HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1206 KARAR NO : 2021/168 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ARHAVİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/12/2019 NUMARASI : 2018/260 ESAS - 2019/319 KARAR DAVA KONUSU : Tapu Kaydında Düzeltim (Tespitten Önceki Hukuki Sebebe Dayalı KARAR : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....
Müdahalenin önlenmesi davası tapu (çap) hukuki nedenine dayalı olarak açılmıştır. Davacı ... tarafından açılan davanın hukuki sebebini ise; TMK.nun 1025 maddesinde ifadesini bulan “yolsuz tescil” oluşturmaktadır. HUMK.nun 237. maddesi anlamında kesinleşen bir kararın kesin hüküm oluşturması için her iki davadaki tarafların konusunun ve dayandıkları hukuki sebebin aynı olması gerekir. Somut olayda sözü edilen iki davanın tarafları ve konusu aynı ise de, açıklandığı gibi hukuki sebepleri farklıdır. Bu nedenle kesinleşen men'i müdahale kararı eldeki dava bakımından kesin hüküm oluşturmaz. Davalı ... vekilleri yargılama sırasında reddi hakim talebinde bulunmuşlar ve yargılamanın 29.03.2010 tarihinde alınan ara kararıyla HUMK.nun 35.maddesi gereğince reddi hakim talebinin reddine karar verilerek yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır....
Hemen belirtilmelidir ki, dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davada dayanılan sebebin kadastro öncesi bir neden olmayıp, tespitten sonraki bir işleme yönelik bulunduğu sabittir. O halde, 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesinde öngörülen, tespitten önceki nedenlere dayanılmak suretiyle 10 yıl geçtikten sonra dava açılamayacağı şeklindeki düzenlemenin somut olayda uygulama yeri bulunmadığı tartışmasızdır. Hal böyle olunca; tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda bildirdikleri ve bildirecekleri delillerinin toplanması bu konuda gerekli inceleme ve araştırma yapılması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, ondan sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 2. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddesi. 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....
Dava, kadastrodan önce kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Uyuşmazlık konusu 365, 483, 815, 885, 1124, 1135, 1206 ve 1621 sayılı parsellerin kadastro tespitleri 1987 yılında yapılmış olup, 483, 815, 885, 1124, 1135, 1206 ve 1621 sayılı parsellerin kadastro tutanakları 1988 ve 365 sayılı parselin kadastro tutanağı ise kadastro tutanağı 1991 (tescil tarihine göre 1990) yıllarında kesinleştikleri anlaşılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. fıkrasında; “tutanaklarda belirtilen hakların, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz” denilmiştir. Davacı kadastrodan önceki hukuki sebeplere ve haricen satın almaya ilişkin 1971 tarihli senede dayanmıştır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/05/2019 NUMARASI : 2015/653 ESAS, 2019/202 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : İlk derece mahkemesinin 16/05/2019 tarihli kararına karşı davalılar Suna, Zülfiye ve Güldane tarafından kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme sonucunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar T2 T7 T10 T1 ve T11 asıl dosyadaki dava dilekçesinde özetle; Sırören köyü, 124 ada 181 parsel sayılı yeri uzun yıllardır kendi arazilerinden bıraktıkları ve köyün ortak kullanım alanı olarak evlerine gelip geçtikleri boşluk ve yol olarak kullandıklarını, ancak kadastro çalışmaları sırasında bu yerin davalılar murisi T14 adına tespit ve bilahare tapuya tescil edildiğini, davalıların ve murislerinin bu yerde hiçbir hakkı bulunmadığını, 1970 yılından beri burayı yol olarak kendilerinin kullandığını, evlerine girip çıkacak başka yolları olmadığını belirterek...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/71 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : Erzin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/71 Esas sayılı dosyasında verilen 25.02.2021 tarihli ara karara karşı davalılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı dava dilekçesinde özetle; Söz konusu taşınmaza yönelik iyi niyetli 3.kişilere devrini önlemek için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davanın kabulüne, 10 yıllık hak düşürücü sürenin burada uygulanamayacağına, Hatay İli Erzin İlçesi Yeşiltepe Mah. 908 Ada 363 Parsel'de yer alan aplikasyon krokisine göre A,B,C olarak gösterilen alanda yer alan bölümlere yönelik davalılar adına kayıtlı olan tapunun iptaline ve müvekkil adına tesciline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı kadastrodan önceki sebeplere dayanarak dava açmıştır. Mahkemece dava konusu taşınmazın tespitten önce kim tarafından ne suretle kullanıldığı yöntemince araştırılmamıştır. Doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde önceki keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve taraf tanıkları ve ziraat bilirkişisi ve fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır....
Temyiz incelemesine konu dosyada ise, davacılar ... ve müşterekleri 28.06.2012 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde Hazine aleyhine çekişmeli 106 ada 630 parsel sayılı taşınmazın bir bölümü hakkında tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Davanın açıldığı tarihte Kadastro Mahkemesinde görülen davanın kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Zaman bakımından görev başlığını taşıyan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 26. madde hükmünde, askı ilan süresi içinde açılan davaların yanında tespitten önceki haklara dayanarak asli müdahil olarak davaya katılanların iddialarına dair uyuşmazlıkların da Kadastro Mahkemesinde incelenip karara bağlanacağı düzenlenmiştir. Somut olayda, davacıların talebinin tespitten önceki haklara dayandığı ve kadastro tespitinin kesinleşmediği dikkate alındığında davacılar tarafından Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın Kadastro Mahkemesinde görülmekte olan davaya katılma istemi niteliğinde olduğunun kabulü zorunludur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; “Müdahil ...’ın tespitten sonra 2000 tarihli noter senedi ile düzenlenen harici pay satın almaya dayalı olarak davaya katıldığı, o halde, davacının iddiasının, tespit tarihinden sonraki nedene dayalı olduğu, tespitten sonraki hukuki nedene dayanan uyuşmazlıkları çözmek Kadastro Mahkemesinin görevi dışında olup Mahkemece davacının iddiası yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, esası hakkında yargılama yapılarak davasının reddine karar verilmesinin” isabetsizliğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda müdahil davacı ...'ın davasının görev yönünden reddine, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna, ...'...