"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakası Bağlanması -Yoksulluk Nafakası Bağlanması Velayetin Değiştirilmesi veya Çocuğun Kuruma Yerleştirilmesi Kişisel İlişkinin Kaldırılması Veya Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı tarafından karşı davasının reddi ile iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı dava dilekçesinde iştirak nafakası yanında ortak çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasını da talep etmiş ve tek dava için harç yatırmış, davalı- davacı da karşı davasında, yoksulluk nafakası ile ortak çocuğun velayetini veya kuruma yerleştirilmesini, kabul edilmediği takdirde ise kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini, ve tek dava için harç yatırmıştır....
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ilk derece mahkemesince tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, tarafların gelir durumları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, davacı kadın lehine artırılan yoksulluk nafakası miktarında ve belirlenen yoksulluk nafakasının her yıl TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranında artırılmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. İştirak nafakası yönünden yapılan değerlendirme sonucunda; Müşterek çocukların Sivas Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü bünyesinde bakım ve koruma tedbiri altında bulundukları anlaşılmakla davacının iştirak nafakası artırım talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yukarıda belirtilen sebeplerle karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Gerek davacı-davalı kadının, gerekse davalı-davacı kocanın sadakat yükümlülüğünü ağır surette ihlal ettikleri, kocanın halen bir başka kadınla yaşadığı ve ondan evlilik dışı iki çocuğunun olduğu, kadının da dava açılmasından bir süre öncesine kadar yaklaşık iki yıl süre ile bir başka erkekle karı koca hayatı yaşadığı sabittir. Kadının mevcut mali durumunun yoksulluk nafakası gerektirdiği ve kusurunun derece olarak daha az olması sebebiyle yararına yoksulluk nafakası (TMK.m.175) talep edebilme koşullarının da gerçekleştiği sabittir. Yoksulluk nafakası gelecek yıllarda devam edecek bir yükümlülüktür. Davacı-davalı kadın için yoksulluk nafakası bir hak olarak doğmuştur. Ne var ki bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz (TMK.md.2/2)....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadına yüklenen erkeğin önceki evliliğinden olan çocuğunu istemediği vakıasının ispatlanamadığı, ayrıca kadının erkeğin ailesine saygı göstermediği kusuruna ise erkeğin vakıa olarak dayanmadığı, yüklenen bu iki kusurun kadından çıkarılması gerektiği, diğer kusurlu davranışlara göre kadının yine de tam kusurlu olduğu, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları değerlendirildiğinde erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, kadının beyan dilekçesi ile yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talebinde bulunduğundan süresinde ve usule uygun olmayan bu talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile erkeğin maddî ve manevî tazminat miktarına yönelik, kadının ise kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların reddine yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin...
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacı için dava tarihinden başlamak kaydıyla aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla isteğin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk nafakası talebine ilişkindir. TMK.nun 175.maddesi gereğince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka isteyebilir. Yoksulluk nafakası boşanma davası içerisinde istenebileceği gibi, o dava devam ederken ya da sonuçlandıktan sonra ayrı bir dava ile de istenilebilir. Yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları birlikte değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası, ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır....
in üniversitede Spor Yönetimi bölümü 1. sınıfta eğitimine devam ettiğini, eğitim ve benzeri masrafları olduğunu ileri sürerek kendisi için hükmedilen 220 TL'lik yoksulluk nafakasının aylık 750 TL'ye; müşterek çocukları .... için hükmedilen 225 TL'lik iştirak nafakasının ise aylık 750 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı, cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece; davacının davasının kısmen kabulüne,....2. Aile Mahkemesinin 2005/969 esas, 2008/856 karar sayılı ilamı ile davacı kadın için hükmedilen yoksulluk nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 280,00 TL arttırılarak aylık 500,00 TL' ye yükseltilmesine; davalı ... için dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava; yoksulluk nafakası artırım ve yardım nafakası istemine ilişkindir....
aleyhine 20/01/2015 gününde verilen dilekçe ile evlenme vaadi nedeniyle manevi tazminat, ziynet eşyalarının iadesi, yoksulluk ve iştirak nafakası istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; manevi tazminat davasının kabulüne, ziynet eşyası alacağı talebinin reddine, yoksulluk ve iştirak nafakası talepleri yönünden dosyanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine dair verilen 09/03/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat, ziynet eşyalarının iadesi, yoksulluk ve iştirak nafakası istemlerine ilişkindir....
Bu kriterler esas alınarak davacı kadın yararına aylık 500 TL yoksulluk nafakasına, 30.000 TL maddi ve 30.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekmiştir. Bu açıklamalar karşısında davacı kadının yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat miktarlarına ilişkin istinaf talebinin kabulüne, kararın 2 ve 3 nolu bentlerinin kaldırılmasına, 4 nolu bendindeki "kararın kesinleşmesi ile birlikte yoksulluk nafakası olarak devamına," kelimelerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerlerine aşağıda ki şekilde hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki karar tesis edilmiştir....
O halde, davacı kadının yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiştir. 3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuklar yararına verilen tedbir ve iştirak nafakası ile davacı kadına verilen tedbir nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 15.11.2017...
edildiği, davalı erkeğin ise bu taleple ilgili açık bir muvafakat beyanında bulunmadığı, davacı tarafından bu konuda bir ıslah da yapılmadığı, durum böyleyken davacının talep ettiği yoksulluk nafakası isteği ile ilgili olarak "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerekirken, davacının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilmek suretiyle hükmün yoksulluk nafakasına ilişkin kısmının bozulmasına, temyize konu diğer yönlerin ise onanmasına karar verilmiştir....