ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/702 Esas KARAR NO : 2022/151 DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 27/07/2018 KARAR TARİHİ : 23/02/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkil ...'in davalı şirkette %5, müvekkil ...'...
İcra dosyasının tetkikinde; davacı şirketin davalı şirket aleyhinde alacağının tahsili amacı ile 7.322,00-TL üzerinden icra takibi yaptığı, ödeme emrinin davalı şirkete tebliğ edildiği, davalı şirket vekilinin itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. 28/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda "Dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişkisi dolayısıyla oluşan cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacı ......
Pay devri sonrası şirket ortaklar kurulu kararı ile payı devir alan davalının şirket ortaklığına kabul edildiği, 28.02.2014 tarihinden sonraki ticaret sicil gazetelerine göre, davacının ortaklıktan ayrıldığı ve yerine payı devir alan davalının ortak olduğu, şirketin tasfiyesiz infisah nedeniyle kaydının kapalı olduğu anlaşılmıştır. Pay devir sözleşmesindeki alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı istinaf incelemesinin konusu olup, 6098 sayılı TBK'nın 147/4. maddesinde 818 sayılı BK'nın 126/4. maddesine benzer bir düzenleme yapılmıştır. Bu yasal düzenlemelere göre, bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki bir ortağın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacakların beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu belirlenmiştir....
Dava, adi ortaklık iddiasından kaynaklı ortaklık payı, ortaklık için harcanan masraflar, yıllık ortaklık kar payı ve yıllık kira bedelinden oluşan alacaklarının davalıdan tahsili istemlerine ilişkin olup uyuşmazlığın, taraflar arasında mevcut olduğu iddia edilen adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, adi ortaklık; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.(TBK. 620/1 md.)...
ne TK. m. 35'e göre tebligat yapıldığı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince karar ilamı ibraz edildiği halde davalı tarafın ticari defter ve belgelerini mahkemeye sunmadığı, raporumuzun inceleme ve değerlendirme kısmında yer alan B başlığı Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması HMK Madde 222 uyarınca 5. maddesinde yer alan “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır." belirtildiği gibi davalı tarafın ticari defter ve belgelerini mahkemeye sunmamasından kaynaklı olarak davacı tarafın ticari şirket ortaklıktan çıkma talebinin uygun olabileceği belirtilmiştir. Tanık ifadelerinde; Tanık ... "ben davalı şirket......
Şti. davalı şirket ile herhangi bir ticari ilişki olmamasına rağmen fatura keserek ödeme yaptığını, müvekkilinin şirketin mali ve finansal durumuyla ilgili olarak hiçbir şekilde bilgi alamadığını, mali açıdan hiçbir geçerli sebep öne sürülmemesine rağmen davalı şirketin uzun bir süredir kar payı dağıtımı yapmadığını, şirketin genel kurullarının da hiçbir zaman yapılmadığını, ayrıca şirket çoğunluk hissesini haiz yönetim kurulu başkanı tarafından müvekkilinin ticari itibarını zedeleyici beyanlarda bulunulduğunu, müvekkili açısından ortaklık ilişkisinin sürdürülmesinin artık mümkün olmadığını, ortaklıktan ayrılmasını gerektirir haklı nedenlerinin bulunduğunu, ortaklar arasındaki güven ilişkisinin sona erdiğini ve şirketin kuruluş gayesinin gerçekleşmesinde hukuki ve ekonomik imkansızlık meydana geldiğini, şirketin devamlı olarak zarar ettiğini ve kar sağlayamadığından dolayı şirket yönetiminde yolsuzluklar yapıldığı kanaatinin güçlendiğini, şirketin ...'...
GEREKÇE : Davacı tarafça taraflar arasında adi ortaklık bulunduğu belirtilerek adi ortaklıktan kaynaklı alacağın tahsili, davalı tarafça taraflar arasında adi ortaklık bulunmadığı, davacının davalı şirket çalışanı olup alacağını tahsil ettiği belirtilerek davanın reddi talep edilmiş olup; Somut olayda, davacının tacir sıfatının ve ticaret sicil kaydının bulunmadığı, adi ortaklığın TTK'da düzenlenmediği, yazısız sözleşme uyarınca kurulan herhangi bir ticari işletme de bulunmadığı anlaşılmakla, malvarlığı haklarına ilişkin olan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmekte olduğu taraf iddia ve savunmaları ve tüm dosya kapsamı ile anlaşılmakla, görev ile ilgili hususların kamu düzenine ilişkin olması ve mahkemece re'sen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yoktuğu nedeniyle HMK. 114/c ve 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiştir....
Davacı vekilinin 02/10/2018 tarihinde dosyaya sunduğu tavzih dilekçesinde özetle mahkemenin ara kararı üzerine işbu dilekçeyi kaleme aldıkları, kar payı alacağının şimdilik 600 TL, ayrılma akçesi alacaklarının 400 TL, 10 yıllık döneme yönelik talepleri için her yıl kar payı alacağı olarak talep ettiği meblağ 60 TL (hepsi belirsiz alacak) olarak belirttikleri görülmüştür....
Davacı vekilinin 02/10/2018 tarihinde dosyaya sunduğu tavzih dilekçesinde özetle mahkemenin ara kararı üzerine işbu dilekçeyi kaleme aldıkları, kar payı alacağının şimdilik 600 TL, ayrılma akçesi alacaklarının 400 TL, 10 yıllık döneme yönelik talepleri için her yıl kar payı alacağı olarak talep ettiği meblağ 60 TL (hepsi belirsiz alacak) olarak belirttikleri görülmüştür....
Bu nedenle mahkememizce nispi ve mutlak bir ticari dava söz konusu olmaması sebebiyle adi ortaklık sözleşmesinin fesih ve tasfiyesinden ve ortaklık payının tahsili isteminden kaynaklanan iş bu davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla görev hususu HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddesi uyarınca yargılamanın her aşamasında re'sen değerlendirilecek bir dava şartı olduğundan davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle usulden reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı ..., davalı ...'nin yasal ortağı sıfatını taşımadığı, bu nedenle şirket aleyhine açtığı fesih ve tasfiye dayalı tasfiye payı ödenmesine ilişkin alacak davasının PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE, 2-Davacı ...'...