"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tespitten önceki hukuki sebeplere dayalı Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 13.01.2020 gün 2016/10720 Esas ve 2020/36 Karar sayılı ilamıyla karar onanmıştır. Daire ilamındaki onama karar tarihinin 13.01.2019 olarak yazılması ve karar düzeltme yolunun kapalı yazılmasının doğru olmadığı ileri sürülerek maddi hatanın düzeltilmesi isteğinde bulunulmuştur. Dairece maddi hata talebi incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava tapu iptal ve terkin isteğine ilişkin olup, Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalılar vekilince yapılan temyiz itirazı üzerine Dairenin 13.01.2020 tarihli ve 2016/10720 Esas, 2020/36 Karar sayılı ilamıyla karar onanmıştır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastrodan önceki hukuki sebebe dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 13.01.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.02.2018 günlü ve 2018/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli Daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 01/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/10/2022 NUMARASI : 2022/99 2022/418 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : Mut 2....
Görülüyor ki, önceki davada başlangıçta varolan şerhin el değiştirme sonucu oluşan kayıtlara yansıtılmadığı hukuki nedenine dayanılmış iken eldeki davada kayıtlara şerh edilen vakfın gayrisahih yani taviz bedeline tabi olmayan vakıf iddiasına dayanılmıştır. Her iki davada hukuki sebep farklılığı söz konusu olduğundan Kartal 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1.7.2000 tarih 1999/473-663 sayılı kararı bu dava için kesin hüküm oluşturmaz. Bütün bu nedenlerle mahkemece yargı önüne getirilen çekişmenin esası incelenerek bir hüküm kurulması gerektiği halde koşulları oluşmamış iken kesin hükümden sözedilerek davanın reddedilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 27.4.2006 gününde oybirliği ile karar verildi....
./.... maddesinde "Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." hükmü getirilmiştir. Somut olayda; dosya kapsamından kadastro tespitinin 1963 yılında yapıldığı, tespite itiraz sonucu hükmen 1995 yılında davalılar adına tescil edildiği; davacıların ise taşınmazı 1975 yılında davalıların murisinden satın aldıkları iddiası ile dava açtıkları anlaşılmaktadır. Diğer bir anlatımla davacılar tespitten önceki bir hakka dayanmayıp, aksine tespit tarihinden sonraki sebeplere dayalı olarak dava açmışlardır. Bu durumda 3402 sayılı Yasa'nın .../... maddesinde öngörülen ... yıllık sürenin uygulama olanağı bulunmamaktadır....
İlk derece mahkemesince özetle; dava konusu taşınmaza ait kadastro tespit tutanağının 09/10/2010 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın maliye hazinesi adına tespit gördüğü, bu tespitten itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesinde belirtilen 10 yıllık süre geçtikten sonra davacı tarafından kadastrodan önceki sebeplere dayanarak 14/01/2021 tarihinde dava açıldığı, dolayısıyla kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak söz konusu 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın Kadastro Kanununun 12/3 maddesi uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Davacı istinaf talebinde özetle; kazanım koşullarının oluştuğunu, tarım alanı olan taşınmazının orman içinde kaldığını, kararın isabetsiz olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: Mahkemece "davanın kadastrodan önceki hukuki sebebe dayalı olarak açıldığı, davacının dayanak yaptığı kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı açılan Ayvacık Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/146 Esas 2012/23 Karar sayılı dosyasında dava konusu 1094 parsele ilişkin davayı açan şahsın başka bir kişi olduğu, kadastrodan önceki nedene dayalı genel mahkemelerde dava açılmasının dava açmayanlar hakkında hak düşürücü süreyi kesmeyeceği, yine dava konusu 1175 parselin kök 1094 parsel olduğu ve bu parselin yeni parsel numarası alması sonucu değiştirmeyeceği, kadastro tespit tutanağının kesinleşmesi ile davacının dava açtığı tarih dikkate alındığında hak düşürücü sürenin geçtiği" gerekçesiyle davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/02/2022 NUMARASI : 2019/47 2022/73 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının Ümraniye İlçesi, Aşağıdudullu Mahallesi, 778 ada 6 parselde kayıtlı 356,50 m2 arsaya davalıların miras bırakanı Fincan AKTAŞ ile 1/2 pay oranında hak sahibi ve dava konusu arsa 19.04.2012 tarih ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkındırma destekleme ve hazine adına orman sınırlarının dışına çıkartılan yerlerin değerlendirilmesi (2B) yasası ile maliki olduğunu, yasadan önce davacı ile davalıların miras bırakanı Fincan AKTAŞ'ın 29.06.1994 tarihinde yazılı anlaşma ile arsanın zilyedi iken 1/2 oranında paylaştıklarını ve ekindeki krokiyle sınır ve konumlarını belirledikleri, arsanın emlak vergileri ve idari para cezaları davacı adına düzenlendiğini ve davacı tarafından ödendiğini, davalıların miras bırakanı Fincan AKTAŞ'ın 11.07.2008 tarihinde vefatıyla geriye...
Mahkemece, kadastrodan önceki nedene dayalı tespite itiraz davasında ilk zilyetlik ve zilyetliğin sürdürülüş biçimi ve süresi bakımından davacının davasını ispat ettiği gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Çekişmeli taşınmaza ait kadastro tespiti 21.02.1997 tarihinde hükmen kesinleşmiş olup, çekişmeli taşınmazın kargir ev ve tarla vasfıyla ... kullanımında olduğu belirlenmiştir. Davacılar 27.2.2013 tarihli dava dilekçeleri ile 1993 yılında taşınmazın 1000 metrekarelik kısmını satın aldıklarını belirterek zilyetliklerinin tespitini talep etmişlerdir. Bu hali ile dava; tespitten önceki nedene dayalı olarak açılmış tapu kaydının beyanlar hanesine muhdesat şerhi verilmesine yöneliktir. Tespit 21.02.1997 yılında kesinleşmiş olup, davacılar 1993 yılındaki satın almaya dayanmaktadır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. 2. Hukuki Sebep 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 maddesinde “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun geçici 4.maddesinde maddesinde “ 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu ile diğer kanunlar gereğince özel kadastrosu yapılan ve tutanakları kesinleşmiş bulunan taşınmazlar için 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde hak sahipleri dava açabilirler.” 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.” hükümlerine yer verilmiştir. 3....