Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davalının ilk derece mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalının ağır kusurlu olduğunun anlaşılması karşısında davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmaların karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gibi tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, davacının kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatleri kapsamında davacı lehine maddi manevi tazminat (TMK m. 174/1- 2) takdir edilmesinde, düzenli işi ve geliri bulunmayan bu anlamda boşanma nedeniyle yoksulluğa düşeceği anlaşılan davacı kadın için yoksulluk nafakası takdir edilmesinde, takdir edilen yoksulluk nafakası miktarında da usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin kusur tespiti, maddi manevi tazminat takdiri, yoksulluk nafakası takdiri ve miktarına yönelik istinaf taleplerinin de reddine karar...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan Karşılıklı boşanma davasında (TMK m.166/1) davalı-karşı davacı taraf; kadının kabul edilen davası, kusur tespiti, davacı lehine hükmedilen nafakalar ile reddedilen tazminat talepleri ve velayet yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
Maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere OY BİRLİĞİYLE karar verildi....
boşanmaya karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla, davalı erkek vekilinin kusur tespiti ve boşanma kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği, ayrıca yerel mahkemece davacının TMK 166/1 maddesinden boşanma talebi de dikkate alınarak, buna göre koşullarının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Sonuç olarak; davalı erkeğin kusur tespiti ve maddi-manevi tazminat miktarına yönelik istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulüne, tarafların sair istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Affedilen veya en azından hoşgörü ile karşılanan olaylar, boşanma davasında eşlere kusur olarak atfedilemez. O halde, davalı-karşı davacı kocanın kusur olarak ileri sürdüğü güven sarsıcı davranışların kadına kusur olarak atfı mümkün değildir. Gerçekleşen bu durum karşısında, eşine fiziksel şiddet uyguladığı ceza mahkemesinin kararı ile sabit olan koca, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olup, kadının boşanma davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi koşulları gerçekleşmiştir. Kocanın boşanma davası yönünden ise Türk Medeni Kanununun 166/1,2. maddesi şartları oluşmamıştır. Bu sebeple, ilk derece mahkemesinin kusur tespiti ve bu kusur tespitine bağlı olarak, kadının boşanma davasını kabulü, kocanın boşanma davasının reddi usul ve yasaya uygundur....
Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169). O halde; tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına göre; ilk derece mahkemesinin 13/05/2014 tarihli oturumunun 4 nolu ara kararı uyarınca hükümle birlikte TMK 169. maddesi gereğince kadın yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere hükmetmiş olduğu aylık 1.500 TL tedbir nafakasının, bölge adliye mahkemesince yapılan yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı olduğu şekilde, kaldırılmasına ve kadının tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı-davalı koca; kusur belirlemesi ile kadının davasının tümü yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı-davacı kadın; asıl davada kusur belirlemesi ve kocanın davasının tümü, aleyhine verilen manevi tazminat, birleşen davada lehe takdir edilen tazminatların miktarı ile nafakaların miktarı, TMK nın 162 ve 163. Maddesi gereğince reddedilen davaları ile ziynet eşyası yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....
Bu durumda ilk derece mahkemesinin kusur tespiti ve bu kusur tespitine bağlı olarak, davalı-davacı kadının boşanma davasını kabulü usul ve yasaya uygundur. Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderlerindendir (HMK md.323/1- ğ). Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir (HMK md.326/1). Davalı-davacı kadın tarafından açılan boşanma davası kabul edilmiştir. Bu durumda, yapılan yargılama giderlerinin davacı-davalı koca üzerinde bırakılması ve kadın yararına vekalet ücretine hükmedilmesi yerindedir. Açıklanan sebeplerle ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.1. maddesi uyarınca davacı-davalı kocanın istinaf talebinin esastan reddine hükmedilmiştir....
üzerinden davacı ...’e 01.01.2010 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa hükümlerine göre ölüm aylığı bağlanmış; Muris ... ’in, 16.07.1997 tarihinde evlendiği ...’e karşı 19.10.2009 tarihinde şiddetli geçimsizliğe dayalı olarak açtığı boşanma davası sonucu verilen “Davalı ...’in, taraflar arasındaki evlilikte boşanmaya neden olan olaylarda Türk Medeni Kanunu’nun 181.Maddesi uyarınca kusurlu olduğunun tespitine” dair hüküm 30.06.2010 tarihinde kesinleşmiş, kesinleşme üzerine davacıya bağlanan ölüm aylığı, hak sahipliği sıfatının kaybedildiğinden bahisle 23.06.2010 tarihi itibarıyla kesilmiş ve 23.06.2010-22.11.2010 tarihleri arası dönem için 3.844,22 TL yersiz aylık tahakkuku üzerine de eldeki bu dava açılmıştır....