1934 doğumlu Muhittin Yaycının beyanında İran'da soyismin olmadığını, baba adı ile kişilerin çağrıldığını beyan ettiği, gerçekten de; davacının mirasbırakanları olan Mirzehüseyin ve Hemo Tur'a ait nüfus kayıtları incelendiğinde; Mirzehüseyin'in baba adının Hüseyin olduğu, Hemo Tur'un ana adının ise Hamo olduğu, her ikisinin de İran doğumlu olduğu ve kadastro tespitinde de İranlı olduklarının bildirildiği, taşınmazda Ali Tur'un tasarruf ettiği ve nüfus tarafından gönderilen cevabi yazıda kayıt malikleri için herhangi bir kaydın bulunmadığının bildirildiği" gerekçesi ile "-Van ili Tuşba ilçesi İskele Mahallesi Mezarlık mevki 660 ada 12 parsel sayılı taşınmazda 1/6 pay maliki "Hüseyin I: Ali oğlu" ibaresinde "Hüseyin adının Mirzehüseyin" olarak, "Ali oğlu ibaresinin Hüseyin oğlu olarak" ve aynı parselde 1/6 pay maliki "Zemane adının Hemo" olarak" tashihine karar verilmiştir....
Ancak; Davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar dikkate alınarak nüfus kaydının ve ana adının düzeltilmesi istenen küçüğün adının ... yerine dava dilekçesinde ve kararda ... olarak gösterilmesi ve ayrıca mahkemenin gerekçeli kararının hüküm fıkrasının 3. satırında 15.2.1997 yazılması gereken ...'nın doğum tarihinin 1.2.1997 olarak yazılması doğru değil ise de bu maddi hataların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hem gerekçeli kararın hem de hüküm bölümünde yer alan "..." adlarının "..." olarak, hüküm bölümünün 3. satırında yer alan "1.2.1997" tarihinin "15.02.1997" olarak düzeltilmesi, kararın düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 10.7.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/11/2017 NUMARASI : 2016/1020 ESAS 2017/747 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ana-Baba Adının Düzeltilmesi/Değiştirilmesi İstemli) KARAR : İstinaf yoluna başvuran tarafın/vekillerinin istinaf başvurusu üzerine Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/1020 esas sayılı dosyası ve dava dosyasında verilen 02/11/2017 tarih ve 2017/747 Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi. Ön inceleme raporunda belirtildiği üzere dosyada ön inceleme sonucu karar verilecek nitelikte bir eksikliğin bulunmadığı ve HMK 353. maddesi uyarınca duruşma yapılmaksızın usul yönünden incelenebileceği anlaşılmakla, dosya ve HMK 354. maddesi uyarınca yapılan görevlendirme gereği sunulan inceleme raporu incelendi....
in baba adının düzeltilmesine karar verilmesi istenilmiş; mahkemece, davanın kabulü ile küçük ...’in "..." olan baba adının "..." olarak tashihine dair verilen karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Dava Cumhuriyet Savcısı tarafından davaname ile açıldığı, davacının ... olduğu, genetik baba ...'un davalı olarak gösterilmesi gerektiği halde davanamede davacı olarak gösterilmesi ve yargılama aşamasında da bu yanlışlığın farkedilmeyerek gerekçeli karara da adı geçenin davacı olarak gösterilmesi doğru değil ise de, bu hususun mahallinde düzeltilmesi gereken maddi hata olduğu değerlendirilmiştir. Bir davada maddi olguları ileri sürmek taraflara, ileri sürülen maddi olguların nitelendirilmesi hakime aittir. Cumhuriyet Savcısı tarafından Kamu adına açılan bu davada çocuk ...'in genetik babasının ... olduğu halde nüfus kaydında ... çocuğu imiş gibi tescil edildiği bildirilerek, nüfus kaydındaki baba adının ipt... ile gerçek (genetik) baba ... olarak düzeltilmesi istenilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/2084 esas sayılı dosyası ile nüfus kayıtlarındaki yanlışlığın düzeltilmesi için dava açıldığı, açılan davanın kabul edildiği, davalı ...'in anne adının düzeltildiği ve bu kararın 29.03.2016' da kesinleştiği anlaşılmaktadır. Taraların evliliğine engel olacak derece hısım görülmelerine ilişkin nüfus kayıtlarının düzeltilmesi halinde evliliğin iptalini gerektirecek husus ortadan kalkmış olacağından dava konusuz kalacaktır. Açıklanan sebeple konusuz kalan dava hakkında karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. Ne var ki, bu durum ilk inceleme sırasında davalılarca bildirilmediğinden hüküm onanmıştır. Davalı ...'in karar düzeltme istemi bu sebeple yerinde görüldüğünden kabulüne, Dairemizin 21.01.2016 tarih, 2015/16001 esas, 2016/1111 karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının yukarıda gösterilen sebeple bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Davalı ...'...
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi Davacı, 01.10.1989 tarihli işe giriş bildirgesinde hatalı yazılan ana-baba adı ile, doğum tarihinin nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkeme, uyulan bozma ilamı uyarınca davanın reddine karar vermiştir....
nin adının önce Ş.. olarak yazılıp tek çizgi ile iptal edildiği böylece K..'in annesinin adı ile ilgili olarak bir tereddüt yaratıldığı nüfus kaydına göre de L..'nin (Ş..'nin) 27.08.1982 günü öldüğü anlaşılmaktadır. Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davaları kişiye sıkı sıkıya bağlı haklara ilişkin bulunan davalardan oldukları gerçeği dikkate alınarak bunların, bizzat kaydının düzeltilmesi istenen kişi tarafından açılması gerektiği Yargıtay uygulamalarında kabul edilmekte ise de, çoğun içinde azında bulunduğu kuralı uyarınca düzeltme isteminin aynı zamanda tespiti de içeriğinden davacının, salt düzeltme isteminde bulunması, tespit kararı verilmesine engel oluşturmaz. Açıklanan duruma ve tüm dosya içeriğine göre davacının iddiası kanıtlanmış bulunduğundan ölü olan babaannesinin nüfus kütüğünde L.. olan adının Ş.. olduğunun tespitine karar vermek gerekirken doğrudan doğruya kaydın düzeltilmesi şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur(HGK 30/01/2018 gün 2008/2- 36- 47 sayılı kararı). Davada maddi olguları ileri sürmek taraflara, nitelendirmesi hakime aittir. Davacı bu dava ile nüfusta annesi olarak gözüken Naime'nin gerçekte Türk vatandaşı olan TC nolu müteveffa Naime olduğunu, nüfusta babası olarak gözüken Memet'in ise yine gerçekte Türk vatandaşı olan TC numaralı müteveffa T7 olduğunu iddia etmektedir. Bu durumda ortada nüfus kaydındaki ana adının düzeltilmesi( 5490 sayılı Nüfus Kanunun 36. m.si) ve babalığın tespiti davası ( TMK m. 301. ) şeklinde iki ayrı dava vardır. 5490 sayılı Nüfus Kanunun 36. m.sine göre nüfustaki anne adının tespiti ve düzeltilmesi davası asliye hukuk mahkemesinin, TMK'nun 301. m.sinde düzenlen babalığın tespiti davası ise aile mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işlerdendir....
Örneğin kocanın eşi dışında bir başka kadın tarafından doğrulan çocuğu, eşinden doğmuş gibi nüfus kütüğüne kaydettirmesi ya da evliliğin sona erınesinden üçyüz gün geçtikten sonra doğan çocuğun üçyüz günlük süre içinde doğmuş gibi nüfusa kaydettirilmesi hallerinde durum böyledir. Nüfus kayıt düzeltmesi davalarına gelince: Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davalarının konusunu oluşturur.“Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir (Nüfus Yönetmeliği m.143). 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35. maddesine göre, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde nüfusta ana adının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Nüfus İdaresi Temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 12.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....