"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.03.2014 gününde verilen dilekçe ile terekenin resmen tasfiyesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Davacı, borçlu ...'tan olan alacağı için .. 1. İcra Müdürlüğünün 2011/3283 Esas sayılı takip dosyası üzerinden icra takibine başladığını, ...'ın babası ...'ın vefatı üzerine... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/807 Esas, 1038 Karar sayılı dosyası üzerinden mirasın reddi kararı aldığını, .. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.11.2013 tarihli ve 2013/38 Esas, 512 sayılı Kararı ile 1....
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile, miras bırakan T3'ın en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından reddolunan mirasının TMK 612/1 maddesi gereğince iflas hükümlerine göre tasfiyesine, iflas hükümlerine göre tasfiye işlemini yürütüp sonuçlandırmak üzere Boğazlıyan Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurunun görevlendirilmesine, tasfiye süreciyle ile ilgili tüm yazışma ve işlemlerin dosyamız üzerinde yapılmasına, dosyanın karar kesinleştiğinde gereği için tasfiye için atanan Boğazlıyan Satış Memurluğuna tevdiine, tasfiye sürecinin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun mirasın reddi hükümleri de dikkate alınarak 8. baptaki iflasın tasfiyesi hükümlerine göre yürütülmesine, tasfiye işlemlerine ilişkin giderlerin talepte bulunan alacaklı tarafından karşılanmasına, tasfiye ile satış memuruna tasfiyenin yöntemine uygun biçimde tamamlanıp bitirildiğinin mahkememizce belirlenmesinden sonra 1.000,00 TL ücret takdir ve tediyesine...
Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczinin ve dolayısıyla terekenin borca batık olduğunun açık delilidir. Davanın özelliği gereği terekeden alacaklı olanların tümüne karşı açılması gerekmektedir. (28.12.1942 tarihli 24/29 sayılı YİBK).Murisin ölümü ile tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer. Murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahildir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir....
O halde mahkemece yapılması gereken iş, TMK.nın 589 ve devamı maddeleri gereğince terekeye dahil mal varlığının tespitinin yapılarak tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri almak, yasal mirasçıların henüz netleşmemesi nedeniyle terekenin resmen yönetilmesinin gerekip gerekmediği hususunu değerlendirmekten ibarettir....
Bu hüküm çerçevesinde, mirasın hükmen reddi bir süreye tabi olmayıp, mirasçılar, alacaklılara karşı açacakları tespit davası ile terekenin borca batık olduğunun tespitini her zaman isteyebilecekleri gibi, mirasçılara karşı açılacak davada defi olarak da her zaman terekenin borca batık olduğu ileri sürülebilecektir. Davalılar vekili savunmalarında murisin pasifinin aktifinden fazla olduğunu ve borca batık olduğunu, bu nedenle mirasın hükmen reddi hükümlerinin uygulanması gerektiğini savunmuş, mahkemece terekenin borca batık olup olmadığı, murisin aciz içinde ise mirasın hükmen reddi şartlarının var olup olmadığı konusunda araştırma yapılmaksızın karar verilmiştir. Terekenin borca batık olduğunun tespitine karar verilebilmesi için; mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle terekenin aktif ve pasifinin belirlenerek, tereke pasifinin aktifinden fazla olması yanında; mirasçıların terekeye sahiplenme anlamına gelecek hukuksal bir işlemde bulunmamış olması da gereklidir....
Mahkemece davanın niteliği gereği davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığına karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama gideri ve harçtan davalının değil davacının sorumlu tutulması, davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi, yine en yakın mirasçıların tümü tarafından mirasın reddine dair karar kesinleştiğinde TMK 612. maddesi gereğince mirasın Sulh Hukuk Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesine dair hüküm kurulması gerekirken bu konuda hüküm kurulmamış olması da doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nun 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Dava murisin alacaklılarına karşı açılır ve murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle murisin tüm mal varlığı terekesinin aktifini, tüm borçları ise terekesinin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczinin ve dolayısıyla terekenin borca batık olduğunun açık delilidir. Bu davada yetkili mahkeme, alacaklıların davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur. Davanın özelliği gereği terekeden alacaklı olanların tümüne karşı açılması gerekmektedir (28/12/1942 tarihli 24/29 sayılı YİBK). Murisin ölümü ile tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer. Murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahildir....
TMK'nın 589. maddesi "Mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya re'sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler, özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir. Önlemlerle ilgili giderler, ileride terekeden alınmak üzere, başvuran kişi tarafından; önleme hakimin resen karar verdiği hallerde Devlet tarafından karşılanır. Mirasbırakan, yerleşim yerinden başka bir yerde ölmüş ise, o yerin sulh hakimi bu ölümü yerleşim yeri sulh hakimine gecikmeksizin bildirir ve mirasbırakanın ölüm yerinde bulunan mallarının korunması için gerekli önlemleri alarak bununla ilgili dosyayı ve varsa vasiyetnameyi yerleşim yeri sulh hakimine gönderir" hükmünü içermektedir. Diğer taraftan, terekenin tedbiren tespiti talebi, bir süreye tabi olmadan her zaman istenebilir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Terekenin Resmen Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA oybirliğiyle karar verildi.11.06.2013 (Salı)...
Murise ait nüfus kaydı ve...4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/378-496 E- K. Sayılı karardan murisin mirasının en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından reddedildiği anlaşılmaktadır. En yakın yasal mirasçıların tümü tarafından reddedilen miras, sulh mahkemesince herhangi bir başvuru olmasa bile kendiliğinden iflas hükümlerine göre tasfiye olunur. Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir. (TMK m. 612 ) Tasfiye yapılmadan mirasçılara intikal yapılamaz. Tasfiye yapacak mahkeme mirası reddin tespitini yapan ... 14. Sulh Hukuk Mahkemesidir. O halde terekenin Türk Medeni Kanununun 612. maddesi gereğince tasfiye edilmesi için dosyanın bu mahkemeye gönderilmesi gerekirken esas hakkında karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulmasına karar verilmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mirasçılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 20.09.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....