Mahkemece başlangıçta dava konusu markanın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verildiği, davalı vekilinin itirazı üzerine bu itirazın reddedildiği, daha sonra davalı vekilinin müvekkilinin markasına müşteri bulunduğu gerekçesiyle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını istediği, mahkemenin de bu talebi yerinde görerek ihtiyati tedbir talebini kaldırdığı, işbu karara karşı ise davacı vekilinin itiraz ettiği, itirazın da mahkemece reddedildiği ve bu red kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere markaya ilişkin davalarda marka tescil belgesinin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi bakımından gerek usul ekonomisi gerekse yargılamada taraf değişikliğinin önüne geçilmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmektedir. Bu tür kararların amacı mülkiyet hakkının kısıtlanmasına yönelik değildir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 74/1-son cümle, 53/1, 63, 54, 51/1-3 maddeleri gereğince mahkumiyet, erteleme 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; Suç tarihinde, sanığın üzerinde yapılan aramada, 26 adet sikkenin ele geçirildiği, 18.04.2008 havale tarihli bilirkişi raporuna göre, suça konu 10 adet sikkenin 2863 sayılı Kanun kapsamında, tescil ve tasnife tabi müzelik değerde taşınır kültür varlıkları olduğu, 16 adet sikkenin müzelik değerde olup etütlük eser olduklarının bildirildiği, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nün 28.05.2008 tarihli yazısı ile sanığın, 4. grup arama ruhsatının bulunduğu, bu ruhsata istinaden maden arama ve propeksiyon işlemleri, kuyu, galeri, sondaj, jeokimyasal...
çekilmiş olması, yangın santralı, acil durum asansörü basınçlandırma fanı ve acil durum kuyu dibi atık su pompası çalışır halde olması, denetim esnasında acil durum asansörünü en az 30 dakika besleyecek jeneratörün devrede olması, kuyu diplerinde kesinlikle su bulunmaması, gerekmesi halinde kuyu dibi su izolasyonun yapılmış olması, asansör kuyu içerisinde bulunan tuğla ile kapatılan tüm alanların içeriden alçı/sıva ile kapatılmış olmasının gerektiğinin belirtildiği, ürün teslim formunun davalı şirket yetkilisince davacı şirkete 19/02/2020 tarihinde e-posta ile iletildiği dosya içerisindeki belgelerden anlaşılamadığı, 19/03/2020 tarihinde ürün teslim formunun davacı şirket yetkilisi tarafından imzalanarak onaylandığı, işin sözleşmedeki teslim tarihine göre 186 gün geciktiği, -Asansör kuyuları tesliminin davalı ......
Mahkemece, 60 ada 1 parsel numarasında 5.864,00 m² yüz ölçümlü arsa vasfındaki hazine adına kayıtlı taşınmaza davalının vaki müdahalesinin men'ine, davacının yıkım istemi yönünden talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; dava konusu 60 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 14.01.1988 tarihli yapılan imar uygulaması ile tapu kaydının oluştuğu, taşınmazın evveliyatında 1539 numaralı parselin içinde iki kuyu ve beş kerpiç ev bulunan bağ vasfı ile kadastro tespiti çalışmaları sırasında ..., ... ve ... ve Maliye Hazinesi adına 26.06.1959 tarihinde tespit gördüğü, ...'...
nin Mahkeme veznesine depo edilmesi halinde davacıların ihtiyati tedbir talebininin kabulü ile; davalı şirketin rutin işleyişini engellememek kaydıyla, davalı şirket yönetiminin davalı şirketi borçlandırıcı ve malvarlığını azaltıcı işlemlerinin denetim kayyımının onayına tabi tutulmasına, davalı şirket adına kayıtlı taşınmazlar ile araçların kayıtlarına iradi olarak başkasına satış ve devrinin önlenmesi ve sınırlı ayni hak tesis edilmemesi için ihtiyati tedbir konulmasına, davalı şirketin iştiraki olan şirketler varsa, ilgili şirketlerdeki davalı şirkete ait hisselerin iradi olarak satış ve devrinin ve bu hisseler üzerine sınırlı ayni hak tesis edilmemesi ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir. İTİRAZ: Davalı ......
olduğu tespit edilmiştir....
Şti.’ne ait ve çalıntı olan ... plakalı aracın çalıntı ruhsatının alınarak vergi dairesinden düşürülmesine, tasfiye halindeki şirkete bağlı olan elektrik aboneliği için Bedaş’a teminat olarak yatırılmış olan 1.868.80 TL depozitonun şirkete iadesine, ayrıca yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin de davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmiştir. Karar, davalı vekilince müvekkil kurumun davanın açılmasına sebep olmadığı, eksik olarak yapıldığı iddia edilen işlemlerin muhatabının tasfiye memurları olduğu, yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden tutulamayacakları gerekçesiyle temyiz edilmiştir. 1-Mahkemece, bu konuda bir talep olmadığı ve ilgili kurumlara davada husumet yöneltilmediği halde çalıntı ruhsatının alınarak vergi dairesinden düşürülmesine ve BEDAŞ'ta mevcut depozitonun şirkete iadesine dair karar verilmesi doğru olmamış, 1086 sayılı HUMK'nın 439. maddesi uyarınca öncelikle bu nedenle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. ......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da imkansız hale geleceği, bu nedenle ciddi bir zararın doğması ihtimalinin bulunması, markanın mahkemenin bilgisi haricinde devredilmesi ihtimalinde doğacak olumsuz sonuçların önlenmesi gereği verilen ihtiyati tedbir kararının yerinde olduğu, ayrıca salt markanın 3. kişilere devrinin engellenmesine yönelik tedbir işlemi uygulandığı, davalı şirkete ait markanın kullanılması veya devir hariç başkaca hukuki işlemlere konu olmasının önünde yasal bir engel bulunmadığı, bu hale göre tarafların durumuna ve tesis edilen ihtiyati tedbir işleminin davalı şirkete telafisi güç zararlara maruz bırakmayacağı, teminat alınmaksızın tedbir işlemi tesisinde de hukuka aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesi ile ileri sürülen itiraz sebeplerinin reddine karar verilmiştir....
Dava konusu olayda, kuyu yapım işinin malzemeli olarak ve anahtar teslimi suretiyle verildiği açıktır. Davalı şirket ve ...’ in faaliyet alanın fabrikalara kullanma suyu satımı olduğu, kuyu açılmasının faaliyet alanları içinde bulunmadığı, anılan davalılara ait işyerinde ve onların işçileriyle birlikte yapılan bir çalışmanın da söz konusu olmadığı ortadadır. Bu duruma göre kuyu açılması işinin bütünüyle devrinin söz konusu olduğu, davalılar ... ile şirketi bakımından işverenlik sıfatının ortadan kalktığı açıktır. Hal böyle olunca davalı ...’in asıl işveren olduğunun kabulü ile kusur dağılımının yapıldığı kusur raporunun hükme esas alınması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Öte yandan davalı ... Gıda Su İnş Nak Elkt San Tic Ltd Şti’nin kusurlu bulunmadığı kusur raporu hükme esas alındığı halde, nedenleri açıklanmadan tazminattan sorumlu tutulması da isabetsiz olmuştur....
Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 14.12.2022 tarihli 2022/282 E. sayılı ara kararıyla; davacı vekilinin, davalı adına tescilli ... sayılı patentin 3.kişilere devrinin önlenmesi talebi yönünden takdiren 20.000,00 TL (YirmiBin TL.) teminat karşılığı kabulüne, davacı vekilinin davalı adına tescilli ... sayılı patentten doğan haklarını davacıya karşı ileri sürmesinin önlenmesine yönelik talebinin, bu aşamada yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediği" gerekçesiyle bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra değerlendirilmesine, karar verilmiştir. İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; HMK 389, TTK 61 ve SMK 159....