İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı T9 vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, terekeye temsilci atanması yasal şartlarının oluşmadığını, ayrıca kendilerine duruşma gün ve saati tebliğ edilmeksizin tereke temsilcisi adayı ile ilgili görüşleri alınmaksızın karar verildiğini belirterek ilk dereceli mahkeme kararının kaldırılmasına dair karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava; terekeye temsilci atanmasına ilişkindir. TMK'nun 640. maddesine göre "Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler....
nın terekesi için tereke tescilcisi atandığı, 22.02.2022 tarihinde ise kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere Türk Medeni Kanunu'nun 640 ıncı maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Başka bir söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona ermekte ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçmektedir. Somut olayda, temyize konu kararın tereke temsilcisi ...'e tebliğ edilmesine karşın tereke temsilcisi karara karşı temyiz talebinde bulunmamış, karara karşı yalnızca davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur. Oysa; davacı mirasçının davada takip yetkisinin kalmaması nedeniyle karara karşı temyiz hakkı da bulunmamaktadır....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/1375 Esas,2012/178 Karar sayılı ilamı ile ... isimli kişi tereke temsilcisi olarak atanmış, anılan karar 03.05.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanması halinde miraşçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkileri sona ereceğinden davanın onun veya vekil kıldığı avukatı huzuru ile sürdürüleceği tartışmasızdır. Bu aşamada mahkemece tereke temsilcisinin davadan haberdar edilmesi gerekmektedir. Oysa ki mahkemece tereke temsilcisine usulüne uygun davetiye tebliğ edilmemiş, tereke mümessili davadan haberdar edilmemiştir. Davadan haberi olmayan tereke temsilcisi davayı takip etmediğine göre takip yetkisi kalkan miraşçının davayı takip edip oturumlara katılmasının davacı tarafın davada temsil edildiği anlamını taşımaz. Bir başka ifade ile davalının davadaki muhatabı yargılamaya iştirak eden miraşçılar olmayıp tereke temsilcisidir. Yani davacı taraf tereke ve onu temsil eden mümessildir....
TMK'nın 702/2. maddesinde sözü edilen terekeye ait haklar üzerinde tasarruf söz konusu ise, ortakların oybirliği ile karar vermeleri maddenin açık hükmü gereği olduğundan, tasarruf işlemi niteliğindeki tapu iptali ve tescil davasının tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması veya terekeye temsilci atanması ve bu yolla davanın yürütülmesi gerekir. Bir mirasçı tüm mirasçılar adına tek başına dava açabilirse de, böyle bir davayı yalnız başına yürütemez. Bu durumda davanın hemen reddedilmeyip, diğer mirasçıların davaya katılımlarının veya muvafakatlerinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması için davacıya uygun süre verilmesi gerekmektedir. Ancak dava halefiyet esasına göre tereke adına değil de kendi miras payı için açılmış ise tüm mirasçıların onayının alınmasına gerek bulunmamaktadır. Bir ya da bir kısım mirasçı terekeye ait bir mal veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısım için yalnız kendi adına dava açarsa, böyle bir dava reddedilir....
Türk Medeni Kanunu'nun 702/2. maddesinde sözü edilen terekeye ait haklar üzerinde tasarruf söz konusu ise, ortakların oybirliği ile karar vermeleri maddenin açık hükmü gereği olduğundan, tasarruf işlemi niteliğindeki tapu iptali ve tescil davasının tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması veya terekeye temsilci atanması ve bu yolla davanın yürütülmesi gerekir. Bir mirasçı tüm mirasçılar adına tek başına dava açabilirse de, böyle bir davayı yalnız başına yürütemez. Bu durumda davanın hemen reddedilmeyip, diğer mirasçıların davaya katılımlarının veya muvafakatlerinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması için davacıya uygun süre verilmesi gerekmektedir. Ancak dava halefiyet esasına göre tereke adına değil de kendi miras payı için açılmış ise tüm mirasçıların onayının alınmasına gerek bulunmamaktadır. Bir ya da bir kısım mirasçı terekeye ait bir mal veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısım için yalnız kendi adına dava açarsa, böyle bir dava reddedilir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tereke Tespiti-Kayyım Tayini Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, tereke tespiti ve terekeye kayyım tayininine ilişkin olup, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacının tereke tespitine ilişkin isteği Türk Medeni Kanununun 589. maddesinde düzenlenen; terekenin tedbir mahiyetinde tespiti ve tedbirlerin alınmasına yöneliktir. Mahkemece bu yönde istek kabul edilerek hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Miras ortaklığına temsilci atanması KARAR Tereke temsilcisi olarak atanan ...'nun şahsına yönelik açıklamalar itiraz niteliğindedir. Miras ortaklığı temsilcisi (TMK md. 640) özel kayyım niteliğindedir. Türk Medeni Kanunu'nun 431. maddesi uyarınca vasi tayininde uygulanan usul kayyım (mümessil) için de uygulanır. Türk Medeni Kanunu'nun 422. maddesi gereğince vasinin sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevi ile ilgili yasal hükümlerin mümessile yapılan itirazın ya da kaçınma sebeplerinin incelenmesinde de gözetilmesi zorunludur. Vesayet makamının itirazı reddetmesi halinde, itirazın denetim makamı tarafından incelenmesi gerekir. Türk Medeni Kanunu'nun 397. maddesinde belirtilen denetim makamı görevi; Asliye Hukuk Mahkemesi'ne aittir (5133 S.K. md. 2-3, TMK md. 397/2)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Miras ortaklığına temsilci atanması K A R A R Tereke temsilcisi olarak atanan ...'in şahsına yönelik açıklamalar itiraz niteliğindedir. Miras ortaklığı temsilcisi (TMK.md.640) özel kayyım niteliğindedir. Türk Medeni Kanunu'nun 431. maddesi uyarınca vasi tayininde uygulanan usul kayyım (mümessil) için de uygulanır. Türk Medeni Kanunu'nun 422. maddesi gereğince vasinin sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevi ile ilgili yasal hükümlerin mümessile yapılan itirazın ya da kaçınma sebeplerinin incelenmesinde de gözetilmesi zorunludur. Vesayet makamının itirazı reddetmesi halinde, itirazın denetim makamı tarafından incelemesi gerekir. Türk Medeni Kanununun 397. maddesinde belirtilen denetim makamı görevi; Asliye Hukuk Mahkemesi'ne aittir. (5133 S.K. md.2-3, TMK. Md.397/2)....
"İçtihat Metni"Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Miras ortaklığına temsilci atanması K A R A R Tereke temsilcisi olarak atanan ...'nun şahsına yönelik açıklamalar itiraz niteliğindedir. Miras ortaklığı temsilcisi (TMK md. 640) özel kayyım niteliğindedir. Türk Medeni Kanunu'nun 431. maddesi uyarınca vasi tayininde uygulanan usul kayyım (mümessil) için de uygulanır. Türk Medeni Kanunu'nun 422. maddesi gereğince vasinin sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevi ile ilgili yasal hükümlerin mümessile yapılan itirazın ya da kaçınma sebeplerinin incelenmesinde de gözetilmesi zorunludur. Vesayet makamının itirazı reddetmesi halinde, itirazın denetim makamı tarafından incelenmesi gerekir. Türk Medeni Kanunu'nun 397. maddesinde belirtilen denetim makamı görevi; Asliye Hukuk Mahkemesi’ne aittir (5133 s.K. md. 2-3, TMK md. 397/2)....
"İçtihat Metni"Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Miras ortaklığına temsilci atanmasıTereke temsicili olarak atanan ...'ın şahsına yönelik açıklamalar itiraz niteliğindedir. Miras ortaklığı temsilcisi (TMK md. 640) özel kayyım niteliğindedir. Türk Medeni Kanunu'nun 431. maddesi uyarınca vasi tayininde uygulanan usul kayyım (mümessil) için de uygulanır. Türk Medeni Kanunu'nun 422. maddesi gereğince vasinin sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevi ile ilgili yasal hükümlerin mümessile yapılan itirazın ya da kaçınma sebeplerinin incelenmesinde de gözetilmesi zorunludur. Vesayet makamının itirazı reddetmesi halinde, itirazın denetim makamı tarafından incelenmesi gerekir. Türk Medeni Kanunu'nun 397. maddesinde belirtilen denetim makamı görevi; Asliye Hukuk Mahkemesi'ne aittir. (5133 S.K. md. 2-3, TMK. md. 397/2)....