WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyadaki bilgi ve belgelerden; gerekçeli kararın tereke temsilcisine 25/12/2017 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Ancak tasfiye memuru ..., 03/01/2018 tarihli dilekçesi ile temyiz süresi içerisinde tereke temsilciliğinden istifa ettiğini bildirmiştir. Mahkemece belirtilen durum karşısında, terekeye yeni bir temsilcinin atanıp atanmadığı araştırılarak, yeni bir temsilci atanmış ise, bu temsilciye veya varsa vekiline gerekçeli kararın tebliğ edilmesi gerekmektedir. Terekeye yeni bir temsilci atanmamış ise, mahkemece davacı tarafa yetki verilerek tereke temsilcisinin atanması sağlanmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan şekilde işlem yapılıp, eksiklikler tamamlandıktan ve gerekli temyiz süresi de beklendikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a yeniden gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 12/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

    Somut olayda, yerel mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, tereke temsilcisi ...'ya tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, ancak karar, davayı açan mirasçı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Oysa; mirasçıların davada takip yetkilerinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakları da bulunmamaktadır. Bu durumda tereke temsilcisi kararı temyiz etmediğine göre, davada sıfatı kalmayan mirasçı ... vekili tarafından yapılan temyiz itirazının dinlenmesine de olanak bulunmadığından, TEMYİZ DİLEKÇESİNİN REDDİNE, 06/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      TMK'nın 422. maddesi uyarınca tereke temsilcisinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini inceleme görevi öncelikle vesayet makamı olan sulh mahkemesine, onun kabul etmemesi halinde denetim makamı olan asliye hukuk mahkemesine aittir (TMK m. 397). Öte yandan TMK'nın 483. maddesinde vasinin görevden alınması düzenlenmiş olup bu hüküm tereke temsilcisi hakkında da uygulanacaktır. TMK'nın 488. maddesinde vesayet makamı kararlarına karşı on gün içerisinde denetim makamına itiraz edilebileceği hükme bağlanmıştır. Öyle ise yeni atanan tereke temsilcisinin şahsına yapılan itirazların öncelikle vesayet makamı tarafından incelenmesi, vesayet makamı tarafından kabul edilmemesi halinde bu hususun ve eski tereke temsilcisinin görevden alınmasına ilişkin itirazların denetim makamınca incelenmesi gerekir....

        Karar, davacılar tarafından duruşma istekli ve tereke temsilcisi tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi ...' nün raporu okundu, düşüncesi alındı. Davacıların duruşma isteği reddedilerek, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dava terekeye iade talepli açılmış olup terekeye temsilci atanmasından sonra tereke ortağının ya da ortaklarının davayı takip yetkisinin ortadan kalkacağı açıktır. Bir başka ifadeyle davayı açan mirasçı ya da mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsil eden mümessile geçer. Bu durumda davacılar tarafından yapılan temyiz itirazının dinlenmesine de olanak bulunmadığından temyiz dilekçelerinin REDDİNE, Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Terekeye temsilci atanması ... ile asli müdahiller ... ve .... ile dahili davalılar ... ve ... aralarındaki terekeye temsilci atanması davasının kabulüne dair Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 09.05.2013 gün ve 102/732 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi dahili davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R 1- Tereke temsilcisi atanmasına ilişkin hükmün temyizine ilişkin incelemede; Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. 2- Tereke temsilcisinin şahsına yönelik temyize gelince; Miras ortaklığı temsilcisi (TMK.md.640) özel kayyım niteliğindedir....

            Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya res'en tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK.nun 589/1- 2 maddesi). Önlem alma isteğinin yetki yahut başka bir sebeple reddedilmesi tereke mallarının kaybına sebep olabileceği gibi hak sahiplerine intikal etmemesi sonucunu da doğurur. Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez....

            İLK DERECE MAHKEMESİ D.İŞ KARARI: İstinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesince dava hakkında "...Her ne kadar tedbir talep eden şirket hisselerinin yönetimini terekeye ait olduğunu iddia etmiş ise de tereke temsilcisinin terekeyi idare ve temsil yetkisi var ise de şirket ortaklarının vefatı nedeniyle şirket ortaklar kurulunun toplanması mirasçıların şirketteki hisselerinin tescili ticaret mahkemesince TTK 'nın 412 ve devamı uyarınca mahkemece yapılması gerektiği gibi mirasçıları tarafından açılan terekenin tespiti davası şirket ortaklarının şirketteki hisselerinin tescil işlemlerinin yapılmasına engel olamayacağı gibi tereke tespiti davası da mirasçılık sıfatıyla doğrudan ilgili olmayıp miras bırakanın mal varlığının terekeye ait mal varlığın tespitini kapsamaktadır....

              Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının mirasçılar adına tescil talep etmesi ve davalının 3. kişi olması karşısında terekeye temsilci atanarak yargılamaya devam edilmesi doğru ise de davalının babası ...’nun ölümüyle, davacı ile davalının ... mirasçıları olduğu, dava dilekçesinde dava konusu taşınmazların terekeye döndürülmesi talep edilmiş ise de mirasçılar arasında görülen davanın miras payı ile sınırlı görüleceği, 6100 sayılı HMK'nın 115/3 üncü fıkrasınca dava şartı noksanlığı giderildiğinden terekeye temsilci atanmasına gerek kalmadığı, tereke temsilcisinin taraf sıfatının sona erdiği, davacı asılın davasından feragat ettiği gerekçesiyle davacı tereke temsilcisi vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre anlaşmazlığın ön incelemeden sonra giderilmesi nedeniyle ücretin tamamına hükmolunacağı, eldeki davanın miras payı oranında tapuya kayıt ve tescil...

                İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; terekeye temsilci atanması kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Feke Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2021/50 E. Sayılı dosyasının 07.07.2021 tarihli duruşmasında, davayı takip edebilmeleri için kendilerinden terekeye temsilci atanması için dava açmalarının istendiğini, kendilerinin de Feke Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2021/50 E. Sayılı dosyasındaki, kararına uyarak bu 2021/4 Tereke Sayılı davayı açarak, terekeye temsilci atanmasını talep ettiklerini, fakat Feke Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2021/50 E....

                ın terekesi için tereke temsilcisi atanmıştır. Karar düzeltme talebine konu Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin onama ve bozma kararının tereke temsilcisi ...'a tebliğ edilmediği anlaşıldığından bu eksiklik geri çevirme kararı ile giderilmiş, tereke temsilcisi tarafından davacı vekiline bu sıfatla verilmiş vekaletname olmadığı bildirilmiş ve karar düzeltme talebinde bulunulmadığı anlaşılmıştır. Bilindiği üzere Türk Medeni Kanunu'nun 640 ıncı maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Başka bir söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda, karar düzeltme talebine konu Yargıtay (Kapatılan) 16....

                  UYAP Entegrasyonu