Talep, limited şirketin feshih ve tasfiyesi, feshin uygun görülmemesi halinde ortaklara ait ortak banka hesabı ve şirkete ait banka hesaplarında bulunan miktarın şirket ortakları arasında paylaştırılması, davacıya ait hissenin ve davalı şirketin değerinin tespit edilerek davacının payı oranında ödenmesi, ortaklara ait ortak banka hesabı ve şirkete ait banka hesaplarından çekilen, başkaca banka hesaplarına aktarılan veya harcanan miktarın kar payı oranında ödenmesi, fesih kararı verilmesi halinde fesih tarihine kadar ödenmeyen kar payının ödenmesi istemiyle açılan davada, şirket ortaklarına ait banka hesabına ve şirkete ait banka hesabına ihtiyati tedbir uygulanması ve davalı şirkete denetim veya denetim ile birlikte onay kayyımı atanması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir....
Talep, limited şirketin feshih ve tasfiyesi, feshin uygun görülmemesi halinde ortaklara ait ortak banka hesabı ve şirkete ait banka hesaplarında bulunan miktarın şirket ortakları arasında paylaştırılması, davacıya ait hissenin ve davalı şirketin değerinin tespit edilerek davacının payı oranında ödenmesi, ortaklara ait ortak banka hesabı ve şirkete ait banka hesaplarından çekilen, başkaca banka hesaplarına aktarılan veya harcanan miktarın kar payı oranında ödenmesi, fesih kararı verilmesi halinde fesih tarihine kadar ödenmeyen kar payının ödenmesi istemiyle açılan davada, şirket ortaklarına ait banka hesabına ve şirkete ait banka hesabına ihtiyati tedbir uygulanması ve davalı şirkete denetim veya denetim ile birlikte onay kayyımı atanması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir....
un banka hesaplarına yapılan havalelerin şirketin kurulduğu tarihten önce de var olduğu gibi havalelere ilişkin şirketin ticari defter ve kayıtlarında somut bir bilgi ve bulguya rastlanılmadığı, davalı H.. Y..'un şirketi zarara uğrattığı konusunda davacının davasını ispat edemediği, şirket genel kurulu tarafından kar payı dağıtımına ilişkin karar bulunmadığı, bu sebeple davacının kar payı talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine , tasfiye memuru olarak C. G.'in atanmasına, davacının kar payı ve zarar talebinin reddine karar verilmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 19/09/2019 NUMARASI: 2016/740 Esas - 2019/527 Karar DAVA: Ticari Şirket (Fesih İstemli) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/03/2023 Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin bir aile şerkit olarak ruluan davalı şirketin %15 hissedarı olduğunu, şirket hisselerinin %20'lik kısmına sahip olduğu bilinen anneleri ...'...
davalı şirket, yönetim kurulu ve genel kurulu kararlarını isterse ticaret sicil gazetesinden öğrenebileceği şeklinde cevap verdiğini, buna istinaden müvekkilinin 21/05/2015 tarihinde yapılacak olan Genel Kurula vekili marifeti ile katılım sağladığını, toplantıda şirket kar zarar bilançoları müvekkilin aksi yönde oyu ile tasdik edildiğini, yönetim kurulu üyesi ve Ömer Suha Arısoy'un ibra edilmediğini, Yönetim kurulu üyesi Hüseyin Arısoy'un ibra edilmediğini, kar dağıtım kararı alınmadığını, müvekkilinin şirket ortaklığının hiçbir döneminde kar dağıtımı almadığını, ibra olunmayan Ömer Suha Arısoy'un oy çokluğu ile tekrar yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini, diğer yönetim kurulu üyeliğine Yasemin Zeynep Arısoy'un seçildiği, Ömer Suha Arısoy'un yapılan yönetim kurulu toplantısında şirketi temsil yetkisi aldığını, müvekkilinin şirket kurulduğundan beri hiçbir kar payı almadığını, annesinden kalan %5'lik ortaklık miras payı hakkı şirket defterine işlenmediği, azlık hakları ve bireysel hakların...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/549 Esas KARAR NO : 2023/472 DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 24/02/2023 KARAR TARİHİ : 05/06/2023 KARAR YAZIM TARİHİ : 05/06/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin kuruluşundan bu yana ödenmeyen belirsiz alacağı olan kar payının şimdilik 150.000,00TL'nin bilirkişi marifetiyle tespit edilerek şirket ortağı muris ...'ın şirket payının veraseten intikal etmesi neticesinde kanunen şirket ortağı sıfatı kazanan müvekkillerine ödenmesini, kar payının tespitini, ortaklıktan çıkma ve ayrılma akçesinin ödenmesini talep etmiştir. Davanın kar payı tespiti ve ödenmesi talebi yönünden tefrikine karar verilmiş olup bu talep yönünden işbu esas sırasına kaydedilmiştir....
Somut olayda, tüm dosya kapsamına göre, ortakların aralarında geçimsizlik bulunduğu, ortaklığı sürdürmek iradeleri bulunmadığı anlaşılmaktadır.Yine şirketin incelenen defter ve kayıtlarından; 2013- 2018 tarihleri arasında genel kurul yapılmadığı, şirket hesaplarının görüşülmediği, ortaklar alacak hesabında kayıtlı mevcudun akıbetinin belirsiz olduğu, kar payı dağıtılmadığı, şirketin vergi borcunun bulunduğu ve 31.12.2018 tarihli bilançoya göre -14.183,06-TL borca batık olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda; davacının fesih koşullarının oluşmasında kusuru bulunmamakla fesih isteme hakkını kullanması haklı görülmüş,ortakları arasında ciddi anlaşmazlık bulunup bir araya gelmeleri mümkün olmayan, borca batık olan ve müştereken çalışıp kar elde etme imkanı olmayan şirketin feshine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Haklı sebeple fesih yerine alternatif çözüme hükmedilebilmesi için bu çözümün ilgililerin menfaatine olması gerekmektedir....
DAVA : Adi Ortaklığın Feshi ve Tasfiyesi DAVA TARİHİ : 27/12/2022 KARAR TARİHİ : 20/02/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/02/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; davacı ile davalı arasında 18/04/2022 tarihinde imzalanan sözleşmeyle zirai ilaçlama ve drone ticari üzerine adi ortaklık kurulduğunu, davalı tarafça 01/09/2022 tarihinde ihtar çekildiğini, ihtar ile ortaklığa dair tutulan defterlerin ibraz edilmesi aksi takdirde ortaklığın feshedileceğine yönelik ihtar yapıldığını, ilgili dönemde fesih istenmediğinden tutulan defterlerin davalı tarafa ibraz edildiğini, davalı taraf fesih isteminde bulunmaya ettiğini, adi ortaklığa dair sorumluluklarını yerine getirmekten kaçındığını, ihtar tarihinden itibaren emek ve ana sermaye soınrası şşirket için gereken maddi sermayenin davaı tarafından ortaya konulduğunu, sonrasında karşı tarafın kar payı kendisi...
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, TTK'nun 616/1-e maddesi uyarınca kar payı dağıtımı hakkında karar vermek genel kurulun devredilemez yetkisi içerisindedir. Somut olayda ise, davacının ortağı olduğu davalı ... şirketi genel kurulunda kar payı dağıtımına ilişkin alınan herhangi bir karar bulunmadığı gibi, davacının dava tarihinden önce kar payı ödenmesine ilişkin ortağı olduğu davalı şirkete herhangi bir başvuru yaptığına ilişkin bir bilgi ve belgede dosyaya sunulmamıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporundaki kar payı hesaplama yöntemi de, şirket kar miktarının üzerinde olan sermaye miktarı üzerinden hesaplama yapıldığından davacı lehinedir....
Somut olayda ise, davacının ortağı olduğu davalı Anka şirketi genel kurulunda kar payı dağıtımına ilişkin alınan herhangi bir karar bulunmadığı gibi, davacının dava tarihinden önce kar payı ödenmesine ilişkin ortağı olduğu davalı şirkete herhangi bir başvuru yaptığına ilişkin bir bilgi ve belgede dosyaya sunulmamıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporundaki kar payı hesaplama yöntemi de, şirket kar miktarının üzerinde olan sermaye miktarı üzerinden hesaplama yapıldığından davacı lehinedir. Bu durumda mahkemece davalı şirket defterleri üzerinde herhangi bir inceleme yapılmadan düzenlenen bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle hüküm kurulması isabetsiz ise de, kar payı dağıtımına ilişkin şirket genel kurul kararı bulunmadığı, davacının kar payı ödenmesine dair şirkete bir başvurusunun olmadığı gözetildiğinde anılan eksikliğin sonuca bir etkisi bulunmadığından bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir....