"İçtihat Metni"İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi Terekenin tasfiyesi istemi hakkında, Tekirdağ 2. Sulh Hukuk ve İstanbul Anadolu 4. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R İstem, müteveffa ... ...'ın terekesinin tasfiyesine ilişkindir. Tekirdağ 2. Sulh Hukuk Mahkemesince, müteveffa ... ...'ın son yerleşim yeri adresinin ".../..." olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 4. Sulh Hukuk Mahkemesince ise, ... ...'ın vefatından önce ".../..." olduğu gerekçesiyle karşı yetkisizlik kararı verilmiştir....
REDDİ MİRASTEREKENİN TASFİYESİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 612 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 636 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mirasbırakan M… …. 25.01.2003 tarihinde ölmüş, en yakın mirasçıları olan eşi Yadigar ve kızı Hande tarafından miras 26.02.2003 tarihinde reddedilmiştir. En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, Sulh Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. (TMK. md.612/1) O halde dava, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddedilmiş ve bu sebeple iflas hükümlerine göre tasfiyeye tabi duruma gelmiş terekenin, Türk Medeni Kanununun 612 maddesinin atfı nedeniyle aynı kanunun 636. maddesi uyarınca iflas kaidelerine göre tasfiyesine ilişkindir. Bu madde uyarınca yapılacak tasfiye ise süreye bağlı değildir....
Sulh Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Talep, terekenin resmen tasfiyesi istemine ilişkindir. HMK’nın 22/2. maddesinde “İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir. Dosya kapsamından, ... 11. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen dosyanın devri kararı sonrasında, ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verdiği ve merci tayini gerektirir bir durum bulunmadığı halde, dosyanın merci tayini için dairemize gönderildiği anlaşılmıştır....
İnceleme konusu Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar, terekenin tasfiyesi nedeniyle sulh hukuk mahkemesi satış memurluğunda yapılan işlemin iptaline ilişkin olup, yukarıda sözü edilen Yargıtay Büyük Genel Kurulu İş Bölümü kararına göre, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin görevi içine girmektedir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60. maddesi gereğince dosyanın görevli Yargıtay 7. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 21/03/2024 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DAVALI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İlk derece mahkemece verilen kararın hukuka uygun olmadığını ve kaldırılması gerektiğini, müvekkili Esin Güvercin'in müteveffanın eşi olup, davaya konu varlıklarda mal rejiminden kaynaklı alacaklarının mevcut olduğunu, Mal rejiminin tasfiyesi gerçekleşmeden ve hesaplardaki hakkın kime ait olduğu belirlenmeden, davaya konu varlıklardan ne miktarının tereke içinde kaldığının bu aşamada belirlenmesinin mümkün olmadığını, dolayısıyla davaya konu varlıkların terekeye ait olup olmadığının henüz belli olmadığını, terekenin, öncelikle müvekkiline karşı, mal rejiminden kaynaklı borcu bulunduğunu, bu nedenle öncelikle terekenin evlilik birliğinden kaynaklı borcunu ödemesi, ardından mirasın paylaştırılmasının gerektiğini, Yargıtay uygulamaları da öncelikle mal rejiminin tasfiyesi gerçekleşmeden, terekenin paylaşımının mümkün olmadığını vurguladığını, terekenin, müvekkiline olan borcu tespit edilip ödenmeden, paylı mülkiyete geçilmesi halinde...
DAVALI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İlk derece mahkemece verilen kararın hukuka uygun olmadığını ve kaldırılması gerektiğini, müvekkili Esin Güvercin'in müteveffanın eşi olup, davaya konu varlıklarda mal rejiminden kaynaklı alacaklarının mevcut olduğunu, Mal rejiminin tasfiyesi gerçekleşmeden ve hesaplardaki hakkın kime ait olduğu belirlenmeden, davaya konu varlıklardan ne miktarının tereke içinde kaldığının bu aşamada belirlenmesinin mümkün olmadığını, dolayısıyla davaya konu varlıkların terekeye ait olup olmadığının henüz belli olmadığını, terekenin, öncelikle müvekkiline karşı, mal rejiminden kaynaklı borcu bulunduğunu, bu nedenle öncelikle terekenin evlilik birliğinden kaynaklı borcunu ödemesi, ardından mirasın paylaştırılmasının gerektiğini, Yargıtay uygulamaları da öncelikle mal rejiminin tasfiyesi gerçekleşmeden, terekenin paylaşımının mümkün olmadığını vurguladığını, terekenin, müvekkiline olan borcu tespit edilip ödenmeden, paylı mülkiyete geçilmesi halinde...
ın vefat ettiği, mirasçılarınca terekenin tespiti ve tasfiyesine yönelik dava ile bir kısım mirasçılarınca mirasın reddi istemli davaların açıldığı, terekenin TMK'nın 625. maddesi uyarınca defterinin tutulması sırasında miras bırakanın borçları yönünden icra takibi yapılamayacağı, mahkemece bu doğrultudaki talep uyarınca ara kararla tüm takip ve satışların durdurulmasına karar verildiği, TMK'nın 630. maddesi uyarınca H. Ç.mirasçılarının sorumluluğunun terekenin tasfiyesi sonucunda belirleneceği, bu nedenlerle H. Ç. mirasçıları olan L. Ç. S., H.. Ç.., N.. S.. ve E.. Ç.. hakkında koşulları oluşmayan talebin reddine, 70.687.343,07 TL muaccel borcun ödenmediği anlaşılmakla H.. A.. yönünden bu miktar, A.. A.. ve K. Otelcilik Turizm İşletmeleri A.Ş yönünden 35.140.581,44 TL ile sınırlı olmak üzere bu borçluların borca yeterli menkul, gayrimenkul ve üçüncü şahıslardan olan alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmiştir. Kararı, ihtiyati haciz isteyen alacaklı vekili temyiz etmiştir....
Terekenin iflas hukümlerine göre tasfiye edilmesinde doğrudan doğruya iflas hükümleri uygulanır. Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiye edilebilmesi için öncelikle bu yönde bir tasfiye kararı verilmesi gerekir. Kararın verilmesinden sonra tasfiyeye fiilen başlanılır. Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesi prensip olarak çekişmesiz bir yargı işlemidir. Zira bu işlemin karşısında duracak ve onlara itiraz edecek kimse yoktur. Dolayısıyla mahkeme bu işlemler için resen araştırma ilkesini uygulamak zorundadır. Ancak alacaklıların tasfiye organlarının işlemlerine itiraz etmesi halinde çekişmesiz olarak başlayan tasfiye işlemi çekişmeli hale gelir. TMK.nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 52. maddesinde sulh hakiminin yanı sıra tasfiye memurlarından da söz edilmektedir. Sulh hukuk mahkemesinin iflas hükümlerine göre tasfiye kararı vermesi ile tasfiye açılmış olur. Sulh hukuk mahkemesi tasfiyeyi açarken tasfiye biçimine karar veremez....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davacının muristen alacaklı olduğunu, terekenin tasfiyesi dosyasından yapılan satışın İİK 129. maddeye aykırı olduğunu, iflasta rehinli malların satışının İİK 185 ve 166. madde hükümlerine göre yapılması gerektiğini, taşınmazın hak ettiğinden daha düşük bedele satıldığını belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 134. maddesi gereğince ihalenin feshi istemine ilişkindir. Somut olayda, İİK'nın 134/2. maddesinde satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenlerin, ihalenin feshini talep edebilecek kişiler olarak sayıldığı, ancak davacının satışa dayanak Manisa 2....
Öte yandan, mirasın hükmen reddi davasında terekenin açıkça borca batık olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde araştırılmalıdır. Kural olarak icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....