DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve kal, birleşen dava ise TMK. nun 725. maddesine dayalı temliken tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş karar asıl dava davacısı tarafından hem asıl dava hem de birleşen dava yönünden istinaf edilmiştir. 4721 sayılı TMK' nun 683. maddesinde malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü el atmanın önlenmesi davası açabileceği ön görülmüştür. Tapu kaydı iptal edilinceye kadar kayıt malikinin hak sahibi olduğu tartışmasızdır. Kadastro görmüş, çapa bağlanmış yerlerde iyiniyetin ispat şekli kısıtlanarak, adeta resmi belgelerle ispat edilmesi gerektiği benimsenmiştir....
Hukuk Dairesinin 30.04.2019 tarih ve 2018/3818 E., 2019/3835 K. sayılı ilâmında; harici satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil istemli birleştirilen davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, asıl davada TMK'nın 724 üncü maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunulduğu, dava konusu 131 ada 24 parsel sayılı taşınmazda kadastro tespitinin 01.11.1967 tarihinde kesinleştiği ve taşınmazın bu tarih itibariyle çapa bağlandığı, çaplı taşınmazda iyiniyet iddiası dinlenemeyeceği, o halde davacının iyiniyetli olduğundan bahsedilemeyeceğinden temliken tescil istemli asıl davanın da reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir. B....
Dava dilekçesindeki anlatıma göre davadaki istem, tapuda kayıtlı bir taşınmazın harici satışı nedeniyle tapu iptali ve tescil talebine değil, Türk Medeni Kanununun 724.maddesine dayalı temliken tescil istemine ilişkindir. Gerçekten, sözü edilen hüküm uyarınca başkasına ait bir araziye kendisine ait malzemeyle yapı yapan bir kimse iyiniyetli ise ve uygun bir bedel karşılığında yapının ve arazinin tamamının veya yeterli bir kısmının mülkiyetinin kendisine verilmesini isteyebilir. Davada dayanılan 02.02.1979 tarihli sözleşme ise bu davada iyiniyetin var olup olmadığı açısından önem kazanır. Bütün bu nedenlerle mahkemece yapılması gereken iş, davacının talebini yukarıda belirtilen sebeplere uygun değerlendirerek istemi Türk Medeni Kanununun 724.maddesi hükmü çerçevesinde inceleyip değerlendirmek ve sonucuna uygun bir hüküm kurmak olmalıdır. Davanın vasıflandırılmasında hataya düşülerek, davanın yazılı bazı nedenlerle reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır....
Davacı vekili ön inceleme duruşmasında taleplerinin temliken tescil olduğunu imzalı beyanı ile bildirmiş, ön inceleme duruşma tutanağında hakim davayı temliken tescil olarak nitelemiş, davalı vekili de tutanağı itiraz etmeden imzalamış, hakim davayı temliken tescil davası olarak görüp davanın esastan reddine karar vermiş, karar temliken tescil davası olarak istinaf edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 141/1 maddesine göre, taraflar cevaba cevap ve 2. cevap dilekçesi ile serbestçe iddia ve savunmasını genişletebilir ve değiştirebilir Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri arasındaki görev bölümüne ilişkin kararı uyarınca, "4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 724, 725 ve 729. maddelerine dayalı (temliken tescil) tapu iptali ve tescil davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar" incelemesi görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca; Dairemizin görevsizliğine, dosyanın 22....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.04.2004 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 20.02.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun olduğu gibi özellikle temliken tescil istemine konu edilen taşınmaz tapuya bağlı bulunmadığından Türk Medeni Kanunun 724.maddesine ilişkin bir davaya konu olamayacağından hükme yöneltilen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 19.07.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil; karşılık dava ise, haksız yapı nedeniyle TMK’nın 723 ve 724. Maddelerine dayalı temliken tescil olmazsa bedel talebine ilişkindir....
Ancak; Davada ikinci kademedeki istek olarak, Türk Medeni Kanunu'nun 724. maddesine dayanılarak temliken tescil isteminde de bulunulmuştur. Gerçekten, Türk Medeni Kanun’un 718/2 maddesine göre, arazi üzerindeki mülkiyetin kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer. Medeni Kanunun 724. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş olup, zemin ile üzerindeki yapı arasındaki bağlantı kesilmiş ve aşağıdaki koşulların oluşması halinde ise, yapı sahibine üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için: Tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla bir yapı yapılmış olmalıdır. Anılan maddede bina sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir....
Dolayısıyla davacının harici satın alma iddiasına dayalı olarak eldeki davanın kabulüne olanak yoktur. Ne var ki; davacı, dava dilekçesinde tapulu taşınmazdan pay edindikten sonra 132 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerine temelli kalması amacıyla bina yaptığını, iyi niyetli olduğunu da ileri sürmüştür. Mahkeme önüne getirilen vakıa az yukarıda sözü edildiği üzere davacının Türk Medeni Kanunun 724. maddesine sığınarak temliken tescil isteğinde de bulunduğunu gösterir. Dolayısıyla uyuşmazlığın Türk Medeni Kanunun 724. maddesi çerçevesinde ele alınıp değerlendirilmesi gerekecektir. Gerçekten sözü edilen hüküm uyarınca tapuya kayıtlı ve ... mülkiyete konu bir taşınmaz üzerine temelli kalması amacıyla ve zeminin kendisine ait olduğunu veya ileride mülkiyetin kendisine geçirileceği inancı hareket eden bir kimse bina yapmış ve yapının değeri zemin değerinden fazla ise taşınmazın adına tescilini isteyebilir....
Gerek dava dilekçesindeki anlatımlardan, gerekse Harita Mühendisi bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere, binanın yapıldığı tarihte taşınmazın orman vasfını koruduğu, daha sonra Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığı, bu nedenle iyiniyet koşullarının oluşmadığı, ayrıca temliken tescil davası ancak yapının inşaa edildiği tarihteki parsel malikine karşı açılabileceği, parsel el değiştirdikten sonra yeni parsel malikine açılamayacağı, TMK.nın 724. maddesindeki şartların olayda gerçekleşmediği, birleşen dosya davacısının mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil talebinde bulunabileceği anlaşılmakla asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilerek..." şeklinde karar verilmiştir....
Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. Mahkemenin tapulu taşınmazın haricen satışının geçersiz olması nedeniyle davanın reddi kararı dairemizce isabetli bulunmuştur.Öte yandan dava dilekçesindeki anlatımdan TMK.724 ve devamı maddeleri gereğince temliken tescil talebi bulunulduğu anlaşılmamaktadır. Davacı tarafça yargılama sırasında temliken tescil talebi ileri sürülmemiş, ıslah talebinde bulunulmamıştır. Yargılama sırasında ileri sürülmeyen temliken tescil talebi istinaf aşamasında ileri sürülemez. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf sebepleri dairemizce yerinde görülmemiştir....