İhtisas Kurulunun konuya ilişkin raporları birlikte değerlendirildiğinde, ölüme neden olan yaralanmanın ateşli silahtan kaynaklanan ana damar parçalanması olup olmadığının kesin olarak tespit edilememesi karşısında, bu durum sanıklar lehine yorumlanarak ölümün ana damar parçalanmasından oluşmadığı, ... raporunda belirtildiği üzere maktulün ölümüne maktulde önceden var olan kalp damar hastalığı ile ateşli silah yaralanmasının birlikte neden olduğu mahkememizce kabul ve takdir olunduğu" belirtilerek eylemin TCK.nun 452. maddenin 2.fıkrası kapsamında kaldığı kabul edilmesine karşın, hüküm fıkrasında sanıklar ile ilgili uygulama sırasında denetime olanak vermeyecek ve 765 sayılı TCK.nun 452. maddesinin hangi fıkrasının uygulandığı anlaşılmayacak şekilde TCK.nun 452/1-2. fıkraları birlikte yazılmak suretiyle uygulama yapılarak, hüküm ile gerekçe arasında çelişkiye neden olunması, C-Sanık ... hakkında mağdur ...'yı kasten yaralama suçundan kurulan hüküm yönünden; Mağdur ... hakkında ......
İhtisas Kurulu Raporuna göre otopsisinde tarif edilen yaralanmaların lokalizasyonu özelliği ve ağırlığı bakımından ölüme neden olacak nitelikte olmadıkları, travmatik bir tesirle öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı, otopsisinde batın boşluğunda 1200cc mide içeriği benzeri materyal boşaltıldığı, mide büyük kurvaturda pilorda 2,5cm çaplı, kenarları düzgün ülser perforasyon alanı görüldüğü, mide açıldığında içerisinde 15cm çaplı cerrahi ile yerleştirilmiş plastik balon olduğu, mukozada pili kaybı ve yer yer submukozal noktasal kanama alanları olduğu, mukozadan kabarık olmayan rüptüre ülser nişi izlendiği, histopatolojik incelemede midede ülser varlığı, ülser zemininde rüptür alanı, omentumda kronikleşen peritonit tespit edildiğine göre ölümünün mide ülser perforasyonu ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana geldiği, tutanaklara göre ölümün normal ölüm olarak kabul edilerek buna göre işlemlerin yapıldığı anlaşılmakla; Her ne kadar ölen yakınları ölümün trafik kazası sonucu meydana...
Ölüm geliri veya ölüm aylığı alanlar için, sigortalının; dul eşinin evlenmediği hususları, Sosyal Güvenlik Kurumu'nca yürütülecek yoklama işlemleri ile tespit edilir. Kurum gerekli gördüğü zaman ve hallerde belirleyeceği yöntemlerle gelir veya aylık alanlarla bunların veli, vasi, kayyım ve vekillerinin, tebliğin 6 . maddesinde yer alan bilgilerinin tespiti amacıyla yoklama yaptırabilir. Yoklama işlemi gelir veya aylık ödeyen bankalar ve PTT şubelerine de yaptırılabilir....
Ölümün kadastro tespitinden önce gerçekleşmesi halinde mirasçılar tarafından açılacak davanın kadastro tespitinin kesinleşmesi tarihinden itibaren 3402 Sayılı Yasanın 12/3.maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması zorunludur....
Hükmün, davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacı, ölen eşinden dolayı ölüm aylığı bağlanması ve sağlık sigortasından yararlanması gerektiğinin tespitini istemiş; Mahkemece, ölümün gerçekleştiği 27.10.2003 tarihini takip eden aybaşı olan 01.11.2003 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması ve sağlık sigortasından yararlanması gerektiğinin tespitine karar vermiştir. Alman uyruklu olan davacı ile sigortalının resmen evli olduğu, ilgili nüfus idaresinden celbedilen nüfus kaydı içeriğinden açıkça anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle öldürme Hüküm : 5237 sayılı TCK'nın 85/1, 62, 51. maddeleri gereğince mahkumiyet Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1- Sanığın sorgusuna ilişkin 09.03.2009 tarihli talimat duruşma tutanağının zabıt katibi tarafından imzalanmayarak CMK'nın 219/1. maddesine aykırı davranılması, 2- 09.05.2008 tarihinde yapılan otopsi ve ölü muayenesine katılan adli tıp uzmanı tarafından ölümün kesin ölüm nedeninin tespit edilemediği, kesin ölüm nedeni ile düşme arasında illiyet bağının olup olmadığı hususunun Adli Tıp Kurumunun ilgili ihtisas dairelerinden sorulması şeklinde görüş bildirilmesi üzerine Adli Tıp Kurumu Bursa Grup Başkanlığından ölenin kesin ölüm nedeninin tespitinin istendiği, Bursa Grup Başkanlığından gelen...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle öldürme Hüküm : Sanıklar hakkında ayrı ayrı; TCK'nın 85/1,62/1, 50/4-1.a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar müdafiileri ile katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü: Olay günü saat 18.00 sıralarında, 13 yaşındaki ...’ın evin önündeki elektrik direğinin yıkılmasını engellemek için direğe ve toprağa sabitlenmiş gergi telinden tutması sonucu, telde bulunan akıma kapılarak, Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan otopsi sonucuna göre, “ölümün kişinin vücudundan elektrik akımı geçmesine bağlı elektirik şoku ile kardiyak arrest (kalp durması) sonucu” öldüğünün belirlendiği, mahkemece hükme esas alınan 11.07.2016 tarihli bilirkişi raporuna göre,...tarafından olay tarihinde ...ilçesinde bakım ve onarım işlerinden sorumlu oldukları anlaşılan sanıkların, asli kusurlu olduğunun tespit ve kabul edildiği olayda;...
Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. maddesi olup, mahkemece yapılan araştırma ve inceleme, hüküm kurmaya elverişli ve yeterli değildir Mahkemece, makine ve inşaat mühendisi ile bir hekimden oluşan bilirkişi heyeti tarafından verilen ve işveren ... İnş. San. ve Tic. Ltd....
Mernis ölüm tutanağının dosya içerisinde bulunmadığı, Kurum Maluliyet ve Sağlık Kurulları Başkanlığının ölümün meslek hastalığı sonucu meydana gelmediğini kabul ettiği, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun 03.03.2010 tarihli raporunda ölümün meslek hastalığı sonucu olmadığının belirlendiği , davacının YSK. raporuna itiraz etmiş olmasına rağmen davacının ölümünden önce belirlenen yüksek işgöremezlik oranının ölümüne etkisi muhtemel bulunduğu halde, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararında belirtildiği üzere Adli Tıp Kurumundan rapor alınması bu raporun YSK raporu ile çelişmesi halinde giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla inceleme yaptırılmaksızın, eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur. Yapılacak iş ; davacı murisinin mernis ölüm tutanağını getirtmek, Adli Tıp Kurumundan giderek Adli Tıp Genel Kurulundan rapor almak ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektir....
Bu itibarla, sanık hakkındaki direnme kararına konu hükmün, gerekli araştırmanın mahallinde yapılıp ölümün Yerel Mahkemece tespiti ile sonucuna göre TCK’nın 64 ve CMK'nın 223. maddeleri uyarınca gereken hükmün verilmesinin temini için sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; 1- ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.04.2016 tarihli ve 112-297 sayılı direnme kararına konu hükmünün, güncel nüfus kayıt örneğinde sanığın, direnme kararından sonra 14.02.2022 tarihinde öldüğü bilgisinin yer alması karşısında, bu konuda gerekli araştırmanın mahallinde yapılarak sonucuna göre 5237 sayılı TCK’nın 64 ve 5271 sayılı CMK'nın 223. maddeleri uyarınca gereken hükmün verilmesinin temini için diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, 2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 24.03.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi....