Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacının ---- çalışanı ve aynı zamanda ortağı olduğu, iş ilişkisinden kaynaklı kıdem ihbar ve ücret alacağının talep edildiği, davacının iş sözleşmesinin iflas tarihinde feshedildiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, ayrıca müflis şirkete ortak olarak borç verilmesinden dolayıda alacaklı olduğunun müflis şirket defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmış, bilirkişi heyet raporunun denetime elverişli olması ve somut olaya uygun tazminat hesaplamasının yapıldığı anlaşıldığından hükme esas alınmış, davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
Davalının defter ve kayıtları üzerinde nitelikli hesap uzmanı ve mali müşavir bilirkişiden oluşturulan bilirkişi kurulundan rapor alınmış, düzenlenen raporda; davalının defter ve kayıtlarını, ticaret sicil dosyasını ve genel kurul tutanaklarını incelediklerini, davacının prim ile ilgili yazılı sözleşmesinin olmadığını, gerek ana sözleşmede gerek genel kurul kararlarında davacıya pay sahibi ve/veya yönetim kurulu üyesi sıfatıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kardan pay ödeneceğine dair bir düzenleme veya karar olmadığını, şayet iddia ettiği oranda prim alacağı kabul edilirse elde edilen 2019 yılı karına göre alacağının 1.873,00 TL tutarında bulunduğu hususları görüş olarak açıklanmıştır. GEREKÇE:Dava, anonim şirket ortaklığı ve yönetim kurulu üyeliği sıfatına dayalı kar payı, huzur hakkı, ücret, ikramiye ve prim alacağının tahsili istemine ilişkindir....
Bu düzenleme uyarınca limited şirket ortakları hakkında takibe geçilebilmesi için, 6183 sayılı Kanunun 54. ve müteakip maddelerine göre şirket hakkında yapılan takip muamelelerinin sonuçsuz kalması, amme alacağının şirketten tahsil imkanının bulunmaması gerekmekteydi. Öncelikle şirketten tahsili kabil olmayan kamu alacağının "ait olduğu dönemde ve ödeme zamanında" şirket ortaklarının kimler olduğu ve bu ortakların sermaye hisseleri; şirket ana sözleşmesi, ana sözleşme değişikliği veya pay defterindeki kayıtlardan tespit edilmekteydi. O dönemde bazı yargı kararlarında "limited şirket ortaklarının, ortaklık paylarını devretmeleri halinde şirketin borçlarından dolayı sorumlulukları kalmayacağından, davacının bu tarihten önceki şirket borçları için, 6183 sayılı Kanunun limited şirketlerin kamu borçları dolayısıyla ortakların sorumluluğunu düzenleyen 35''inci maddesi uyarınca takibi olanaklı olmadığı" belirtilmişti....
Anılan madde '..Tescilden önce şirket adına işlem yapanlar ve taahhütlere girişenler, bu işlem ve taahhütlerden şahsen ve müteselsilen sorumludurlar. Ancak, işlem ve taahhütlerin, ileride kurulacak şirket adına yapıldığı açıkça bildirilmiş ve şirketin ticaret siciline tescilinden sonra üç aylık süre içinde bu taahhütler şirket tarafından kabul olunmuşsa, yalnız şirket sorumlu olur.' hükmünü düzenlemiştir.Ancak bu madde hükmü, şirketin varlık kazanabilmesi için kuruluştan önce şirket adına yapılan işlemlere yönelik bir düzenleme içermekte olup, ortaklık ilişkisi ile bağlantılı değildir.Davacının kar payı alacak talebi de bulunmaktadır. Kar payı hakkının alacak hakkına dönüşebilmesi için, kâr dağıtımı konusunda genel kurulun karar vermesi gerekir. Ancak böyle bir karardan sonra kâr payı hakkı anonim şirkete karşı ileri sürülebilecek bir alacak hakkına dönüşür....
Söz konusu ek raporda davacı ile davalı arasındaki ortaklığın 19/12/2014 tarihli protokolde dikkate alınarak adi ortaklık olduğu ile davacının 348.377,30 TL kar payı alacağının olduğu belirtilmiş olup, bilirkişi heyet raporunun denetime elverişli ve hükme esas alınabilecek nitelikte olması nedeni ile rapora ve tanık beyanlarına itibar edilmiş, davacı tarafın tüm kar payı alacak miktarının dava tarihi itibari anlaşılması ile bu tarihten itibaren tarafların ticari ilişkisinden kaynaklı avans faiz kararı verilmesi gerektiği değerlendirilmiş, davacı vekilinin 06/03/2022 tarihli talep artırım dilekçesi de dikkate alınmış...." gerekçesiyle Davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, Davacı ile davalının 19/12/2014 tarihli protokol gereğince 19/12/2014 tarihinden itibaren adi ortak olduklarının tespitine, 348.377,33 TL kar payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....
Söz konusu ek raporda davacı ile davalı arasındaki ortaklığın 19/12/2014 tarihli protokolde dikkate alınarak adi ortaklık olduğu ile davacının 348.377,30 TL kar payı alacağının olduğu belirtilmiş olup, bilirkişi heyet raporunun denetime elverişli ve hükme esas alınabilecek nitelikte olması nedeni ile rapora ve tanık beyanlarına itibar edilmiş, davacı tarafın tüm kar payı alacak miktarının dava tarihi itibari anlaşılması ile bu tarihten itibaren tarafların ticari ilişkisinden kaynaklı avans faiz kararı verilmesi gerektiği değerlendirilmiş, davacı vekilinin 06/03/2022 tarihli talep artırım dilekçesi de dikkate alınmış......" gerekçesiyle Davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, Davacı ile davalının 19/12/2014 tarihli protokol gereğince 19/12/2014 tarihinden itibaren adi ortak olduklarının tespitine, 348.377,33 TL kar payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....
Noterliği tarafından düzenlenen 04/01/2012 tarihli ve 00104 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden, davalı şirket ile arasında inşaat yapımı hususunda adi ortaklık ilişkisi kurulduğunu, davalı şirket ile kar ve zarara eşit olarak katılacaklarını kararlaştırdıklarını, 242.000 TL nakit sermaye koyduğun ortaklığa konu inşaatın tamamlandığını, ancak davalının payına düşen dairelerin tapusunu vermediği gibi üçüncü kişilere satıştan ettiği bedelden payına düşen tutarıda ödemediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000 TL alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 23/10/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile alacak talebini 826.010,62 TL’ye yükseltmiş, davalı şirket adına kayıtlı taşınmazların ise ortaklık payı oranında tapu kayıtlarının iptali ile adına kayıt ve tescilini talep etmiştir....
kardeşi Metin Büyük ve yeğeni Emre Büyük tarafından şirketten dışlandığını, müvekkilinin bu ortakların saygısız tavırlarıyla karşı karşıya kaldığını, bu süreçte kardeşi ve yeğeninin kötü tutum ve davranışlarına maruz kalması yetmezmiş gibi dava dışı diğer şirket mülkiyetinde olan halı sahada çalışan oğlunun da son dönemde şirket müdürü Metin Büyük'ün baskı ve hakaretlerine maruz kaldığını, sonunda da işten çıkarıldığını, bunun sonucunda da müvekkilinin manen yıprandığını ve ortaklık iradesinin zedelendiğini, ortaklıktan çıkma hususu dışında hakkında hüküm kurulması gereken bir başka konunun da müvekkilinin davalı şirketten kar payı alacağının olup olmadığı olduğunu, zira şirketin genel kurul toplantıları fiili olarak yapılmadığından alınan kararlar ve müvekkilinin kar payı alacağının olup olmadığı hususlarının da tartışmalı olduğunu, bu sebeple 6102 sayılı TTK'nun 616/1- e ve 6098 sayılı BK'nun 147/4 maddeleri uyarınca dava tarihinden geriye dönük olarak beş yıllık sürecin incelenmesi...
Davacının dava dilekçesi eki belgeler ile davacı şirket defterleri ve müflis şirket ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır....
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Asıl borçlu şirketin mal varlığından tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu alacağının ilgili olduğu dönemde ortağı olan davacının takibinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Asıl borçlu şirket hakkında yapılan tarhiyatlara karşı açılan davanın derdest olduğu, şirket hakkındaki tüm takip yollarının tüketilmediği, ödeme emri içeriği borçların ortaklık payı dikkate alınarak düzenlenmediği, ayrıca borcun zamanaşımına uğradığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ…'NİN DÜŞÜNCESİ:Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir....