Malzeme sahibinin Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olması, b) İkinci koşul ise yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olması, c) Üçüncü koşul, yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir. Somut olaya gelince; davacıların murisinin davalı annesine ait olan taşınmazın üzerinde bulunan binaya yaptığı ilave katın değerinin alt kattan ve arsanın değerinden fazla olduğu gerekçesiyle TMK’nın 724. maddesi gereğince temliken tescil, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istenmiş ise de kat ilavesi suretiyle bina yapılması halinde temliken tescil istenemez. Kaldı ki, dava konusu edilen bina üzerindeki ilave katın davacıların murisi tarafından yapıldığı da kanıtlanamamıştır....
Mahkemece, “Davaya konu yerin tapuda kayıtlı olduğu, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı, temliken tescil açısından ise, yapıdaki evin son derece eski olduğu ve taşınmazdan daha değerli olmadığı” gerekçeleri ile, “Davacının asıl talebinin ve temliken tescil talebinin REDDİNE” karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava, haricen satınalma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptali ve tescil, olmaz ise temliken tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, her ne kadar yazılı gerekçeler ile davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki; Davacı taraf, talebini, haricen satın almaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayandırmıştır....
Dava TMK'nın 725. maddesi gereğince temliken tescil, ifraz mümkün olmadığı takdirde üzerindeki binanın davacıya ait olduğunun tapuya işlenerek paylı olarak tescil, birleştirilen dava ise müdahalenin önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre dava konusu 114 ada 1 parsel sayılı arsa, ev ve ahır cinsli 394 m2 miktarındaki taşınmazın davacı ve davalı ... dışında Zeynep Özer adına müşterek mülkiyet şeklinde kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Davada temliken tescil yanında yıkım isteği de mevcuttur. TMK'nın 684 ve 718 maddesi uyarınca bir şeye malik olan kimse o şeyin bütünleyici parçalarının da malikidir....
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; 1-Dava konusu taşınmazın tapuda tarafların müşterek murisi ve babaları ... adına kayıtlı olduğu, davacının bu durumu bilerek taşınmazda bina inşa ettiği anlaşıldığından temliken tescil davalarında aranan sübjektif koşul olan iyiniyet koşulu gerçekleşmemiştir. Bu nedenle diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği aranmaksızın temliken tescil davasının reddi gerekir. Mahkemece temliken tescil talebinin reddine karar verilmesi doğru olduğundan bu yöne ilişkin davacının temyiz istemi yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davacı temliken tescil olmadığı takdirde taşınmaz üzerine inşa edilen binanın kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini de talep etmiştir....
nun temliken tescil talebinin konusuz kalması sebebi ile 1266 ada 9 no'lu parsel yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalı ...'nın temliken tescil talebinin reddine, davacının davalı ... mirasçıları yönünden men'i müdahale talebinin kabulü ile davalıların müdahalesinin menine, kal talebinin reddine, 11.207,00TL tazminatın depo edildiğinde 1266 ada 2 no'lu parsel üzerindeki binanın davacıya temlikine, davacı tarafça 11.207,00TL tazminatın depo edilmesi halinde davalılar ... mirasçılarına veraset ilamındaki payları oranında ödenmesine, karar verilmiştir....
(Muhalif) (Muhalif) KARŞI OY Dava, temliken tescil; mümkün olmadığı takdirde yapı bedelinin tahsili isteğine ilişkindir. Davacı, 204 ada 3 parsel sayılı taşınmazda bulunan evinin kapsadığı alanın temliken tesciline, olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemiştir. Temliken tescil koşulları çaplı taşınmazda mümkün olmadığından ancak bina kadastro tespitinde beyanlar hanesinde yer aldığından ikinci kademe talep olan tazminat hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekir. Davacının evinin kadastro tutanağında ve tapu kaydının beyanlar hanesinde gösterilmesi nedeniyle 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesine göre hakdüşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Bu nedenle sayın çoğunluğun onama görüşüne katılamıyoruz....
Mahkemece, davacının iyi niyetli olmadığı gerekçesi ile tapu iptali ve tescil davasının reddine, sebepsiz zenginleşme talebi yönünden davanın kabulü ile 2500,00TL'nin davalı hazineden tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili ve davalı hazine vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2- Davalı hazine vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesi uyarınca açılan temliken tescil, olmadığı takdirde ikinci kademedeki istek taşınmazdaki ev ve diğer muhdesat ile ağaçların dava tarihindeki değerinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Tescil davası reddedilmiş, bedel isteğinin taleple bağlı olarak kabulüne karar verilmiştir. Temliken tescil isteme hakkı ancak yapı yapıldığı sıradaki taşınmazın maliki veya onun mirasçılarına karşı açılacak davada ileri sürülebilecek bir kişisel haktır....
Somut olayda; davacı, 115 parsel sayılı taşınmazında davalıların murisi ile yapılan taksime uygun olarak bina yaptığını ancak davalılara ait 114 parsel sayılı taşınmaza 542 m2'lik elatmasının bulunduğu iddiasıyla aleyhine elatmanın önlenmesi davası açıldığını, kendisinin gerekli özeni gösterdiğini ve iyiniyetli olduğunu ileri sürerek temliken tescil, mümkün olmadığı takdirde irtifak hakkı tesis edilmesini istemiştir. Davacının, davalının taşınmazına 54 m2'lik taşkın inşaat yaptığı konusunda bir çekişme bulunmamaktadır. Çaplı taşınmazlara taşkın inşaat yapılması halinde kural olarak iyiniyet iddiası dinlenmez. Davacı binasını inşaa ederken davalıların murisince yapılan ölçüm ve taksim doğrultusunda binayı yaptığını iddia etmekte ise de davacının taşkın inşaatı yaparken gerekli özeni gösterdiği ve bu doğrultuda iyiniyetli olduğu kanıtlanamamıştır....
Somut olayda; davacı, 115 parsel sayılı taşınmazında davalıların murisi ile yapılan taksime uygun olarak bina yaptığını ancak davalılara ait 114 parsel sayılı taşınmaza 542 m2'lik elatmasının bulunduğu iddiasıyla aleyhine elatmanın önlenmesi davası açıldığını, kendisinin gerekli özeni gösterdiğini ve iyiniyetli olduğunu ileri sürerek temliken tescil, mümkün olmadığı takdirde irtifak hakkı tesis edilmesini istemiştir. Davacının, davalının taşınmazına 54 m2'lik taşkın inşaat yaptığı konusunda bir çekişme bulunmamaktadır. Çaplı taşınmazlara taşkın inşaat yapılması halinde kural olarak iyiniyet iddiası dinlenmez. Davacı binasını inşaa ederken davalıların murisince yapılan ölçüm ve taksim doğrultusunda binayı yaptığını iddia etmekte ise de davacının taşkın inşaatı yaparken gerekli özeni gösterdiği ve bu doğrultuda iyiniyetli olduğu kanıtlanamamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki temliken tescil olmadığı takdirde ağaç bedellerinin tahsili davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 05.02.2013gün ve 2012/15192-2013/1527 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava Türk Medeni Kanununun 729. maddesi gereğince temliken tescil olmadığı takdirde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 3.880.00 TL ağaçların bedelinin dava tarihinden yasal faiziyle tahsili isteğine ilişkindir. Davalılar davanın reddine savunmuştur. Mahkemece, temliken tescil davasının kabulüne karar verilmiştir. Davalı mirasçı ...'ın temyizi üzerine Dairemizce Türk Medeni Kanununun 729. maddesi gereğince sübjektif şart gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekçesiyle bozulmuştur....