Davalı-k. davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda müvekkilinin herhangi bir kusuru olmadığını, mahkemece yapılan hatalı kusur tespiti neticesinde davacı için maddi manevi tazminat ve nafaka takdir edilmesi doğru olmadığı gibi davacı ve müşterek çocuklar lehine takdir edilen tazminat ve nafaka miktarlarının da fahiş olduğunu beyan etmek suretiyle belirtilen yönlerden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava TMK 161 ve 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ilerine, birleşen dava TMK 166/1 ve 162 maddeleri uyarınca boşanma talebine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
davalarının kabulüne (TMK m.1661/1, 166/son) karar verilmiş, verilen karar davacı-davalı erkek tarafından kadının birleştirilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1883 KARAR NO : 2022/1953 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : AKYAZI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/04/2021 NUMARASI : 2018/806 ESAS, 2021/243 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'353.maddesi uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; TMK 161 ve 166/1 maddeleri uyarınca tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin anneye verilmesine, her bir çocuk için aylık 1.000 TL tedbir - iştirak nafakası, davacı için 150.000 TL manevi tazminat ve yapılacak hesap sonrası ıslah hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL maddi tazminat takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
(TMK m. 166/1) Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir. (TMK m 166/4) Dosya incelendiğinde; tarafların 26/05/2010 tarihinde evlendiği, müşterek çocuklarının bulunmadığı, TMK 161. maddesi gereğince boşanma talebinin reddine ilişkin kararın taraflarca istinaf edilmemesi nedeniyle kesinleştiği anlaşılmaktadır....
Mahkeme bozma sonrası boşanma davalarının kabulü ile TMK’nun 166/1. maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar vermiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı-karşı davacı erkeğin zina eyleminin ispatlandığı sabittir. Davacı-karşı davalı kadının TMK’nun 161. maddesi uyarınca zina hukuksal nedenine dayalı davasının kabulüne karar verilmesi gerekmektedir. Ne varki davacı-karşı davalı kadının temyiz başvurusunda erkeğin davasının kabulünün hatalı olduğu itirazı bulunmadığı ve yine davalı karşı davacı erkek temyiz başvurusu yaptıktan sonra 06/10/2018 tarihinde vefat ettiği erkek vekilinin dilekçesi ile anlaşılmaktadır. O halde tarafların evliliği boşanma ile son bulmuş ve davacı karşı davalı kadının davası konusuz kalmıştır....
Asıl dava, TMK 166/1.maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davası, birleşen dava TMK 161.maddesi gereğince zina özel sebebine dayalı boşanma davası ve terditli olarak TMK 166/1.maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davalarıdır. İlk derece mahkemesince, erkeğin evlilik sorumluluklarını yerine getirmemesi, evin ihtiyaçlarını karşılamaması, güven sarsıcı davranışlarda bulunması nedeniyle ağır kusurlu, kadının muska yaptırması, erkeği aile bireylerinden kıskanması nedeniyle hafif kusurlu olduğu belirlenerek TMK'nun 161.maddesi uyarınca açılan davanın ispat edilemediğinden reddine, tarafların TMK'nun 166/1 maddesi uyarınca açtıkları davaların kabulü ile boşanmalarına karar verilmiştir. Tarafların 26/02/2008 tarihinde evlendikleri, müşterek çocuklarının olmadığı anlaşılmıştır....
Bu halde davacı - karşı davalı kadının istinaf başvurusunun kabulü ile asıl boşanma davasının TMK 162. ve 166/1. maddeleri uyarınca kabulüne, TMK 161. ve 163. maddelerine dayalı boşanma talepleri yönünden ise iddialarını ispatlayamadığından bu boşanma taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş ve kusurun yukarıda gösterildiği şekilde düzeltilmesi gerekmiştir. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK 186/1. madde), geçimine (TMK 185/3. madde), malların yönetimine (TMK 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215. maddeleri) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK 185/2. madde) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK 169. madde). O halde; Türk Medeni Kanununun 169, 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekmektedir....
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169) Boşanma davası açılmakla kadın lehine tedbir nafakası verilmesinin TMK 169. maddesine uygun olması dikkate alınarak davalının davacıya tedbir nafakası takdiri ve miktarına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. TMK'nın 174.maddesinde; mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebileceği hükme bağlanmıştır....
Dairemizin 04.02.2022 tarih, 2020/1863 esas ve 2022/192 karar sayılı ilamı ile; "davacı/davalı kadın vekilinin; kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kusura ilişkin gerekçesinin HMK'nun 353/1- b-2 maddesi uyarınca “boşanmaya sebep olan olaylarda davacı/davalı kadının az, davalı/davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu” şeklinde düzeltilmesine, davacı/davalı kadın vekilinin; kadının reddedilen boşanma davası ile maddi ve manevi tazminat taleplerine, erkek yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminata yönelik istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece kararının kadının reddedilen asıl boşanma davası ile maddi ve manevi tazminat talepleri, erkek yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat yönünden kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm tesisine; davacı/davalı kadının evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına, davacı/davalı kadının zina (TMK md. 161...
Aynı zamanda TMK 166/1 maddesi uyarınca açılan davanın şartları da oluşmuştur. Dosyamızda davacı kusursuz, davalı ise tam kusurludur. Kusursuz olan eşin açtığı boşanma davacı onur kırıcı davranışın mevcudiyeti ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile TMK madde 162 ve TMK madde 166/1 uyarınca kabul edilmiştir." gerekçesiyle her iki boşanma sebebinin de kabul edildiği anlaşılmaktadır. 1- Türk Medeni Kanununun 162. maddesine göre "Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir (TMK mad.162/1). Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer (TMK mad.162/2). Affeden tarafın dava hakkı yoktur (TMK mad.162/3)."...