CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait şirketin 22/08/2016 tarihinde müvekkilinden yetkileri alınarak şirket yönetimine kayyım atandığını, Yönetim organlarının yetkileri ile birlikte ortaklık payları ve menkul kıymetleri idare etmek için atanan kayyım heyetinin yönetim kayyımlığı olarak nitelendirildiğini, müvekkilinin şirket sermayesini artırma yönünde taahhütte bulunduğunu, müvekkilinin 4.000.000 TL sermaye artırımı uyarınca artırımlarda bulunduğunu, 1.545,000 TL nin ödenmediğinin iddia edildiğini, müvekkili açısından şirket yönetimi elinden alınmış olup dava konusu kalan kısmı ticari faaliyetini devam ettiremediği için ve tasarruf yetkisi kendisinden alındığı için tamamlanamadığını, yine sermaye artırımından önce şirketin diğer ortağının hissesini müvekkiline devrettiğini, sermaye koyma borcuna mahsus olarak müvekkilinin kendi payına düşen borcu yerine getirdiğini, sermaye artırımına müvekkilinin 06/05/2013 yılında gittiğini, TBK 147. Maddesinin 4....
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına, yokluğunun tespiti istenilen 01.03.2013 tarihli genel kurula şirketin %50 hissesine sahip dava dışı ortak ile yine %50 hisseye sahip davacının verdiği 2002 tarihli vekaletnameye istinaden vekilinin katıldığı, toplantıda sermaye artırımı kararı alındığı, davacının taahhüt ettiği sermayenin 1/4'ünü bizzat bankaya davalı şirket hesabına yatırdığı, her ne kadar temyiz dilekçesinde banka dekontundaki yatıran imzasının da sahte olduğunu ileri sürmekte ise de 07.10.2016 tarihli dilekçesinde bu meblağı ödediğini kabul ettiği, bundan sonra yapılan 27.12.2014 tarihli genel kurulda müdür seçildiği ve 21.04.2016 tarihli genel kurula da bizzat katıldığı ve bu toplantıda kalan sermaye borcunun en kısa zamanda ödenmesi yolunda karar alındığı, davacıya 15.07.2016 tarihli ihtarname ile sermaye artırımından kaynaklanan...
Maddesi hükümlerine açıkça aykırı olduğunu, Davalı şirketin sermaye artırımından önceki sermaye tutarı 1.500.000-TL olup, davalı şirket sermayesinin 2/3'ünü yitirdiğini, Davalı şirket, sermaye azaltılması sureti ile 1/3 sermaye ile yetinme kararı alıp, ancak sermayenin 1.500.000-TL'ye tamamlanmasına karar alabileceğini, Davalı şirket bunu yapmaksızın sermayenin 5.000.000-TL'ye yükseltilmesi kararını alamayacağını, davacının tazmini imkansız zararlara uğramasının önlenmesi için ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile 05.11.2021 tarihli genel kurulun 7. Maddesinde alınan sermaye arttırım kararının yürürlüğünün durdurulmasını, davanın kabulü ile 05.11.2021 tarihli genel kurulun 7. Maddesinde alınan sermaye arttırım kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: Mahkemece; genel kurulun 7....
nin şirket yönetim kurulu başkan vekili olduğu, davacı tarafından şirket hesabına davalı adına sermaye artırım amacıyla para gönderildiğine dair banka dekontun sunulduğu, banka dekontunun tutarının 55.148,02.TL olduğu, şirket ticari kayıtlarında ise davacının davalı sermaye artırımından dolayı 75.148,00.TL alacak kaydının yapıldığı, ancak davacının şirket ortaklarından olduğu nazara alındığında salt banka dekontu ile şirket kayıtlarının davacının alacağını ispata yeterli olmayacağı, taraflar arasında bu hususta bir anlaşma olduğuna ilişkin dosya arasına sunulan belge olmadığı, davacı tarafından davalı adına dava dışı şirkete para gönderildiği sabit ise de bu konuda davalının bilgisi olup olmadığı, tarafların arasında buna ilişkin bir anlaşma olup olmadığı hususlarının davacı tarafından ispatının gerektiği, davacı ve davalı tarafların davalarını ispat amacıyla tanık listesi sunduğu, ancak tarafların tanık dinlenmesine muvafakatlarının olmaması, HMK 200.maddesi ve banka dekont ve kayıtlarının...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki sermaye artırımından kaynaklanan davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı şirket, muhasebe işlemlerinin değişik yıllarda davalılar tarafından yürütüldüğünü, ticari defterlerinin davalılara teslim edildiğini ancak geri iade edilmediğini, ...'na defterlerin ibrazı gerektiğinden davalılarda bulunan 2008,2009,2010 ve 2011 yılına ait ticari defterlerin davalılardan alınarak kendisine verilmesini istemiştir. Davalı ..., davacı şirkete ait ticari defteri 2012 yılında davacı şirketin muhasebe işlerini yürüten ...'a teslim ettiğini, buna ilişkin tanıkları olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....
itibar kaybına uğradığını ileri sürerek, müvekkilinin davalı şirkete ödenmeyen son iki taksitin toplamı 325.000,00 TL tutarında sermaye artırımından kaynaklanan borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2021/469 Esas KARAR NO :2022/405 DAVA:Ticari Şirket (Sermaye Artırımından Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:16/07/2021 KARAR TARİHİ:26/05/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Sermaye Artırımından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı Şirket, ...A.Ş. 'nin liman yapımı, gemi işlemeciliği, depolama ve her türlü terminal İşlemeciliği, kuru yük ve konteyner taşımacılığı, yat limanı yapımı ve marina işletmeciliği gibi konularda faaliyet göstermek amacıyla kurulmuş bir şirket olduğunu, vekiledeninin ...A.Ş.'...
Ayrıca dava konusu edilen 05.05.2017 tarihli sermaye artırımından ve işbu iptal davasının açılmasından sonra 13.07.2017 tarihinde de sermaye artırımı kararı alındığı gözetildiğinde dava konusu 05.05.2017 tarihli genel kurulda alınan sermaye artımı kararının afaki iyiniyet kurallarına aykırı olduğu nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozmuştur. Toplanan deliller, tüm dosya kapsamı ve Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere; dava konusu edilen sermaye arttırımına ilişkin karardan hemen sonra 13/07/2017 tarihinde yeniden sermaye arttırım kararı alındığı, bu bağlamda sermaye arttırım kararının afaki iyi niyet kurallarına aykırı olduğundan dolayı açılan davanın kabulüne karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 19/04/2021 DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Sermaye Artırımından Kaynaklanan) GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ: 19/04/2021 İlk derece mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi. Üye hakimin görüşü değerlendirildi. DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili, davalı şirketin yönetim kurulu kararı ile sermaye artırımına karar verdiğini ve rüçhan hakkını kullanmak üzere çağrıda bulunulduğunu, bu kararın 17/03/2020 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlandığını, davalı şirketin esas sermaye sistemini benimsemiş olması karşısında sermaye artışına karar vermeye yetkili organının genel kurul olduğunu, bu konuda yetkisiz olan yönetim kurulunun aldığı sermaye artışına ilişkin kararın batıl olduğunu belirterek, sermaye artışına ilişkin yönetim kurulu kararının butlanının tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı vekili, davacının şirketteki hissesinin %12,5 olduğunu, davalı şirketin ....08.2005 ve ....07.2006 tarihinde yapılan genel kurulunda alınan kararlar gereği davacının sermaye artırımından kaynaklanan borçlarını ödemesi için 5-6 yıl boyunca beklendiğini, birkaç kez sözlü uyarıya rağmen davalının bu borçlarını ödemeye yanaşmadığını, bunun üzerine davacıya ihtarname gönderildiğini, ihtarın 27.09.2011 tarihinde tebliğ edildiğini, şirket hakkında 1991/674 esas, 1992/293 karar sayılı ilamı ile iflasına karar verildiğini, davacı dışındaki şirket ortaklarınca gösterilen özverili çabanın sonucunda davalı şirketin borçları ödenmek suretiyle ...Ticaret Mahkemesinin 2005/355 esas ve 2005/427 karar sayılı ilamı ile davalı şirketin iflasının kaldırılmasına ve itibarının iadesine karar verildiğini, davacının zarara uğratma kastının olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....