ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 14/03/2018 NUMARASI: 2014/800 Esas, 2018/227 Karar DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ticari Ünvanın Kullanılmasından Kaynaklanan) KARAR TARİHİ: 23/12/2021 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/800 Esas, 2018/227 Karar sayılı kararına karşı, davalı bina malikleri vekili istinaf kanun yoluna başvurmuş, dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiştir. Dava, dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin hasar sorumluları olduğu ileri sürülen davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Davacı, davalı gerçek kişilerin maliki, davalı ... şirketinin alt kiracısı olduğu binada çıkan yangının söndürülmesi için sıkılan köpük ve suyun başka binadaki sigortalı işyerinde zarara neden olduğunu, davalı ... şirketinin sigortacısı davalı ... Sigorta Şirketi ile birlikte davalıların hasardan sorumlu olduğunu ileri sürmektedir. Davalı ......
Mahkemece, toplanan delillere göre; takip talebinde ve ödeme emrinde borçlu şirket yerine “ünvanı farklı olan” davalı 3.kişinin adının yazıldığı, 3.kişi olarak aleyhine bu dosyadan dava açılan şirketin takipte “borçlu şirket” olarak 2011/4181 2011/7005 yazıldığının davacı alacaklı tarafından da kabul edildiği, davalı 3.kişinin imzaya itirazı üzerine İstanbul 10.İcra Hukuk Mahkemesinin 11.6.2008 gün ve 2008/408-855 sayılı ilamı ile davanın kabul edilerek takibin durdurulduğu, gelinen aşamada; takipte borçlu olarak yazılan ünvanın düzeltilerek istihkak davası açılamayacağı, takibin son bulduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı (alacaklı) vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 10/04/2013 tarih ve 2013/71-2013/187 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin ticari ünvanında yer alan "..." ibaresinin davalı tarafından kötüniyetle ve haksız yararlanma kastıyla kullanıldığını, bu ibarenin terkini için çekilen ihtar üzerine ünvanın "..." olarak değiştirildiğini, ancak 1 yıl sonra tekrar "..." ünvanının alındığını, bu durumun müvekkili aleyhine haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek haksız rekabetin tespiti ile durdurulmasını, 3.000,00 TL maddi, 7.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında maddi tazminat isteminden feragat etmiştir....
Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle, karar başlığında davalının ünvanın “...” olarak yazıldığı ve maddi hata yapıldığı bu hususun mahalinde düzeltilebileceği değerlendirilerek usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 25/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şirketinin ünvanın gerekçeli karar başlığında " ..." şeklinde yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 04/12/2018 gününde oybirliği ile karar verildi....
Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir....
Tüketici Mahkemesi ise taraflar arasındaki ilişkide hazır bir mal veya hizmet alımı söz konusu olmayıp inşaat yapımı konusunda bir akit olduğundan istisna sözleşmesi niteliğinde olduğu, davacının tüketici tanımına uymadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/f maddesine göre satıcı, “kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında Tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişiler” olarak aynı Yasa’nın 3/e maddesinde de tüketici, “Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi” olarak tanımlanmış, 3/c maddesinde ise “konut ve tatil amaçlı taşınmaz mal satımları da” Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamına alınmıştır....
Şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Davalı vekilinin 03.02.2021 tarihli 15:44'de UYAP üzerinden dosyaya gönderdiği bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, bilirkişinin kendilerine hiç bir şekilde ulaşmadığını, sadece davacı kayıtlarına itibar etmenin mümkün olmadığı, kendi ticari kayıtlarının da incelenmesi gerektiği bildirilmiştir....
TTK, yasa gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir Tüketicinin ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesine karşılık, mal veya hizmet edinimine ilişkin bir sözleşme veya hukuki işlemin tüketici işlemi kabul edilebilmesi için tüketicinin husumet yönelttiği gerçek veya tüzel kişinin mesleki veya ticari amaçlarla hareket etmesi, yani profesyonel satıcı, sağlayıcı, üretici ve diğerleri olması şarttır. Tüketici, bankadan kredi kartı kullanmak suretiyle ticari işlem yapmış ise de, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un amaç başlıklı 1. maddesi uyarınca tükecinin korunması gereğiyle tüketici alanına bağlı kalmaya devam eder....
Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez. Buna göre taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, yasa gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir Tüketicinin ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesine karşılık, mal veya hizmet edinimine ilişkin bir sözleşme veya hukuki işlemin tüketici işlemi kabul edilebilmesi için tüketicinin husumet yönelttiği gerçek veya tüzel kişinin mesleki veya ticari amaçlarla hareket etmesi, yani profesyonel satıcı, sağlayıcı, üretici ve diğerleri olması şarttır....