Aile Mahkemesi, birleşen dosyayı iade yazısında, dava açılış tarihini, 21/01/2022 tarihi olarak belirtmiş ise de, dava açılış tarihinin 10/10/2021 tarihi olduğunun açık olduğu, bu hususta tereddüt bulunmadığı, HMK 166.maddesi gereğince birleştirmenin ilk açılan dava dosyasında yapılması gerektiğinin kanun gereği olduğu, bu hali ile Yerel mahkemece, birleşen dosya hakkında birleştirme kararının yanlış olduğu düşünülüyor ise, tefrik edilerek ayrı esas numarası aldıktan sonra birleşen dosyanın mahkemesine tevzi edilmek üzere iadesine karar verilmesi gerekirken iş bu dosya üzerinden iade kararı verilmesinin hatalı olduğu, tefrikten sonra iade kararının düşünülmesi ,iade edildiği takdirde de yerel mahkemece iş bu dava dosyası ile ilk davanın açıldığı dosya ile ilgili birleştirme hususunun değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil - terekeye iade davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 01.03.2018 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı gelmedi, temyiz edilen davacı ... vekili Avukat ... Alpaslan geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacılar ... v.d. vekili Avukat, davalı ... vekili Avukat gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.12.2013 gününde verilen dilekçe ile terekeye temsilci atanması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, terekeye temsilci atanması isteğine ilişkindir. Mahkemece, terekeye mümessil tayini için yasal koşulların oluşmadığı, murisin 1968 olan ölüm tarihi dikkate alındığında davacıların kötüniyetli bulunduğu, dava konusu taşınmaz ile ilgili ortaklığın giderilmesi davası açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir....
Bilindiği gibi terekeye ait bir hakla ilgili olarak açılacak davalarda kural olarak tereke 4721 sayılı TMK'nın 701 ve devamı maddeleri gereği elbirliği mülkiyete tabi olduğundan yasal istisnalar dışında (örneğin TMK 702/son) tüm mirasçıların birlikte hareket etmeleri veya aynı yasanın 640. maddesine göre terekeye temsilci atanması ve bu yolla davanın yürütülmesi gerekir. Bundan ayrı, bir kısım mirasçıların terekeye iade istemiyle açtıkları davada, terekeye temsilci tayini için süre verilmesi halinde de böyle bir davanın açılması mümkün bulunmaktadır. Ancak dava halefiyet esasına göre tereke adına değil de kendi miras payı için açılmışsa tüm mirasçıların onayının alınmasına gerek bulunmamaktadır. (Yargıtay HGK. 11/11/2009 tarih, 2009/458 Esas 2009/498 Karar) Miras ortaklığı temsilcisi özel kayyım niteliğindedir. (TMK'nın 640. md.). Türk Medeni Kanununun 431. maddesi uyarınca vasi tayininde usul kayyım (mümessil) için de uygulanır....
-KARAR- Dava, muris muvazaası nedenine dayalı terekeye iade istekli tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, Dairenin ilk bozma kararı üzerine terekeye temsilci olarak ... ve ...’in atandığı ve davanın kabulüne ilişkin kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 13.10.2021 tarihli ve 2021/7640 Esas, 2021/5508 sayılı kararıyla " ... temlikin mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı yapıldığı iddiasının davacı tarafından "... HMK'nın 190. ve TMK'nın 6. maddeleri uyarınca usulünce kanıtlanamadığı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir... " gerekçesiyle bozulmuştur. Davacı asil vekili tarafından süresi içerisinde Daire kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulmuştur....
Temyiz Sebepleri Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacıların terekeye iade istekli tapu iptali ve tescil davası açtığını, bu nedenle temyiz sınırının taşınmazın tamamının değeri üzerinden değerlendirilmesi gerektiğini, dosya kapsamıyla ve davalı tanıklarının beyanlarıyla muvazaanın ispat edilemediğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı terekeye iade istemli tapu iptali ve tescil, mümkün değilse tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706 ncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri, TMK'nın 640 ıncı maddesi. 3....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/12/2019 NUMARASI : 2019/643 ESAS 2019/683KARAR DAVA KONUSU : TEREKEYE İADE,TAPU İPTALİ VE TESCİL VEYA TENKİS KARAR : Karşıyaka 1....
Dosyanın incelenmesinde terekeye temsilci atanması için yetki verilen Ordu 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/430 E sayılı dosyasında davacıya terekeye temsilci tayini için yetki ve süre verildiği görülmüştür. Bilindiği gibi terekeye ait bir hakla ilgili olarak açılacak davalarda kural olarak tereke 4721 sayılı TMK'nın 701 ve devamı maddeleri gereği elbirliği mülkiyete tabi olduğundan yasal istisnalar dışında (örneğin TMK 702/son) tüm mirasçıların birlikte hareket etmeleri veya aynı yasanın 640. maddesine göre terekeye temsilci atanması ve bu yolla davanın yürütülmesi gerekir. Ancak dava halefiyet esasına göre tereke adına değil de kendi miras payı için açılmışsa tüm mirasçıların onayının alınmasına gerek bulunmamaktadır....
Bilindiği üzere; çekişmeli taşınmazların davacıların mirasbırakanına ait olduğu, davalıların ise terekeye göre üçüncü kişi konumunda bulunduğu, terekenin iştirak halinde olduğu sabittir. Davacı, terekeye iade değilde pay oranında istekte bulunduğuna göre, taşınmazdaki mülkiyet durumu gözetildiğinde Türük Medeni Kanunu'nun 701.maddesi uyarınca böyle bir isteğin dinlenme olanağı yoktur. Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
in çekişme konusu 143, 154, 167, 180, 181, 902, 911, 1049, 1066, 1154, 1204, 1234, 1286, 1349, 1352, 1359, 1860 ve 1861 parsel sayılı taşınmazlardaki elbirliği mülkiyeti ile malik olduğu paylarını mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalıya devrettiğini ileri sürerek payları oranında iptal ve tescil olmazsa terekeye iade veya tenkis istemişler, yargılama sırasında terekeye iade isteklerini takip etmediklerini bildirmişlerdir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 167,1049,1860 ve 1861 nolu parseller yönünden davanın reddine; diğer parseller yönünden muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....