bulunduğunun belirtildiği, ATK üst kuruldan alınan raporda belgelerle illiyet bağının kurulamadığı, sağ el hareket kısıtlılığının olayla bağlantısı olduğu kabul edilecek olursa % 10,3 oranında maluliyet olduğunun belirtildiği mahkemece davacıdaki yaralanmanın iş kazası sonucu meydana geldiği sonucuna varılıp davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır....
İhtisas Kurulu'nun raporunda; kişide tespit edilen patolojik bulgular sonucu yapılan ameliyatın endikasyonunun bulunduğunun, ameliyat tekniğinin günümüz tıbbında kabul gören bir yöntem olduğunun, hastada sağ üreterde obstrüksiyon ve böbreğinde gelişen hidronefroz sonucu sağ böbreğinin işlev kaybına uğramasının uygulanan ameliyata bağlı geliştiğini teyid eder tıbbi bulgu saptanmadığının, söz konusu durumların ameliyat sonrası gelişebilen komplikasyonlara bağlı olabileceği gibi, ameliyat dışı nedenlerle oluşabileceğinin, kişinin tedavisi ile ilgili hekimlere atfı kabil kusur tespit edilmediğinin belirtildiği; Adli Tıp Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ile kadın doğum uzmanının hazırladığı 17.12.2008 tarihli bilimsel mütalaada; ameliyat sırasında sağ üreterin bağlanması sonucu oluşan üreter darlığının, o ana kadar sağlam olduğu tıbbi belgelerde belirtilen sağ böbrekte hidronefroza neden olarak böbreğin geriye dönüşümsüz anatomik ve fonksiyonel kaybına yol açtığı, gerek ameliyat sırasında sağ üreterin...
GAİLE FAZLASIVAKIF"İçtihat Metni" Dava dilekçesinde, gaile fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü: Vakıftan gaile fazlasının alınabilmesi için, öncelikle vakfeden ile soy-bağının kurulması, sonra da vakfiyede öngörülen şartların gerçekleşmesi ge-rekir. Davacının babası Süleyman'ın İzmir Asliye Altıncı Hukuk Mahkemesi'nin 1975/56-369 sayılı kararı ile gailesi ve tevliyeti evlada bırakılan dava konusu edilen vakıfların tevliyete ve gaile fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespitine karar verildiğine ve böylece vakfeden ile davacı arasında soybağı kurulduğuna göre; mahkemece, davacının vakıf evladı olduğu yolundaki tespiti doğrudur....
ön kapı, sağ ön çamurluk ve sağ orta marşpiyerin hasarlı olduğunun tespit edilmesi karşısında, ... plaka sayılı aracın kime ait olduğunun ilgili sistemden sorgulanarak, olay günü aracı süren kişinin tespit edilmesini müteakip, beyanının alınması, yine olay yerine ilişkin kamera kaydının olup olmadığının belirlenmesi ve araca ilişkin hasar tespit tutanağı ile oluşan hasarın maddi boyutunun tespiti ile mala zarar verme suçu bakımından da bir değerlendirme yapılması gerektiği anlaşılmakla soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi, sonucuna göre kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın esası hakkında bir değerlendirme yapılması gerekirken, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle CMK'nın 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 13/06/2017 gün ve 94660652-105-34-13498-2016 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/07/2017 gün ve 2017/38332 sayılı...
Dava konusu ... plaka sayılı ... aracın kaza neticesinde sağ ön kapı ,sağ ön kapı cam mekanizması ,ön kapı menteşe ,sağ ön kapı camı sağ ön çamurluk düzeltme ,sağ arka kapı trim sağ marşbiyel hasarlanmış olup yedek parça ,kaporta ve boya işçilik toplamı 4435,11TL (KDV dahil ) tutarındadır.Bu tutar kazanın oluş şekli ve rayiç değerlere uygundur. 1- Davalı sürücü ... ... %100 (Yüzde yüz ) nispetinde kusurludur. 2- Sürücü ... kazada kusur payı yoktur.. 3- Dava konusu ... otomobilin toplam hasar tutarı 4435,11TL ‘dir." şeklinde görüş ve kanaatinde bulunulduğu görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ GEREKÇE: Dava, trafik kazası sonucu oluşan bakiye araç hasar bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine davalılar tarafından yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. TBK'nın 49. maddesine göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür....
Mahkemece; davanın kabulü ile davacının, 27.11.2005 tarihinden sonra ve devamında malulen emeklilik şartlarına sahip olduğunun, bu tarihi takip eden aybaşı olan 01.12.2005 tarihinden itibaren malulen emekli olduğunun ve davacının yersiz ödemeden dolayı 15.078,00 TL borçlu olmadığının tespiti ile 27.11.2007 tarihinden itibaren ödenmeyen malulen emeklilik maaşlarının ilgili oldukları aydan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 1998 yılında trafik kazası geçirdiği, ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin 20.02.2002 tarihli raporu ile davacının sağ kalça ve sağ ayak bileğindeki rahatsızlıklardan dolayı desteksiz yürüyemediğinin bildirildiği, ... Devlet Hastanesi'nin 07.10.2004 tarihli raporu ile davacının çalışma gücü kaybının % 55 olduğu ve ayakta durmayı, ağır bedeni faaliyetleri gerektirmeyecek işlerde çalışabileceğinin bildirildiği, ......
Somut olayda, mahkeme tarafından davalı iş yerinde keşif yapılarak davacının iş yerinde yaptığı işlerin ve kullandığı aletlerin neler olduğunun fiili olarak gözlemlenmek suretiyle belirlendiği, davacının davalı iş yerinde çalışırken maruz kaldığı en önemli mesleki risklerin vibrasyon, güç kullanma ve tekrarlanan hareketler olduğunun tespit edildiği, davacının solak olmadığının ve genellikle sağ elini kullandığının belirlendiği, davacıda görülen 'Quervain tenosinoviti' hastalığının davacının baskın olan sağ elinde değil, sol elinde gelişmiş olması nedeniyle davalı iş yerinde yaptığı işlerden kaynaklandığının tespit edilemediği anlaşıldığından mahkemenin maddi vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı görülmekle, davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir....
nin gidebildiği kadar üstsoyuna ve bunların bütün mirasçılarına ait nüfus kayıtları getirtildikten sonra, daha önce verilmiş ve kesinleşmiş galle fazlasına müstehak evlat kararlarında adı geçen vakıf evlatlarının açık kimlik ve nüfus kayıtlarına göre bir soyacağı çıkartılarak, davacının bulunduğu kuşağın (batın) tam olarak belirlenmesinden sonra üst batında sağ evlat bulunup bulunmadığının denetime elverişli bilirkişi raporuyla tespit edilip, üst batında sağ evladın bulunması halinde yalnızca vakıf evladı, bulunmadığı takdirde ise galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun tespitine karar verilmesi gerektiği düşünülmeden yetersiz araştırma ve eksik inceleme sonucu karar verilmesi, 3-Kabule göre de; Vakfiyelerde yukarıda açıklandığı üzere galle fazlası kız erkek ayrımı yapılmadan batın şartı (ön kuşakta sağ vakıf evladı varsa sonraki kuşakta bulunan evladın hak sahibi olmaması kuralı) ile evlada bırakılmış olduğundan davacılar ......
nun nüfus kaydı getirtilerek sağ mı ölü mü olduğunun tespiti yapıldıktan sonra sağ ise davalıya, ölü ise mirasçılarına gerekçeli kararın yöntemince tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 10.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Değerlendirme Davacı vekili; davaya konu kazada davacının aracında hasar oluştuğunu, davacıya ait araçta sağ arka çamurlukta değişim-boya, sağ arka kapı için onarım işlemlerinin yapıldığını, aracın sağ arka kapı ve bagaj kapağının sökülüp yeniden takıldığını, ancak dosya kapsamında hükme esas alınan 28.12.2021 tarihli bilirkişi raporunda sadece aracın sağ arka çamurluğunda yapılan işlem için değer kaybı hesabı yapıldığını, bilirkişinin belirlemiş olduğu değer kaybının çok düşük olduğunu, rapora karşı itirazlarının hakem heyetince değerlendirilmeksizin hüküm kurulduğunu belirtmiştir. Gerçek zararın, konusunda uzman bilirkişi marifetiyle tespiti, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olması gerekir....