Somut olayda, davacının iş akdinin feshedilmesi üzerine açtığı işe iade davasının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, davacının süresinde işe iade başvurusunda bulunduğu, davalı işveren tarafından davacının işe başlatılmadığı, davacını kesinleşen mahkeme kararında tespit edilen işe başlatmama tazminatına hak kazandığı (boşta geçen süre ücret alacağının davalı tarafça işe başlatılmadığı tarihte ödenmiş olduğu) kesinleşen işe iade kararı gereğin de davalı işveren tarafından yapılan feshin geçersiz olduğu, davacı tarafın kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, yine tespit edilen hizmet süresine göre bakiye 20 gün yıllık izin ücret alacağının bulunduğu, hükme esas bilirkişi raporunda emsal ücret bilgileri dikkate alınarak yapılan hesaplamanın dosya içeriğine uygun olduğu, davalı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dava muvazaa tespiti davası olup işe iade davası olmadığından mahkemenin karar başlığına dava türü olarak “işe iade” davası yazılması ve fesih yapılmadan işe iade davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı yönünde gerekçe oluşturulması hatalı ise de mahkemenin muvazaa bulunmadığı konusundaki gerekçesi isabetli olup netice olarak davanın reddinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 28.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İşe iade dosyasında kesinleşme şerhinin bulunmadığı, (sistemden yapılan incelemede de tespit edilememiştir.) kesinleşme şerhli kararın davacıya tebliğ edilmediği, mahkeme kararının tespit hükmü niteliğinde olup işe iade davasında verilen kararının edaya yönelik avukatlık ücreti ve yargılama gideri ile ilgili kısmının icra konusu edilebilmesi için kanun kesinleşme şerhini aramamıştır. İlk derece mahkemesinin davacının işe iade talebinin süresinde yapıldığının kabulüyle davanın kabulüne ilişkin karar vermesi isabetli ise de, işe başlatmama tazminatı niteliği itibariyle tazminat olduğundan yasal faiz uygulanması gerekirken mevduat faizine karar verilmiş olması isabetli bulunmamıştır....
tüm süreç usule, kanuna uygun ve samimi bir şekilde yürütülmüş ise de davacı taraf kötü niyetli olarak iş yerini terk ettiğini, ardından müvekkili şirketin işe başlatma davetinin samimi olmadığını ileri sürerek ve iş yerini terk etttiğim tespit edilemez gibi bir düşünce biçimiyle huzurdaki davayı ikame ettiğini, -Huzurdaki davanın ikame süreci yukarıda belirtildiği şekilde gerçekleşmiş olup tüm bahsi geçen sebepler neticesinde işe iade hususunda samimi olmayan bir taraf var ise bu taraf davacı taraf olduğunu, yerel mahkemece kesinleşen işe iade kararının ardından yasal süresi içinde işe başvuruyu yapan ve belirlenen günde işyerine giden bir işçinin nedensiz yere işyerinden ayrılması hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirtilmiş ise de bu tespite katılmak mümkün olmadığını, -Davacı zaten işe iadesine karar verilmesi ve kararın kesinleşmesi halinde kendisine ödenen tazminatları ödemesi gerektiğini bilerek işe iade davasını ikame ettiğini, sonrasında işe iade talebiyle müvekkili şirkete...
İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yarar-lanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Başka bir anlatımla, işçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması ha-linde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşullan oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir (Yargıtay Dokuzuncu HD. 14.10.2008 gün 2008/29383 E., 2008/27243 K.)....
İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. 4857 sayılı Kanun'un 21. maddesine göre işveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde feshin geçersizliği davasında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile çalıştırılmadığı en çok dört aylık süre ücret ve diğer hakları ödenmelidir. İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi ve samimi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez. İşçinin işe iade sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır....
Davalı vekili; müvekkilinin davalı iş yerinde temizlik işçisi olarak çalıştığını, hizmet akdinin davalı işveren tarafından haksız olarak sona erdirilmesi üzerin açtığı işe iade davasının kabul ile sonuçlanarak kesinleştiğini, süresi içerisinde işe iade hususunda davalı işverene başvuruda bulunduğunu ancak işe başlatılmadığını, işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücret alacağı talep hakkının doğduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir Mahkemece, işe iade kararının kesinleşmesi üzerine on günlük kanuni süre içerisinde işe başlatılmayan davalı işçinin, boşta geçen süre ücret alacağı ve işe başlatmama tazminatı talep hakkının doğduğunu gerekçesi ile isteğin reddine karar verilmiştir....
E) Gerekçe: 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kıdem tazminatı bakımından faiz başlangıcı ve işe başlatmama tazminatına işletilecek faizin türü noktalarında toplanmaktadır. Somut uyuşmazlıkta işe iade davası sonrasında işçinin süresi içinde başvurusuna rağmen işverence işe başlatılmadığı anlaşılmaktadır. Saptanan bu durum karşısında, işe iade davası sonrasında işçinin süresi içinde başvurusuna rağmen işverence işe başlatılmadığı tarih fesih tarihi olmakla, kıdem tazminatı bakımından faiz başlangıcı da, işçinin işe alınmayacağının açıklandığı tarih ya da bir aylık işe başlatma süresinin sonudur. Ayrıca işe iade davası ile tespit edilen en çok dört aya kadar boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklar için de 4857 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinde sözü edilen özel faiz türü uygulanmalıdır....
B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davacının iş akdinin ekonomik nedenle 05.07.2009 tarihinde ihbar ve kıdem tazminatı peşin ödenerek feshedildiğini,davacının işe iade davası açtığını, Bakırköy l.İş Mahkemesinin 2009/702 esas,2010/12 karar sayılı ilamı ile davacının talebinin kabul edilerek işe iade kararı verildiğini, kararın temyiz incelemesi aşamasında olduğunu, işe iade davası hakkında verilen karar yüksek mahkemece onanır ise iş akdinin feshinin başlangıçtan itibaren geçersiz sayılacağından davacının kıdem ve ihbar tazminatı alma hakkının doğmamış olacağını, bu nedenle işe iade kararının kesinleşmesinin beklenmesini talep ettiklerini belirtmiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalı temyiz etmiştir....
Davacının kesinleşen işe iade davası sonunda işe başlamaya yönelik talebine ilişkin ihtarnamenin davalı işverene tebliğ edildiği, davalı işverenlikçe Üsküdar 11 Noterliği' nin 13.11.2017 tarih ve 46327 yevmiye nolu ihtarnamesi ile yasal süre geçirilerek müracaat edildiğinin bildirildiği neticesinde davacının işe başlatılmadığı tarih 13.11.2017 olarak belirlenmiştir. Davacının 25.02.2015- 09.10.2015 tarihleri arasında çalıştığı, 4 aylık boşta geçen sürenin de ilavesi ile 11 ay 15 gün hizmet süresi olduğu tespit edilmiştir. Davacının 2015 Eylül ayı bordrosunda brüt 1.702,85 TL ücret tahakkuku olduğu görülmüştür....