WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ölüm tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Mirasçılar Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesinde yazılı eylemlerde bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça, her zaman terekenin borca batık olduğunun tespitini isteyebilirler. Mirasın hükmen reddi davasını yasal ve atanmış mirasçılar açabilir. Mirasçı olmayan kişinin dava açma hakkı yani aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır....

    TMK'nın 605/2 maddesinde yer alan "ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır." hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkindir. Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyiniyetli ya da kötü niyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen; Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Bu hükümler dikkate alınarak muris ...'...

      Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyi niyetli ya da kötü niyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Mirasbırakanın ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, mirasbırakanın tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Mirasçılar Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesinde yazılı eylemlerde bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça, her zaman terekenin borca batık olduğunun tespitini isteyebilirler....

        Zira bu işlemin karşısında duracak ve onlara itiraz edecek kimse yoktur. Dolayısıyla mahkeme bu işlemler için resen araştırma ilkesini uygulamak zorundadır. Ancak alacaklıların tasfiye organlarının işlemlerine itiraz etmesi halinde çekişmesiz olarak başlayan tasfiye işlemi çekişmeli hale gelir. TMK.nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 52. maddesinde sulh hakiminin yanı sıra tasfiye memurlarından da söz edilmektedir. Sulh hukuk mahkemesinin iflas hükümlerine göre tasfiye kararı vermesi ile tasfiye açılmış olur. Sulh hukuk mahkemesi tasfiyeyi açarken tasfiye biçimine karar veremez. Bu yetki tasfiye memurlarına aittir. Ancak terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde kural olarak adi tasfiye usulü uygulanır. Fakat tereke mevcudunun adi tasfiye masraflarını karşılayamayacak kadar az olması ve alacaklıların da bu masrafları ödemeye yanaşmaması halinde tasfiye basit usul ile yapılır. Tasfiye işlemleri tasfiye memurlarınca icra edilir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, 02.02.2015 gününde verilen dilekçe ile terekenin tespiti, tasfiye memuru atanması ve terekenin tasfiyesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, muris ...'ın terekesinin tespiti ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Davacı vekili, mirasçıların tamamının mirası reddettiğini belirterek TMK'nın 612. maddesi gereğince terekenin tespiti ile terekeye tasfiye memuru atanmasını ve tasfiyesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, TMK'nın 633. maddesine göre murisin alacaklıları tarafından murisin ölümünden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

          Bu kapsamda Tapu müdürlüğüne, vergi dairesine, trafik tescile, ticaret ve sanayi odasına ve bankalara yazılan müzekkerelerde, ölüm tarihi itibariyle bilgi istenmediği anlaşılmıştır. Mirasın hükmen reddi davalarında murisin ölümü tarihi itibariyle terekenin aktif ve pasif durumu araştırılmalıdır. Mirasçılar tarafından veraset ve intikal beyannamesi verilmediği tespit edilmiştir. Dosya kapsamında murise ait tespit edilen taşınmazın ölüm tarihi itibariyle değeri tespit edilmiş ise de , söz konusu araştırma murisin ölüm tarihi itibariyle yapılmadığından başkaca taşınır ve taşınmaz malvarlığının tespit edilmesi ihtimal dahilindedir....

          Temyiz Sebepleri Mirasçılar vekili temyiz dilekçesinde; gerekçeli kararda terekenin resmen tasfiyesi ile terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi kurumlarının karıştırıldığını, hükümde birbiriyle çelişen karar kurulduğunu, resmi tasfiyenin Türk Medeni Kanunu, iflas hükümlerine göre tasfiyenin İcra İflas Kanunu hükümlerine tabi olduğunu, mahkeme tarafından gerekli incelemenin yapılmadığını, davanın 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını ve resen belirlenecek nedenlerle birlikte kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi istemine ilişkindir. 2....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava; terekenin tespiti ve tereke mallarının korunması isteğine ilişkindir. İlk dereceli mahkemece terekenin belirlenmesi için gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, mahallinde keşif icra edilerek bilirkişi raporları dosyaya alınmış, hayvanların bakımlarını sağlayacak yediemin veya işletme bulunup bulunmadığı hususunda İlçe Tarım Müdürlüğüne yazı yazılmıştır. Dava, Türk Medeni Kanunun 589. ve devamı maddelerinde yer olan "koruma önlemi" olarak ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak, bu sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir. Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir....

            Murisin ölümü ile tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer. Murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahildir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2 md). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez....

            İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF ve İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ: Davalı SGK vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Türk Medeni Kanunu’nun 605 maddesinin ikinci fıkrasında, “Ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır” denilmektedir. Buradan da anlaşılmaktadır ki, mirasın açıldığı anda terekenin borca batık olması gerekmektedir. Yani bir başka deyişle, murisin, mirasın açıldığı anda, borca yetecek kadar para ve malvarlığı bulunmamalıdır. Bu hususun tespiti ise ancak çok yönlü bir araştırma ile mümkün olabilir. Her ne kadar Mahkeme tarafından kısmi bir tapu ve trafik kayıtları araştırılması yapılmış, birkaç bankaya yazı yazılmış ise de bu kadar yüzeysel bir araştırma ile terekenin borca batık olduğu iddiası kanıtlanamaz. Murisin malvarlığı mirasçılara herhangi bir şekilde intikal etmiş olabilir....

            UYAP Entegrasyonu