Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar davacılar vekilince olağanüstü zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanma koşulları gerçekleştiği gerekçesiyle davanın tescil davası olduğu öne sürülmüş ise de; dava dilekçesindeki ve yargılama sırasındaki anlatımlardan, usulünce açılmış bir tescil davası bulunmadığı, Hazineye husumet yöneltilmesinin davayı tescil davasına dönüştürmeyeceği, Görümlü köyü, Deresor mevkii 966, 974, 977, 978, 980, 992, 993, 996, 997 ve 998 parsel sayılı taşınmazların paftalarında kesinleşen kadastrodan sonra yapılan orman kadastrosu sırasında sayısal kaydırma yapıldığı iddia olunmuş ise de davanın bu hukuki nedene dayanmadığı, davanın bu taşınmazların irsen intikal, tapu ve vergi kaydı nedeniyle davacıların zilyet ve tasarruflarında olduğu hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu, bir an için davanın tespit sonrası sayısal kaydırma nedenine dayalı olduğu kabul edilse dahi belirtilen parseller...
taşınmaz için aile konutu şerhi davası açtığını, taşınmazın 28.07.2020 tarihinde aile konutu olduğunu bilen davalı Ahmet'e mal kaçırmak için satış yapılmış gibi devredildiğini, eşinin de davacı kadına 03.06.2021 tarihinde yine boşanma davası açtığını, aile konutu olan taşınmazın devrine ilişkin işlemlerin muvazaalı olduğunu belirterek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacının eşi adına tescil edilmesine, taşınmaz üzerine teminatsız olarak tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Bu husus "Tespit davası da eda davasının öncüsü durumundadır. Henüz şartları tamam olmadığı için açılamayan eda davası için ilerideki hukuki ilişkinin belli edilmesi bakımından kesin delil olarak kullanılmak üzere tespit davası açılabilir...." şeklindeki 07.07.1965 tarihli 1965/5-1965/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça belirtilmiştir. Yukarıda da açıklandığı gibi eda veya inşai dava açma olanağının bulunmadığı hallerde hukuki ilişkinin tespiti için tespit davası açılabilmektedir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/84 Esas sayılı dosyasında tapu iptal ve tescil davası açıldığı belirtilmiş, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin mahalline iade kararı ile adı geçen tapu iptal ve tescil talepli dava dosyası getirtilerek incelenmiş, dava konusu taşınmazların ortaklığının giderilmesi istenen taşınmazlar olduğu ve ilk derece mahkemesince verilen kabul kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. Dava konusu taşınmazların tamamı veya bir kısmı hakkında tapu iptali ve tescil davası bulunması halinde, bu davanın sonunda pay ve paydaş durumu değişebileceğinden, ortaklığın giderilmesi davası bu davanın sonucundan etkilenecektir. Bu nedenle, davaya konu taşınmazlara yönelik İstanbul Anadolu 3....
adına tespit ve tescil edilmiş, daha sonra satış yoluyla ... ve ... adına 1/2 paylarla tescil edilmiştir Davacılar ... ve ... Kadastro Mahkemesinde ... kadastrosuna itiraz davası açmışlar ve taşınmazlarının ... sınırı dışına çıkarılmasını istemişler, ... Yönetimi karşı dava açarak 339 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen ... tahdidi içinde kaldığı, öncesi ve eylemli durumu itibari ile ... olduğunu iddia ederek davacı karşı davalılar adına olan tapu kaydının iptalini ... niteliğiyle Hazine adına tescilini, davacı karşı davalıların müdahalesinin men'ine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, ... Yönetiminin davası, tefrik edildikten sonra, kadastro mahkemesince görevsizlik kararı verilmiş ve ... Yönetiminin karşı davası asliye hukuk mahkemesinin temyize konu esas sırasına kaydedilmiştir. Asliye hukuk mahkemesince yapılan yargılama sonucu ......
ın nüfusa 19.12.1974 tarihinde tescil edildikleri ve anne adlarının ...olduğunun anlaşılması üzerine; mahkemece, kayıt düzeltme talebinin nüfus kayıt düzeltme davası ile değil soybağının reddi davası ile istenebileceği ve soybağının reddi davasının açılma süresinin geçtiği ayrıca öncekinin değil sonraki kaydın iptali isteneceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava, mükerrer kaydın iptali davasıdır. Mahkeme kararı dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere uygun düşmemektedir. Davacı bu dava ile ... ve ...'ın nüfus kayıtlarında bulunan...'...
Bu nedenle, açılan tapu iptali ve tescil davaları 6100 sayılı HMK'nın 165/1. maddesi gereğince görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davası için bekletici mesele yapılması gerekir. Somut uyuşmazlıkta; dava konusu 2692 ada 20 parsel sayılı taşınmazla ilgili davalı ... tarafından önalım hakkından kaynaklanan tapu iptal ve tescil davası açıldığı, davanın derdest olduğu ve bu dosyada verilecek kararın pay ve paydaş durumunu değiştirebileceği gözetilerek sonucunun beklenmesinin gerektiği açıktır. O halde, mahkemece anılan davanın sonucunun beklenmesi ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin dava konusu 2692 ada 20 parsel sayılı taşınmaza yönelik yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple bu parsel yönünden kararın bozulması gerekmiştir....
Davalılar vekili cevabında ve yargılamada, tapu iptali-tescil davası dışında kalan taşınmazlar yönünden ortaklığın giderilmesi davasında satışa karar verildiği ve davacılar hakkını aldığını belirterek konusuz kalan davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; vasiyetmaneye konu taşınmazlarda birkısmının ....sayı ile muvazaaya dayalı tapu iptali-tescil davası açıldığı dava dışında kalan gayrimenkuller için de ...... izaleyi şuyu dosyasında satışına karar verildiği, davacının bu taşınmazlarda hissedar olduğu ve hakkını aldığı vasiyetnamenin konusuz kaldığı, ayrıca izaleyi şuyu davası devam ederken davacıların iş bu davayı açmakta kötüniyetli oldukları gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. .... Hükmü davacılar vekili temyiz etmektedir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Temyiz Sebepleri Davalılar vekili temyiz dilekçesinde, davanın hileye dayalı tapu iptal ve tescil davası olduğunu, 1 yıllık hak düşürücü süre içinde davanın açılmadığını, diğer davalı ... tarafından ortaklığın giderilmesi davası açılması üzerine, müvekillerinin satın alma talebinde bulunduğunu, davacı ile davalı arasındaki tapu işleminde müvekkillerinin üçüncü kişi konumunda olduğunu, herhangi bir hileli işlem varsa bundan diğer davalı ...'in sorumlu olması gerektiğini, davanın müvekkileri yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının tapu iptal ve tescil davasından feragat etmesine rağmen, yanlızca alacak davasından reddedilen kısım üzerinden lehlerine vekalet ücreti hükmedildiğini, tescil davası yönünden de vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, hükmün bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1....
KARAR Açıklanan sebeplerle; 1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının tapu iptal ve tescil ile aile konutu şerhi konulması davası yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA, 2.İlk Derece Mahkemesi kararının tapu iptal tescil ile aile konutu şerhi konulması davası yönünden BOZULMASINA, 3.Davacı kadın vekilinin katılma alacağı davasına ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile katılma alacağı davası yönünden temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 29.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi....