarihinde kat irtifakı kurulmuş ve taşınmazın mülkiyeti 25/09/2020 tarihinde davacıya devredilmiştir. 6502 sayılı TKHK madde 40/1 hükmünde " Ön ödemeli konut satış sözleşmesi, tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşmedir." denilmiştir. 6502 sayılı TKHK madde 41/1 hükmünde "Ön ödemeli konut satışının tapu siciline tescil edilmesi, satış vaadi sözleşmesinin ise noterde düzenleme şeklinde yapılması zorunludur. Aksi hâlde satıcı, sonradan sözleşmenin geçersizliğini tüketicinin aleyhine olacak şekilde ileri süremez." denilmiştir....
Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi,gereği düşünüldü: K A R A R Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın zarara neden olduğu ileri sürülen armatürün ayıplı satımından kaynaklandığı, satıcı alıcı ilişkisi bulunduğu ve Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında değerlendirileceği gerekçesi ile karşı görevsizlik kararı verilmiştir. Ankara 6....
Dava, taraflar arasındaki 14.02.2015 tarihli satış vaadi sözleşmesi uyarınca, 28.12.2015 tarihinde teslim edilen ve 15.01.2016 tarihinde tapu tescili yapılan taşınmazın ayıplı olması sebebiyle davacının ihbarı sonucu onarımı gerçekleşmesine rağmen ayıbın devam etmesi nedeniyle değer azalmasından kaynaklı alacak davasıdır....
Tüm dosya kapsamında, davacının tüketici işlemi niteliğindeki sözleşmeyle yap-satçı yükleniciden konut nitelikli taşınmaz satın aldığı, satış bedelinin taşınmaz üzerine konulan ipotek akit tablosundan anlaşıldığı üzere peşin ödenen tutardan bakiye 40.000,00 TL banka konut finansman kredisiyle ödendiği, toplam bedelin 68.000,00 TL olduğu tüketicinin mevcut haliyle ifa beklentisinin gerçekleşmediği, gerçekleşme imkanının da olmadığı, aldığı konut sebebiyle mağdur olan davacının cayma hakkını haklı olarak kullandığı, ödediği konut bedelini talepte haklı olduğu gerekçeleriyle sayın çoğunluğun ve diğer azınlığın bozma yönündeki görüşüne katılmıyor, yerel mahkeme kararının onanması yönündeki azınlık oyumdur....