Karar, davacılar vekili ve tereke temsilcisi tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Tereke temsilcisinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, Öte yandan; tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer....
Karar, davacılar vekili ve tereke temsilcisi tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Tereke temsilcisinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, Öte yandan; tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer....
Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2010/3 Esas 2010/42 Karar sayılı dosyası ile 22.07.2010 tarihinde tereke temsilcisi olarak Av. Tesadüf ..., Av. ... ve mali müşavir ...’ın kurul halinde tereke temsilcisi olarak atanmasına karar verildiği, 05.10.2015 tarihli ara karar ile anılan tereke temsilcilerin görevine son verilerek tereke temsilcisi olarak Av. ...’un tereke temsilcisi olarak atandığı, yine 11.11.2015 tarihli ara karar ile de mali müşavir ...’ın da tereke temsilcisi olarak atandığı, 25.02.2016 tarihli ek karar ile de terekeden el çektirilmesine ve tereke temsilcilerinin bu tarih itibariyle görevinin son bulunduğuna karar verildiği anlaşılmıştır....
Şöyle ki, mirasçılardan birisi davaya muvaffakat etmediğine göre davanın tereke temsilcisi huzurunda görülmesi gerektiği açıktır. Hâl böyle olunca; davacılar vekiline terekeye temsilci atanması için dava açması için süre verilmesi, dava açıldığı takdirde sonucu beklendikten sonra bir karar verilmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek işin esası bakımından karar verilmesi doğru değildir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, 30.10.2014 gününde verilen dilekçe ile miras ortaklığına temsilci tayini talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi mirasçılar ... ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, TMK'nın 640/3 maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile ...’ün terekesine ...’ün temsilci olarak atanmasına karar verilmiştir. Hüküm, mirasçılar ... ve ... vekili tarafından tereke temsilcisinin şahsına yönelik olarak temyiz edilmiştir. Miras ortaklığı temsilcisi (TMK m. 640) özel kayyım niteliğindedir. TMK'nın 431. maddesi uyarınca vasi tayinindeki usul kayyım (mümessil) için de uygulanır....
Türk Medeni Kanununun 640. maddesi gereğince, miras ortaklığına atanan temsilcisi, özel kayyım yetkilerine sahip olup tüm mirasçılar (tereke) adına tasarruf ve hareket eder. Miras şirketine temsilci atanmasına ilişkin karar, tüm mirasçıların hukukunu etkileyeceğinden davaya mirasçıların tamamının katılmalarının sağlanması gerekir. Mahkemece tüm mirasçılar davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra, gösterdikleri takdirde tarafların delilleri de değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan işin esasının incelenerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple Cumhuriyet Başsavcılığının Adalet Bakanlığının gösterdiği lüzum üzerine kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile kararın kanun yararına bozulması gerekmiştir....
Birlikte dava açılamaması halinde 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıklandığı üzere dava tereke adına açıldığından diğer mirasçıların, duruşmaya gelip beyanda bulunması veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi yahut davacı vekiline vekaletname verilmesi gerekir. Ancak, ortakların tümünün onayının alınamaması halinde TMK'nın 640. maddesi uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilerek taraf teşkili sağlanmalıdır. Tereke temsilcisi davacı dışında biri olursa davacının sıfatı sona ereceğinden davayı temsilci takip eder. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir. ./.. 2016/6424-8521 -2- Somut uyuşmazlıkta davacı, murisi babası ... tarafından Almanya'dan gönderilen para ile alınıp davalı adına tescil edilen taşınmazın tapusunun iptali ile murisi adına tesciline karar verilmesini istemiştir....
Bu paydaşların mirasçıları aynı zamanda Hacer Duygun mirasçısı olması sebebiyle Bandırma Sulh Hukuk Mahkemesinin terekeye temsilci atanması dosyasında adları geçmekte ise de Hacer Duygun terekesi ile örneğin aynı zamanda Hacer Duygun'un mirasçısı olan Bahriye Baş terekesi birbirinden farklı miras ortaklıkları oluşturmaktadır. Bu nedenle davacı Hacer Duygun tereke temsilcisi olarak atandığında aynı zamanda Bahriye Baş gibi diğer paydaşın tereke temsilcisi sıfatını taşımamaktadır. Davacı bu kişilerin payları yönünden de davacı sıfatı edinmek istiyorsa bu kişilerin miras ortaklığı yönünden de ayrıca tereke temsilcisi olarak atanması konusunda talepte bulunmalı ve bu konuda karar almalıdır....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 28/05/2015 gününde verilen dilekçe ile terekeye temsilci atanması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/04/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, terekeye temsilci atanması istemine ilişkindir. Davacı vekili; .... Köyü nüfusuna kayıtlı 01/07/1902 doğumlu ...'in terekesine temsilci atanmasını teminen, Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/432 Esas sayılı tapu iptali ve tescil istemli dava dosyasından verilen yetki belgesine dayanarak muris ... terekesine temsilci atanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kabulüne, muris ...'in terekesini Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/432 Esas sayılı dosyasında temsil etmek üzere tereke temsilcisi olarak ...'...
Murisin dışarıda kalan mirasçı Hasibe Coşkun'un olurunun alınması veya TMK'nın 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile yargılamanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu göz ardı edilerek Foça Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1 Tereke esas nolu dosyası üzerinden bu dosyanın davalısı Nihat Coşkun'un terekeye temsilci olarak atanması, tereke temsilcisine tebligat yapılmadan ve davalı Nihat Coşkun ile tereke temsilcisi Nihat Coşkun'un aynı TC kimlik numaralarına sahip aynı kişi oldukları davalı ve davacı sıfatının birleşeceği dikkate alınmadan ve davayı açan davacılar huzurunda sözlü yargılamaya geçilip esas hakkında hüküm kurulması doğru olmamıştır. Terekeye temsilci atanması halinde mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkileri sona erer ve artık davayı açan mirasçının, isteğini payına hasretmesi hak ve yetkisi ortadan kalktığından beyanına hukuki sonuç bağlanamaz....