Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen birinci karar Dairece "tescil davası açılması için imkan tanınması gerekçesiyle bozulmuş hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonucu davaların kabulüne ilişkin olarak verilen ikinci karar bu kez Dairece " mükerrer harç ve avukatlık parası alınmasının doğru olmadığı" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamı doğrultusunda hüküm kurulmuştur. Karar, davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
Dava, tapu iptali ve tescil niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 20.04.1994 tarihinde ilan edilip kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır. Yargıtay 1. Hukuk Dairesince çekişmeli taşınmazın orman sınırları dışına çıkarıldığı kabul edilerek; mahkemenin, davanın kısmen kabulü yönünde verdiği karar bozulmuşsa da, Yönetimin davası taşınmazın orman sınırları içinde kaldığı iddiasına dayalıdır. Yani; dava, 2/B madde uygulamasına dayalı tapu iptali ve tescil davası değil, kesinleşen orman sınırları içinde kalan tapu iptali ve tescil davasıdır. Bu durumda, Yargıtay bozma kararının maddi yanılgıya dayandığı açıktır. 04.02.1959 tarih 13/5 sayılı İ.B.K. ve 1998/708 sayılı H.G.K. kararlarına göre maddi yanılgıya dayalı bozma kararlarına uyulmuş olması taraflar lehine usulü kazanılmış hak oluşturmaz....
taşınmazın bu plandaki konumunun gösterildiği ek raporun fen bilirkişiden alınması, 4- 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yer alan kısıtlama araştırmasının adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları ve satın alınan kişiler yönünden Devlet mahallesi ve Kayatepe köyü çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilmesi, Ayrıca, dava dosyasının, 6100 sayılı Kanunun 302/4. maddesi ve Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca tarih ve işlem sırasına...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında genel kadastro ile oluşan tapunun, tapu kaydına dayanarak açılan iptali davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 1900 parsel sayılı 8548 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydı ve iskanen dağıtılan göçmenlerin takyit süresini beklemeden terk etmeleri nedeniyle Hazine adına tesbit edilmiş, beyanlar hanesinde ... oğlu ...’ın işgalinde olduğu belirtilmiş, 16.9.1994 tarihinde tapuya tescil edilmiştir. Davacı ... mirasçıları vekili, 7.11.2002 tarihli dava dilekçesi ile iskanen tahsis, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil davası açmıştır....
Bu durumda, mülkiyet davası açılması gerekir. Kural olarak eda davası açılması mümkün bulunan hallerde tespit davası dinlenemez. Somut olayda; davacının TMK.nun 713/1. maddesine dayanarak tescil davası açma imkanı bulunmaktadır. Yeri gelmişken hemen belirtelim ki; tescil davası, müspet tespit davası ve eda davası olmak üzere iki bölümden oluşur. Eda davasında yer alan bu iki bölüm birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, dava sonunda verilen eda hükmü dava konusu hakkın veya hukuki ilişkinin tespitini ve buna bağlı olarak eda emrini kapsar. Bundan ayrı, tespit davasının konusu hukuki ilişkilerdir. Maddi olaylar tek başına tespit davasına konu yapılamaz. Ancak, koşullarının tamamlanmaması nedeniyle hemen açılmayan bir eda davasında ileri sürülmek üzere maddi olayların ilgili hukuki ilişkilerle birlikte tespiti istenebilir. Davacının eda davası açmadan önce zilyedliğinin tespiti davasının açılmasını gerektiren herhangi bir neden de ileri sürmemiştir....
Hazinesi aleyhine tapu iptal ve tescil davası açtığını, davanın reddedildiğini ve kesinleştiğini, yine 2000/567 Esas sayılı dosya ile de aynı şekilde tapu iptal ve tescil davası açıldığını, diğer yandan Kartal 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2002/79 Esas sayılı dosyası ile tapu kayıt maliklerinin mirasçılarının saptanması için veraset davası açılıp halen derdest olduğunu beyan ederek dava konusu taşınmazın tapuya kayıtlı bir taşınmaz olması ve malikinin de belli olması nedeniyle Medeni Kanunun 713. Maddesindeki olağanüstü zamanaşımına dayanarak tescil davası açabilme şartlarının oluşmadığından bahisle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ...Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ilgili dosyasında ...'nin mirasçılarının bilirkişi raporu ile saptandığı,dava konusu taşınmazın tapuda kayıtlı olup, maliklerinin mirasçılarının saptanmış olduğu, Medeni Kanunun 713....
Elde ki davada mahkemece her ne kadar dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak nitelendirilmiş ise de, iddianın ileri sürülüş biçimi ve dava dilekçesinin içeriği birlikte değerlendirildiğinde, davacının korkutma (ikrah) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunduğu tartışmasızdır. Bilindiği ve 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 37. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 29.) maddesi uyarınca, bir kimse, karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi veya yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamaz. TBK'nin 38....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında genel kadastro ile oluşan tapunun, tapu kaydına dayanarak açılan iptali davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 50 parsel sayılı 1620 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... Tüzel Kişiliği adına tespit ve 18.2.1985 tarihinde tescil edilmiştir. Davacı Hazine vekili, 5.12.2005 tarihli dava dilekçesi ile tapu kaydına dayanarak tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesine göre 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında genel kadastro ile oluşan tapunun, tapu kaydına dayanarak açılan iptali davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 547 ada 55 parsel sayılı 800.18 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... vekili, 23.5.2005 tarihli dava dilekçesi ile irsen intikal ve tapu kaydına dayanarak tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki tapu iptali tescil/tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın tapu iptali ve tescil davası yönünden reddine, tazminat davası yönünden kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 164,25 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....