Davalı vekili; davacının söz konusu teminat mektupları ile çek karnesi sebebiyle üçüncü kişilere hiçbir ödeme yapmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davacının teminat mektubu depo taleplerinin taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olduğu, 1.835.000,00 EURO tutarlı teminat mektubu bedelinden muhatabın talebiyle 917.500,00 EURO’luk kısmi iade yapıldıktan sonra mektubun kaydının 917.500,00 EURO üzerinden yeniden oluşturulduğu, söz konusu 917.500,00 EURO’luk teminat mektubu ile 60.000,00 USD’lık teminat mektubunun aktif (mer'i) olduğu, şirketin elinde olup halen iade edilmemiş olarak görülen çek raporunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 60.000,00 USD ve 917.500,00 EURO'nun davacı bankada açılacak faiz getirmeyen bir hesaba davalılarca depo edilmesine ve çek tutarının depo edilmesine ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı .......
Bahsi geçen çek 13/07/2019 tarihli ve 71.487,25-Euro tutarında olup ön yüzünde teminat çeki olduğu yazılıdır. Bahsi geçen 13/01/2017 tarihli sözleşme ile 12/04/2017 tarihli ek sözleşme ve teminat mektubu metnine göre teminat mektubunun davalıya teslim edilen ürünlerin garanti süresinde ortaya çıkacak ayıp ve arızalar nedeniyle oluşan zararın tazmini için düzenlendiği, yine birleşen davanın konusunu oluşturan çekin de teminat mektubunun süresinin uzatılmasının teminatı olarak davalıya verildiği sonucuna varılmaktadır. Mahkemece davanın açıldığı tarihte teminat mektubunun süresinin dolmadığı, bu nedenle davanın erken açıldığı kabul edilmiş ise de davalının teminat mektubunun tazmini talebinde bulunduğu dikkate alındığında davanın erken açıldığından söz edilmesi mümkün değildir....
AŞ. tarafından 11/03/2014 tarihli vade uzatım mektubu aslının talebi üzerine mektup aslının ... AŞ. ye verilmesi suretiyle 20/05/2014 tarihinde ... AŞ. tarafından tazmin talebinde bulunulduğu ve aynı tarih itibariyle davacı banka tarafından teminat mektubu bedelinin dava dışı ... Satış ve Dağıtım AŞ. ye ödendiği , taraflar arasında imza altına alınan 30/03/2012 700.000,00 TL limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi ' nin 12. Maddesinde " ... Müşteri bankaca lehine düzenlenecek teminat mektubu, garanti ve kontrgaranti tutarları ile diğer bütün hukuki ve mali sonuçlardan ( teminat mektubunun garanti ettiği iş ile ilgili olarak doğacak sigorta pirim borcu ile vergi borçları dahil) bankaya karşı sorumlu ve borçlu olacağını kabul ve taahhüt eder....
Şirketi'ne çek ve yakıt teslimi suretiyle 97.757,68 TL ödeme yapıldığı, dava dışı ... Şirketi'nin 01/06/2013 tarihli sözleşme nedeni ile davalı şirkete 53.475,01 TL bedelli 20/09/2013 tarihli sözleşme nedeniyle 61.469,62 TL bedelli olmak üzere toplam 114.944,63 TL bedelli ürün teslimi yaptığı, teslim edildiği kanıtlanan ürün bedelinin davalı tarafından yapılan ödeme miktarının üzerinde olması nedeni ile teminat mektubunun paraya çevrilme koşullarının oluşmadığı, davalı tarafından 14/11/2013 tarihinde paraya çevrilen teminat mektubu bedelinin değişen oranlı avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir....
O hâlde asıl sorun: henüz tazmin edilmemiş teminat mektubu veya karşılıksız kalıp kalmayacağı henüz belli olmayan çeklerin kanuni karşılıkları olan bedellerin banka tarafından istenip istenemeyeceği konusudur. Banka ile müşterisi arasında yapılan teminat mektubu veya çek hesabı açma sözleşmelerinde banka lehine “risk gerçekleşmeden teminat mektubu bedeli veya karşılıksız çek bedelinden bankanın ödemek zorunda kalacağı meblağın depo edilmesini isteme yetkisi, söz konusu alacağın mevcut olduğunu göstermediği gibi, istenebilir olduğunu da göstermez. Zira “depo etmek” ifa etmek değildir. Sözleşmede anılan şekilde hüküm olsa bile, banka sadece “depo edilmesini” isteyebilir. Kendisine ödeme yapılmasını (ifa) talep edemez........Zira şüpheli ve müstakbel olayın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği, şarta bağlı borcun talep ve takip edilebilir bir alacak doğurup doğurmayacağı, ancak şart gerçekleştiğinde belli olacaktır....
O hâlde asıl sorun: henüz tazmin edilmemiş teminat mektubu veya karşılıksız kalıp kalmayacağı henüz belli olmayan çeklerin kanuni karşılıkları olan bedellerin banka tarafından istenip istenemeyeceği konusudur. Banka ile müşterisi arasında yapılan teminat mektubu veya çek hesabı açma sözleşmelerinde banka lehine “risk gerçekleşmeden teminat mektubu bedeli veya karşılıksız çek bedelinden bankanın ödemek zorunda kalacağı meblağın depo edilmesini isteme yetkisi, söz konusu alacağın mevcut olduğunu göstermediği gibi, istenebilir olduğunu da göstermez. Zira “depo etmek” ifa etmek değildir. Sözleşmede anılan şekilde hüküm olsa bile, banka sadece “depo edilmesini” isteyebilir. Kendisine ödeme yapılmasını (ifa) talep edemez... Zira şüpheli ve müstakbel olayın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği, şarta bağlı borcun talep ve takip edilebilir bir alacak doğurup doğurmayacağı, ancak şart gerçekleştiğinde belli olacaktır....
Maddeleri gereğince aranan gerekli ve yaklaşık ispata dair yeterli koşullarının bulunması nedeniyle ve söz konusu her bir çek bedelinin %15'i oranında takdir ve tayin edilen teminat türü ve miktarı karşılığında olmak üzere ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Ancak mahkemece yanılgılı sebep ve gerekçelerle söz konusu diğer çekler yönünden de istenen ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olması nedeniyle, istinaf edilen 15/05/2023 tarihli ara kararının usul, yasa ve mevcut dosya kapsamına aykırı olduğu anlaşılmıştır....
lik gayrinakdi borçtan dava dışı kredi borçlusu ile birlikte ve müştereken sorumlu olduğu, dolayısıyla davalının takibe itirazının haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı bankanın, asıl borçluya verilen çeklerle ilgili hamile ödemek zorunda kalacağı yasal sorumluluk bedelleri ve mer'i teminat mektubu bedelleri yönünden kefilden depo talebinde bulunabilmesi için taraflar arasında düzenlenen sözleşmede kefilin sorumluluğuna dair açık hüküm bulunması gerekir. Ancak sözleşmenin kefilin sorumluluğunu düzenleyen 20.maddesinde davacı bankanın gayri nakdi riskler için depo talebinde bulunabileceğine dair açık hüküm bulunmadığı görülmüştür. Bu nedenle davalı kefilin çek yaprakları sorumluluk bedeli ve mer'i teminat mektupları bedellerinin depo edilmesinden sorumlu tutulması hatalı olup, hükmün bozulması gerekmiştir....
Bölge adliye mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davalılar vekilinin ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. Hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dava, dava dışı şirket ile davacı banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden verilen teminat mektubu bedelinin ve çek yaprağı garanti bedellerinin depo edilmesi ve nakdi kredilerin tahsili talebine vaki itirazın iptali talebidir. Davacı banka ile dava dışı şirket arasında 16.06.2009, 09.11.2009 ve 07.03.2012 tarihli genel kredi sözleşmeleri bulunmaktadır. Davalılar, 09.11.2009 tarihli genel kredi sözleşmesinde müşterek borçlu müteselsil kefildirler....
olan müteselsil kefiller yönünden depo isteminin reddi gerektiği, dava ve takibe konu nakde dönüşmüş teminat mektupları ile depo talebine konu teminat mektupları ve nakde dönüşen çek yapraklarının davalı ...'...