Dava konusu taşınmaz hakkında tapu iptali ve tescil davası bulunması halinde, bu davanın sonunda pay ve paydaş durumu değişebileceğinden, ortaklığın giderilmesi davası bu davanın sonucundan etkilenecektir. Bu nedenle, açılan tapu iptali ve tescil davalarının 6100 sayılı HMK'nin 165/1 maddesi gereğince görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davası için bekletici mesele yapılması gerekir....
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ”bölgede orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması yargılama sırasında 1999 yılında yapılmış, bu uygulamaya göre taşınmazın (A, B ve C) harfleri ile gösterilen kısımları kesinleşmeyen tahdit dışında, (D) harfi ile gösterilen kısmı tahdit içinde bırakılmış, temyize konu tescil davası aynı zamanda orman kadastrosuna itiraz davasına dönüşmüştür. Bu durumda; taşınmazın orman niteliğinin belirlenmesi görevi, 6831 sayılı Kanunun 11. maddelerine göre kadastro mahkemesine aittir. Mahkemece, tescil davası elde tutularak, orman kadastrosuna itiraz davası bu davadan ayrılmalı ve görevsizlik kararı verilmelidir. “ denilmiştir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden sonra 12.05.2000 tarihinde 6 ay süre ile ilân edilip, dava nedeniyle kesinleşmeyen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 09.10.1955 tarihinde kesinleşmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.05.2005 tarih 2003/888 E. 2005/407 K. sayılı kararıyla 3402 sayılı yasanın 14. ve TMK'nın 713. maddesinde yazılı koşulların oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verildiği ve temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği; daha sonra davacı Hazine tarafından ... aleyhine, 2003/888 E. sayılı dava dosyası içinde bulunan fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 12.132,38 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümü hakkında tescil davası açıldığı ve Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.12.2009 T. 2008/177 E. 2009/434 K. sayılı kararıyla çekişmeli taşınmazın tarla vasfıyla Hazine adına tesciline karar verildiği ve kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Temyize konu işbu davaya ait 08.02.2012 tarihli dava dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın sınırları ve yüzölçümü, ilk açılan tescil davası ile aynıdır....
Buna göre haczin kaldırılması için 5 yıllık süre içerisinde tescil davası açılması ve 3. kişi adına taşınmazın tescil işleminin tamamlanması zorunlu olup, şikayete konu taşınmazın tapu kaydına 17.06.2008 tarihinde satış vaadi şerhinin işlendiği, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapuya tescilinden itibaren 5 yıllık süre geçtikten sonra gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca açılan tapu iptali v e tescil davası uyarınca tescil işleminin gerçekleştiği, 5 yıllık sürede kanun maddesinde belirtildiği üzere hem dava açılması hem tescilin gerçekleşmesi şartının birlikte arandığı, somut olayda bu şartın yerine getirilmediği dolayısıyla mahkemece yapılan değerlendirmenin yerinde olduğu görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taşınmaz hukukuna ilişkin davada Banaz Asliye Hukuk ve Banaz Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın tapuda kayıt düzeltim davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
Şöyle ki; eda davası açılması gereken hallerde tespit davası açılamaz.Yasalarımızda somut uyuşmazlıkta olduğu gibi tespit davası açılabileceği yönünde hiçbir hüküm bulunmamaktadır. Bu sebeple davacı tarafından açılan tespit davasının da reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılardan Hazinenin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün BOZULMASINA, 15.11.2007 günü oybirliğiyle karar verildi....
Kadastro Mahkemesinin 01/02/2008 gün 2007/162 - 2008/34 sayılı kararıyla, davanın askı ilân süresinin bitiminden (1 gün sonra) sonra açılmış olması nedeniyle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş, dosyanın görevli sulh hukuk mahkemesine aktarılmasından sonra, 28/03/2013 günlü ara kararla, dava dilekçesinin tescil istemini kapsamadığı gerekçesiyle davacı vekiline ayrı bir tescil davası açması konusunda süre ve yetki verilmiştir. Bunun üzerine davacı vekili, 17/05/2013 havale tarihli dilekçesiyle tescil kararı verilmesi istemiyle davayı ıslah ettiğini bildirmiş ise de; mahkemece ayrı bir tescil davası açılmadığı, ıslah yolu ile de tescil istenemeyeceği belirtilerek davanın reddi yolunda hüküm kurulmuştur. Mahkemece verilen karar dosya kapsamına uygun değildir. Şöyle ki; Davacı ...nin açtığı kadastro tespitinin iptali istemli dava, sulh hukuk mahkemesine aktarıldığında tapu iptali davasına dönüşmüştür....
Oysa davalı ... tapudan devir almamış ferağa icbar davası açarak taşınmaza hükmen tescil yoluyla malik olmuştur. Açıklanan nedenlerle tapu iptali ve tescil istemine dair davanın kabulü gerekirken yazılı gerekçelerle reddi usul ve yasaya aykırı olup karar bozulmalıdır. Bu sebeple sayın çoğunluğun onama görüşüne katılmıyoruz....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1989/555 Esas sayılı dosyası ile cebri tescil davası açıldığını ve mahkemenin 1987/727 Karar sayılı kararı ile idare adına tesciline karar verildiğini, söz konusu tescil kararı taşınmazın mülkiyeti çekişmeli olduğundan tüm malikler için İstanbul Defterdarı Zekeriya Temizel kayyım tayin ettirildiğini ve tescil davasının kayyım aleyhine açılarak sonuçlandırıldığını, ayrıca kayyım tarafından Bakırköy 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakanı...'ın, çekişme konusu 1847 parsel sayılı taşınmazdaki 36/72 payının muvazaalı olarak davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek, satış işleminin iptali ile 36/72 payın mirasçılar adına tescilini istemiştir. Davalı, çekişmeli taşınmazı ortaklığın giderilmesi davası sonucu yapılan satış işlemiyle edindiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının, taşınmazı izale-i şuyu davası sonucu ihale bedelini ödeyerek satın aldığının belirlendiği, muvazaadan söz edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....