Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, miras sebebiyle denkleştirme, ikinci kademede tenkis istemlerine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. Mirasta denkleştirme mirasçıların murisin sağlığında muristen karşılıksız olarak aldığı mal ve kıymetlerin geri alınarak miras taksiminde tereke içerisinde yer almasıdır. TMK’nın 669 uncu maddesi gereğince; “Yasal mirasçılar, mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları, denleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler. Mirasbırakanın çeyiz veya kuruluş sermayesi vermek ya da bir malvarlığını devretmek veya borçtan kurtarmak ve benzerleri gibi karşılık almaksızın altsoyuna yapmış olduğu kazandırmalar, aksi mirasbırakan tarafından açıkça belirtilmiş olmadıkça denleştirmeye tabidir.” ... dışındaki yasal mirasçılara yapılan kazandırmalarda ise miras payına mahsup edilmek üzere hareket edilmediği yönünde bir karine vardır....
Denkleştirme, mirasbırakanın, sağlığında, bir kanuni mirasçısı lehine yapmış olduğu karşılıksız kazandırmalarıtı, miras bırakanın ölümünden sonra, diğer bir kanuni mirasçısının talebiyle, belirli şartlar dahilinde terekeye iade edilmesi ve böylece söz konusu kazandırmaların terekenin paylaşılmasında hesaba katılması sonucunu doğuran bir miras hukuku müessese olduğunu, denkleştirmenin amacı, kanuni mirasçılardan bazılarının, ölmeden önce mirasbırakandan aldıkları malvarlığı değerlerini -bu yüzden terekenin değeri azalmış olduğundan- atmasalardı doğacak duruma göre paylaştırma (mirasın paylaştırılması) yaptığını, yapılan kazandırmanın miras payına mahsuben olmadığını kanıtlama yükümlülüğü, kazandırmadan yararlanan altsoya düşeceğini, miras bırakanın kendi çocukları arasında eşit davranması gerektiği düşüncesiyle alt soya yapılan sağlar arası kazandırmaların miras bırakanın aksine açık bir irade beyanı yoksa kanun gereği iadeye tabi olacağına dair karine söz konusu olduğunu, yani altsoy açısından...
Somut olayda; davanın mirasta iade ve denkleştirme istemine ilişkin olduğu, tedbir istenilen taşınmazların doğrudan dava konusu olmadığı sonuç talebin para alacağına ilişkin olduğu gözetildiğinde talebin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından başvurunun HMK/353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1- Davacılar vekilinin Bursa 11....
Davalı, muvazaa iddiasının doğru olmadığını, satışın gerçek olduğunu, 1991 yılından beri murisle birlikte yaşadığını, tüm ihtiyaçlarını ve tedavi giderlerini karşıladığını bildirip davanın reddini savunmuş, karşı davası ile, mirasbırakanın daha önceden daire ve dükkan nitelikli birden çok taşınmazının bulunduğunu, ancak davacının yaptığı işleri batırması ve paraya dönem dönem ihtiyacının olması sebebi ile bu taşınmazların satılarak bedellerinin davacıya verildiğini, hali hazırda mirasbırakanın terekesinde herhangi bir malvarlığı kalmadığını belirterek, mirasbırakanın sağlığında mirasçılarına yaptığı kazandırmaların terekeye iadesine, bu iade sonucu mirasçılara geçen ivazsız malvarlığının değerlerinin miras payları oranında taksimine, davacının davası kabul edilir ise karşılıklı denkleştirme ile mahsubuna, mahsup sonucu kalan bölüm yönünden de şimdilik 1.000.-TL'nin davacı karşı davalıdan tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25/11/2011 gününde verilen dilekçe ile murisin mal varlığının tamamını davalılara hibe ettiği iddiasıyla (denkleştirme- tasarrufun iptali) tapu iptal ve tescil istemi talebi üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 25/12/2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 4721 sayılı TMK'nın 669. maddesi uyarınca "mirasta denkleştirme" istemine ilişkindir....
Muris Sabahat’ın sağlığında davalı ve murisin ortak hesabındaki 1.180.000.00 TL nı muris ve davalının ortak imzalarıyla, başka bir deyişle murisin ortak hesabında payına düşen bedeli kendi iradesiyle karşılıksız olarak davalı kişisel banka hesabına aktarması TMK’nın 669. maddesinde hüküm altına alınan mirasta denkleştirme davasının konusunu oluşturmaktadır. Yasal mirasçılar mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları denkleştirmeyi sağlamak için terekeye vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler. Altsoy açısından karşılıksız kazandırmada miras payına mahsup edilmek üzere hareket edildiği yönünde karine olup, kural olarak denkleştirme söz konusu ise de altsoy dışında yapılmış karşılıksız kazandırmaların açıkça iadeye tabi olduğu belirtilmedikçe kural olarak iadeye tabi tutulamaz. Davacının karşılıksız kazandırmanın miras hissesine mahsuben yapıldığını kanıtlaması gerekmektedir....
Asıl karara yönelik istinaf incelemesi; Yerel mahkeme tarafından davacının şahsi miras hakkına dayalı olarak bu davayı açamayacağı, şahsi hakka dayalı olarak açılması nedeniyle diğer mirasçılarının muvafakatlarının temini yahut terekeye temsilci tayini suretiyle bu davaya devam olanağı bulunmadığı gerekçesi ile dava usulden reddedilmiş ise de eldeki davadaki asıl talep TMK.nun 669. vd. Maddesine dayalı terekeye iade, terditli talep ise tenkise ilişkin olup TMK.nun 669. Vd. Maddelerinde düzenlenen mirasta denkleştirme isteğinin tereke adına ileri sürülmesi gerektiği açık olup; tüm mirasçıların davada davacı veya davalı olarak yer almaları gerekir.(Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 29.12.2017 tarih ve 2015/16680 esas 2017/7457 karar sayılı kararı) Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde terekeye iade istemiyle davayı açtığına göre davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir....
Asıl ve birleştirilen davalarda uyuşmazlık terekeye iade talepli tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkin olup, tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalktığı gözetildiğinde, mirasbırakanın terekesine temsilci olarak atanan ... vekiline Bölge Adliye Mahkemesi kararı usulüne uygun olarak tebliğ edildiğine ve tereke temsilcisi kararı temyiz etmediğine göre, davada davacı sıfatı kalmayan ...’ın temyiz itirazlarının dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Kabule göre ise, Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması ile davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülebileceği gözetilerek tereke temsilcisi vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davayı takip yetkisi sona eren mirasçı ... lehine vekalet ücretine karar verilmesi doğru değil ise de, anılan bu husus temyiz edilmediğinden bozma sebebi yapılmamıştır. 3.3.2....
Kabule göre de, davada denkleştirme iddiası da ileri sürüldüğüne göre, miras bırakanın tüm mirasçıları saptanarak, bir denkleştirme olgusu bulunup bulunmadığı da araştırılmış değildir. Hal böyle olunca, öncelikle davacı tarafa tescil davası açılması konusunda önel verilmesi, açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi, denkleştirme iddiası yönünden tarafların tüm delillerinin toplanması, sonucuna göre hüküm kurulması, tescil davası açılmadığı takdirde iptal davasının reddedilmesi gerekkirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir..." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın ... parsel yönünden kabulü ile davacı adına tesciline, ..., ..., ... parseller yönünden feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki davacı taraf, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda tescil davası açmış ve eldeki dava ile birleştirilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TEREKEYE İADE YARGITAYA G.TARİHİ:06.12.2018 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; mirasta iade hükümleri uyarınca terekeye iade istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 09.02.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 21.02.2018 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 14.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 12.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....