nın terekesini temsil etmek üzere terekeye temsilci olarak atanmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalılar ... ve ... vekili tereke temsilcisi atanması ve temsilcinin şahsına yönelik olarak temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre bir kısım davalılar vekilinin tereke temsilcisi atanmasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- Bir kısım davalılar vekilinin tereke temsilcisinin şahsına yönelik yaptığı temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Miras ortaklığı temsilcisi özel kayyım niteliğindedir (TMK m. 640). Türk Medeni Kanununun 431. maddesi uyarınca vasi tayininde usul kayyım (mümessil) için de uygulanır....
Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya res'en tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK.nun 589/1- 2 maddesi). Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara "onay" vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez....
Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile, iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Yasa uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Yasa uygulanacaksa 3 aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tesbiti gerekir. (MK.565) Miras bırakanın Medeni Kanunun 564. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır....
Davalı ... vekilinin temyiz isteminin sürenin geçmiş olması nedeniyle HUMK'nun 432/.... maddesi hükmü uyarınca REDDİNE, Davalı ... vekilinin temyiz isteğine gelince; davacının, terekenin tespiti resmi defterinin tutulması, mümessil atanması isteğine ilişkin davasının kabulüne ilişkin, mahkeme hükmü süresi içerisinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş, ne var ki; vekaletnamesinde temyizden feragat yetkisine sahip olan davalı ... vekili Av. ... ... .... Sulh Mahkemesi'ne verdiği imzası usulen onaylı ........2013 tarihli dilekçeyle temyizden feragat etmiş, dilekçe Dairemize gönderilmiştir. Davalı vekili Av. ...'...
Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mal varlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tespit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir (TMK m.564). Miras bırakanın TMK'nin 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır....
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki tereke tespiti aleyhine ilişkin davada Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tereke hukukuna ilişkindir. müteveffa ...'nun yurtiçi adresinin bulunmadığı, nüfusuna kayıtlı olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Mahkemesi tarafından ise müteveffa ...'nun son yerleşim yerinin olmadığı ve terekeye dahil malların ilçesi sınırlarında mevcut olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Türk Medenî Kanununun 589. maddesine göre, "Mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hâkimi, istem üzerine veya re'sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır."...
Tereke karar kaydı başlıklı 184. maddesinde ise; “ Tereke dosyalarına ilişkin mahkemece verilen kararların tutulduğu kayıttır. Bu kayıt; sıra numarası, karar tarihi, dosya esas sıra numarası, kararı veren hâkimin adı ve soyadı ile sicil numarası, başvuranın, miras bırakanın ve varsa veli, vasi veya kayyımın adı ve soyadı, karar sonucu ve davanın konusu sütunlarından oluşur.” düzenlemesi yer almaktadır. Türk Medenî Kanununun Velâyet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzük Kapsamında Tutulacak Defterler, Özel Kütük, Dosyalar, Tutanaklar ve Diğer Evrakın Düzenlenmesine Dair Yönetmelik’in “Tutulacak defterler” başlıklı 14. maddesinde ise; “Tereke işlerine bakan sulh hukuk mahkemesinde aşağıdaki defterler tutulur: 1-Tereke esas defteri, 2-Kıymetlievrak ve eşya defteri, 3-Banka hesabıcari defteri, 4-Kasa defteri, 5-Tereke karar defteri, 6-Tereke tespit ve koruma defteri, 7-Resmî defter. Tereke esas defteri” düzenlemesi yer almaktadır. Yargıtay 14....
Davacı istinaf talebinde bulunduğuna göre ek kararın tereke temsilcisine değil istinaf talebinde bulunan davacıya tebliğ edilmesi gerektiği halde ek karar tebliğ edilmediğinden davacının ek karara yönelik istinaf başvurusunun süresinde olduğu değerlendirilerek ek karara yönelik istinaf incelemesine geçilmiştir. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer....
Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır.Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Murisin borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 3 aylık iaşe bedeli, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçları indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tespit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir. Medeni Kanun'un 564. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edilip edilmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki terekeye temsilci atanması davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalılar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Talep, terekeye temsilci atanması ve terekenin tespitine ilişkindir. Talep eden vekili, müvekkilinin babası...’ın vefat ettiğini, terekenin taksim edilmediğini, taraflar arasında ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/227 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi dosyası bulunduğunu, terekenin bu dava sonuçlanıncaya kadar taksim edilemeyeceğini ancak gelirlerin mirasçı ... tarafından alındığını beyanla terekenin tespitini ve terekeye tarafsız bir kişinin temsilci olarak atanmasını istemiştir. Davalılar, terekeye temsilci atanmasını gerektirir bir durum olmadığını, ortaklığın giderilmesi davasının mirasbırakan ile ilgili olmadığını beyanla talebin reddini savunmuştur. Mahkeme, terekeye temsilci atanması talebinin kabulü ile mirasbırakan...'...