İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesi tarafından; davacının kesinleşen işe iade kararı sonrasında yasal süresi içinde işe başlama talebinde bulunmasına rağmen işverence yasal 1 aylık sürenin sonu itibariyle işe başlatılmadığı, 4 aylık sürenin de eklenerek belirlenen kıdem süresine göre kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretinin ayrıca işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücretinin de tespit edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesi tarafından; davacının kesinleşen işe iade kararı sonrasında yasal süresi içinde işe başlama talebinde bulunmasına rağmen işverence yasal 1 aylık sürenin sonu itibariyle işe başlatılmadığı, 4 aylık sürenin de eklenerek belirlenen kıdem süresine göre kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretinin ayrıca işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücretinin de tespit edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesi tarafından; davacının kesinleşen işe iade kararı sonrasında yasal süresi içinde işe başlama talebinde bulunmasına rağmen işverence yasal 1 aylık sürenin sonu itibariyle işe başlatılmadığı, 4 aylık sürenin de eklenerek belirlenen kıdem süresine göre kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretinin ayrıca işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücretinin de tespit edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....
Bilirkişi raporunda davacının hizmet süresinin, işe giriş tarihi olan 01.07.2003 ila kesinleşen işe iade kararı sonrası işverence işe başlatılmadığı tarih olan 11.04.2006 arasında kesintisiz devam ettiği kabul edilerek 2 yıl 9 ay 10 gün olarak tespit edilmesi hatalıdır. Davacı işçi, işveren nezdinde en son 01.07.2003 - 13.08.2004 tarihleri arasında çalışmış olup dosya içeriğine göre aynı işveren nezdinde 2001 yılı öncesi çalışmasının olduğu ancak bu çalışmasının kıdem-ihbar tazminatı ödenerek tasfiye edildiği, tasfiye edilen dönem içerisinde 1999 yılında işçi sendikasına üyelik kaydının bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının tasfiye edilen dönem sonrası bir yıldan fazla işsiz kaldığından sendika üyeliğinin sona erdiğinin kabulü gerekmektedir. Bu itibarla davacının işe iade sonrası işçilik alacakların hesaplanmasına esas alınan ücreti tespit edilirken sendikalı işçi gibi Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden yararlandırılamaz....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dosya üzerinden, HMK'nin 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonunda; Dava, itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta kesinleşen feshin geçersizliği ve işe iade kararı sonrası, kesinleşmiş kararın tebliğinden sonra 10 iş günü içinde işe başvuran davacının işe başlatılmadığı, işverenin işe başlatma iradesinin haklı bir nedene dayalı olup olmadığı ve itirazın iptal edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Feshin geçersizliği ve işe iade kararı sonrası, işçinin işe başlatılması için başvurusu ile işverenin işe davetinin de dürüstlük kuralı kapsamında samimiyet noktasında sorgulanması ve işverenin sözleşme ile kararlaştırılan nakil veya başka yerde görevlendirme yetkisini saklı tutan kuralın da objektif iyiniyet kuralı kapsamında değerlendirilmesi gerekir. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır....
Noterliğinin 06.12.2019 tarih ve 19108 yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek işe iade başvurusu yapıldığını, bu işe iade başvurusuna karşılık olarak da davacının işe iade talebi kabul edilerek, müvekkili şirketçe Karşıyaka 5. Noterliğinin 24.12.2019 tarih ve 42926 yevmiye nolu ihtarnamesiyle, davacının işe iade talebinin şirket tarafından da uygun bulunduğu, 14.01.2020 günü mesai başlangıcı olan saat 10.00'da Taurus AVM Mağazasında hazır bulunarak işbaşı yapması gerektiğinin davacıya bildirildiğini, fakat daha sonra gönderilen ihtarnamenin tebliğ şerhinden görüleceği üzere, davacının bu adreste bulunmadığı, adresin kapalı olduğu tespit edildiğini ve ihtarnamenin bu sebeple iade edildiğini, Ankara 44. İş Mahkemesinin 2018/350 Esas sayılı dosyasındaki tüm yargılama boyunca davacının adresi, davacının kendisi tarafından “Nasuh Akar Mh. 1402 Sk....
, işe iade talebi ve işe başlama daveti konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı; İşe başlama davetinde davacının işe davet edildiği, ihtarda bundan başka, ücret, iş konusu ve konum gibi her hangi bir açıklama bulunmadığı, davalının geçersiz fesih döneminde ödediği tazminatların mahsubundan sonra davacıdan bakiye alacağı bulunduğundan bahisle ve davacının işe iade talebinin samimi olmadığı gerekçesiyle davacı aleyhinde icra takibi başlattığı, davacının takibe itiraz ettiği, davalının itirazın iptali istemiyle ikame ettiği davada Bakırköy 31.İş Mahkemesinin 2017/436 E.,2018/154 K.sayılı kararda, davacı işverenin davalıyı işe başlatmasında samimi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararın 28.06.2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla davalı işverenin işe davetinde samimi olmadığı, davacının işe başlatılmayarak askıda bulunan iş akdinin davalı tarafından feshedildiği kabul edilmiş ve davacının işe başlatılmadığı tarihteki çıplak brüt ücret üzerinden işe başlatmama...
Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Aynı şekilde işverenin işe davete dair beyanının da ciddi ve samimi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez. İşe davetin davacıya tebligat mevzuat hükümlerine uygun yapılması gerekir. Kural olarak işçi, geçersizliği tespit edilen fesih tarihinde çalıştığı işyerinde ve işte işe başlatılmalıdır. İşçiye önceki koşulların tam olarak sağlanması ve aynı parasal hakların ödenmesi gerekir. İşçi eski coğrafi işyerine davet edilmelidir....
İş Mahkemesi'nin 09/07/2020 tarih 2019/811 Esas, 2020/475 Karar sayılı kararı dayanak gösterilerek boşta geçen süre alacağı ve işe iade edilmeme tazminatına ilişkin olarak toplam 52.678,96 TL bedelli ilamlı icra takibi başlatıldığı, icra emrinin davacı borçlu vekiline 22/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 24/05/2021 tarihinde takibe konu ilamın sadece tespit hükmü içermesi sebebiyle ilamlı icra takibine konu edilemeyeceği, mahkeme aksi kanaatte ise brüt alacakların nete çevrilmesi gerektiği iddiası, takibin iptali talebi ile huzurdaki davanın açıldığı, takibe konu ilamın verildiği davanın tespit (işe iade istemli) talebine ilişkin olduğu, işe iade talebi yönünden davanın kabulüne karar verilerek işe iade tazminatı ve boşta geçen süre alacaklarının belirlendiği, takibe dayanak ilamın yargılama giderleri ve vekalet ücreti dışında her hangi bir eda hükmü içermediği, zaten yargılama gideri ve vekalet ücretinin de huzurdaki takibe konu edilmediği, sadece tespit niteliğinde olan boşta geçen süre...
Noterliği 28.12.2016 tarih 48635 Yevmiye Nolu cevabi ihtarname ile işe iade talebinin hukuka uygun olmadığın ve 4857 sayılı İş Kanunun 25/5. Fıkrası doğrultusunda hareket edilmediğini beyanla, hukuka açıkça aykırı olarak (1) bir aylık yasal süre içinde müvekkilinin işe iadesini ve yasal haklarının ödenmesi borcunu gerçekleştirmediğini açıklanan nedenlerle, 4 aylık boşta geçen süre tazminatı, 4 aylık iş güvencesi (işe başlatmama tazminatı), Kıdem Tazminatı Farkı, İhbar tazminatı farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İşe iadesine karar verilen davacının İstanbul 9. Noterliği 05.12.2016 tarih ve 28522 ihtarnamesi ile işe iade başvurusunda bulunduğunu, ihtarnamenin toplu halde düzenlendiğini ve usulüne uygun olmadığını, usulsüz ve yasal süre içerisinde bildirimde bulunulmadığından geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....