Diğer taraftan 4721 sayılı TMK'nun 53. maddesi uyarınca, tüzel kişinin malvarlığının tasfiyesi, kanunda ve kuruluş belgesinde aksine hüküm bulunmadıkça terekenin resmî tasfiyesine ilişkin hükümlere göre yapılacağı ifade hükme bağlanmıştır. Terekenin resmi tasfiyesi TMK'nun 632- 636. maddelerinde düzenlenmiş olup yasanın 635. maddesi uyarınca resmî tasfiye, haklarının ve borçlarının mahkemece tespitini, yürüyen işlerin tamamlanmasını, borçların yerine getirilmesini, alacaklarının tahsilini kapsar. TMK'nun 636. maddesi uyarınca mevcudu borçlarını ödemeye yetmeyen terekenin tasfiyesi, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre yapılır. TMK'nun 634. maddesi uyarınca, resmî tasfiye, sulh mahkemesince veya atayacağı bir ya da birkaç tasfiye memuru tarafından yapılır. Resmî tasfiyeyede yapılacak ilânla alacaklılar ve borçlulardan, belirtilen süre içinde alacak ve borçlarını bildirmeleri istenir....
Ne var ki, bu olguların hukuki sonuçlarının terekenin bölüştürülmesi (tasfiyesi) sırasında gözetileceğinin hüküm yerinde gösterilmesi gerekir. ./.. - 2 - Muris A..., 28.05.2006 tarihinde ölmüş ve en yakın mirasçılarının tamamı tarafından miras reddolunmuştur. En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddedilen miras, TMK'nın 612/1. maddesi gereğince Sulh Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye olunur. Somut olayda; Bağcılar (Bakırköy) Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2006/1420 Esas sayılı dava dosyasında mirasçı olarak gösterilen tüm mirasçıların mirası reddetmeleri nedeniyle, iptale ilişkin kararda ret yokmuş gibi tüm mirasçıların gösterilmesi, sonrasında ret durumuna işaret edilmesi, en yakın tüm mirasçıların mirası reddetmiş olmaları nedeniyle TMK'nun 612. maddesi uyarınca terekenin tasfiyesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir....
Yönetim A.Ş. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, terekenin tasfiyesi isteğine ilişkindir. Talep eden vekili, Yapı Kredi Bankası A.Ş.’ye borcu olan ...’in 15.06.2014 tarihinde vefat ettiğini, sözkonusu borcu temlik aldıklarını, murisin mirasçıları olarak eşi ... ile çocukları ... ve ...’in kaldıklarını, ancak mirasçıların Karşıyaka Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/985 Esas 2014/960 Karar sayılı dosyasında muris ...’in mirasını reddettiklerini, ancak murisin terekesinin resmi tasfiyesinin yapılmadığını, borçlu muris ...’in terekesinin iflas hükümlerine göre tasfiyesinin yapılmasını istemiştir. Mahkeme, 20.04.2016 tarihli ek karar ile talebin ayrı bir davayı gerektirdiği gerekçesiyle talebin reddine karar vermiştir. Hükmü, talep eden vekili temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen terekenin tasfiyesi davası sırasında davalı ... tarafından reddi hâkim yoluna başvurulmuştur. Red talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Taraflar arasında görülen dava sırasında davalı ... tarafından sunulan 17.03.2016 tarihli dilekçe ile özetle "...Eşi ...'nun çocuksuz olarak öldüğünü, geride mirasçı olarak kendisi ve eşinin kardeşlerinin kaldığını, eşinin vasiyetname ile mirasını paylaştırdığını, vasiyetnamenin 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde açıldığını, diğer mirasçıların vasiyetnameyi kabul etmediklerini, tereke davasının 2....
Mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesi için yasal prosedürün uygulanıp uygulanmayacağının düşünülmesi, mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesi sonuçlandırıldığı takdirde mirası reddeden davalı için atanacak ve yetkilendirilecek bir temsilci ile davaya devam edilmesi gerekir. HGK'nun 03.07.2002 tarih E.15-572 K.577 sayılı kararında da açıklanan bu ilkelere değinilmiştir. (Aynı yönde bkz. 11. HD 23.09.2013 tarih ve 2015/6042-8196 sayılı Kararı) O halde yukarıda sözü edildiği gibi araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi de doğru olmamış, kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemini kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 15.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
nun 605 ve devamı maddeleri uyarınca zorunlu hasım olan borçlunun en yakın mirasçıları mirası reddettiğinden terekenin iflas hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Bu durumda, anılan mirasın reddi kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak kesinleşmesi halinde mahallin Sulh Hukuk Hakimine durum bildirilerek mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesi sağlanmalı, anılan mahkemece atanacak ve yetkilendirilecek tereke temsilcisinin huzuru ile davaya devam olunmalıdır. Mirasın tasfiyesi işlemleri talebe bağlı işlemler olmayıp mirasın reddedildiğinin anlaşılması ile res'en yapılması gereken işlemlerdendir. Talep üzerine yapılabilirliği bu özelliğini ortadan kaldırmaz....
Mirasçı, mirasbırakanın deftere yazılmış olan borçlarından hem tereke malları, hem kendi malvarlığı ile sorumludur. ", TMK 630.maddesi: "Mirasbırakanın kefaletten doğan borçları defterde ayrı bir yere yazılır ve mirasçılar, mirası kayıtsız ve şartsız kabul etmiş olsalar bile, bu borçlardan terekenin iflâs hükümlerine göre tasfiyesi hâlinde kefalet sebebiyle alacaklı olanlara ne düşecek idiyse ancak o miktarla sorumlu olurlar.", TMK 636 maddesi: "Mevcudu borçlarını ödemeye yetmeyen terekenin tasfiyesi, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre yapılır. " şeklinde düzenlenmiştir. Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin ... Tereke ... Karar sayılı kararında ...'ın terekesinin tespitine karar verildiği, bu kararın halen istinaf aşamasında olduğu ve kesinleşmediği Dairemizce Uyap üzerinden yapılan inceleme ile anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince Antalya 1....
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda bozma ilamında belirtilen şekilde araştırma yapılmış; borçlu ... mirasçıları yönünden mirasın reddine ilişkin talep ve beyanları hadise olarak incelenmiş,yapılan araştırmada murisin adına kayıtlı menkul ve gayrımenkul mala ulaşılamadığı,ayrıca mirasçılardan Sevda ve Dilek'in mirasın reddine ilişkin karar aldıkları, mahkemece yapılan araştırma sonunda da yapılan icra takipleri sonucu terekenin borca batık olduğunun tespit edildiği, TMK'nun 35.maddesine göre ölüm gününde terekenin borca batık olduğu şayi veya sabit olursa mirasın reddedilmiş sayılacağı,bu nedenle mirasçılar yönünden mirasın reddi hükümlerinin uygulanabileceği belirtildiğinden tüm mirasçılar yönünden terekenin borca batık olduğu kabul edilerek mirası reddettikleri kabul edilmiştir....
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda bozma ilamında belirtilen şekilde araştırma yapılmış; borçlu ... mirasçıları yönünden mirasın reddine ilişkin talep ve beyanları hadise olarak incelenmiş,yapılan araştırmada murisin adına kayıtlı menkul ve gayrımenkul mala ulaşılamadığı,ayrıca mirasçılardan Sevda ve Dilek'in mirasın reddine ilişkin karar aldıkları, mahkemece yapılan araştırma sonunda da yapılan icra takipleri sonucu terekenin borca batık olduğunun tespit edildiği, TMK'nun 35.maddesine göre ölüm gününde terekenin borca batık olduğu şayi veya sabit olursa mirasın reddedilmiş sayılacağı,bu nedenle mirasçılar yönünden mirasın reddi hükümlerinin uygulanabileceği belirtildiğinden tüm mirasçılar yönünden terekenin borca batık olduğu kabul edilerek mirası reddettikleri kabul edilmiştir....
DAVA Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin murisleri ...’ın 07.03.1996 tarihinde vefat ettiğini, adı geçen murisin 1976 yılında şoförü olduğu kamyonun kazaya karışması sebebiyle üçüncü bir kişinin ölümüne sebep olduğunu, davalı kurum tarafından olayda vefat eden kişinin eşine 34.088,68 TL tutarında ölüm aylığının bağlandığını, müvekkillerine karşı davalı kurum tarafından bedelin tahsiline yönelik dava açıldığını ve terekenin borca batık olduğunu belirterek mirasın hükmen reddini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; eldeki davaya karşı savunma olarak terekenin resmi tasfiyesi taleplerinin bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Kastamonu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.09.2014 tarihli ve 2014/180 Esas, 2014/452 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1....