"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava, kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin olup, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında bulunduğundan, dosyanın görevli 16. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 21.03.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava, kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin olup, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında bulunduğundan, dosyanın görevli 16. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 21.03.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davacı, dava konusu yerin 1959 yılında yapılan satış vaadi sözleşmesi ile murisince satın alınıp parasının ödendiğini, ancak davalılar adına kayıtlı tapunun iptali ile davacı adına tescil edilmesini talep etmiş, satış vaadi sözleşmesi 1959 tarihli, kadastro ise 1966 yılı tarihli olduğundan, satış vaadi sözleşmesine dayalı talep kadastro öncesi sebep olup 3402 sayılı Yasa uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süreye tabidir ve kadastro öncesi sebebe dayalı davanın dilenebilmesi için kadastro tarihinden itibaren 10 yıllık süre içerisinde açılması gereklidir. Mevcut durumda hak düşürücü süre, 1976 yılında dolduğundan, davacının satış vaadi sözleşmesine dayanarak talep ettiği tapu iptal tescil talebi kabul görmemiş, TMK 713 üncü maddesinin değerlendirmesinde ise, davalıların mirasçısı ...'...
Temyiz Nedenleri Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, idari yollar kullanılarak sahte bir şekilde oluşturulan ve kadastro tespiti sırasında taşınmazlara uygulanan ve kadastro tespitine itiraz davalarında da mahkemelerce sahtelik iddiası dinlenmeyen tapu kayıtlarına ilişkin olarak sahteliğin tespiti davasının her zaman açılabileceğini, hukuki yararı olan herkesin bu tapu kayıtlarının sahteliğini talep etmesinin herhangi bir süreye tabi olamayacağını, davada davacıların talebinin, menfi tespit isteminden ibaret olup, 3402 sayılı Kanun md.12/3'te yer alan tutanaktaki haklara, sınırlandırma ve tespitlere yönelik bir itirazları bulunmadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu kayıtlarının sahteliğinin tespiti ve iptali istemine ilişkindir. 3.2....
Çiftçi mirasçıları tarafından kullanıldığı belirtilerek, şerh düzeltilmiştir. Davacı vekili, çekişmeli taşınmazın muris Durmuş ... tarafından sağlığında müvekkiline devredildiğini, murisin vefatından sonra da mirasçılar arasında yapılan rızai taksim ile müvekkiline bırakıldığını öne sürerek, taşınmazın tamamının davacının kullanımında olduğunun tespiti ile beyanlar hanesine şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davacının çekişmeli taşınmazda tek başına zilyet olduğu yönündeki iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince istinaf başvurusu "davacının talebinin, Kadastro öncesi sebebe dayalı olduğunun kabul edilmesi halinde, 3402 ......
Hal böyle olunca; davacıların tespitten önceki sebeplere dayalı olarak dava açtıkları tapu kaydının oluşmasından itibaren dava tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş bulunduğuna göre 8000 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken kabul kararı verilmesinde isabet bulunmamaktadır. 3- Diğer çekişmeli taşınmazların tespitine esas alınan iskan sonucu oluşmuş tapu kayıtlarının incelenmesinde Ayşe Duran'ın (iskan maliklerinden ...'in eşi) talebi üzerine .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1967/...-... esas ve Karar sayılı ilamıyla düzenlenen mirasçılık belgesinde iskan maliki Gülşah'ın mirasçısız ölmesi nedeniyle payının son mirasçı sıfatıyla Hazine'ye verildiği ve bu mirasçılık belgesine dayalı olarak tapu kayıtlarında intikalin yapılarak çekişmeli taşınmazların kadastro tespitinde revizyon gören tapu kayıtlarının oluştuğu belirlenmiştir....
Tapu kaydı da mülkiyet belgesi olup, 3402 sayılı Yasada da, diğer gayrimenkul mevzuatımızda da tescil harici bırakılan yerler hakkında tespitten önceki hukuki nedenlere dayalı olarak dava açma süresini sınırlayan bir düzenleme bulunmamaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık sınırlama hakkında kadastro tutanağı düzenlenen taşınmazlara ilişkindir. Hal böyle olunca, Mahkemece davanın esasına girilip iddia ve savunmalar doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünde kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 12.11.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın usulden reddine karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemenin verdiği önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında ilk olarak davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı vurgulandıktan sonra davalı ... vekilinin temyiz itirazları bakımından "müdahil davacı ...’nın çekişmeli taşınmazın babasından kendisine hibe edildiğini ileri sürerek davaya katıldığı ve dosya kapsamına yansıyan mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında taşınmazın tespit tarihinden sonraki tarihte davacıya hibe edildiği anlaşıldığına göre müdahil davacının iddiasının tespit tarihinden sonraki nedene dayalı olduğu, tespitten sonraki hukuki nedene dayanan uyuşmazlıkları çözmenin ise Kadastro...
Tapu kaydı da mülkiyet belgesi olup, 3402 sayılı Yasada da, diğer gayrimenkul mevzuatımızda da tescil harici bırakılan yerler hakkında tespitten önceki hukuki nedenlere dayalı olarak dava açma süresini sınırlayan bir düzenleme bulunmamaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık sınırlama hakkında kadastro tutanağı düzenlenen taşınmazlara ilişkindir. Hal böyle olunca, Mahkemece davanın esasına girilip iddia ve savunma doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünde kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 28.05.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
Hal böyle olunca; davacılar tarafından tespitten önceki hakka dayanılarak dava açıldığı hususunda tereddüt etmemek gerekir. Çekişmeli taşınmazla ilgili kadastro tespitinin 28.10.1970 tarihinde kesinleşmesi ve davacılar tarafından tespitten önceki hakka dayanılarak 01.07.2013 tarihinde dava açılması nedeniyle de, olayda 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçtiği görülmektedir. Hal böyle olunca; davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ve özetlenen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır. Davalının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 10.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....