Mahkemece, dava dilekçesinin davalıya 05.06.2012 tarihinde tebliğ edildiği, davalının süresinden sonra 07.03.2013 tarihinde verdiği dilekçe ile yoksulluk nafakası talep ettiği ve davacının bu talebe ön inceleme duruşmasında açık muvafakati olmadığı gerekçesiyle, yoksulluk nafakası talebi ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, ön inceleme duruşması 26.03.2013 tarihinde yapılmış olup davalı (kadın)'ın yoksulluk nafakası talebini içerir 07.03.2013 tarihli dilekçesi ön inceleme aşamasına henüz geçilmeden verildiğinden talep sonucunun genişletildiğinden söz edilemez. O halde, davalı (kadın)'ın yoksulluk nafakası talebi ile ilgili olarak olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Davacı-davalı kadın lehine yoksulluk nafakası koşulları gerçekmeşmiş ise de; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre mahkemece takdir edilen yoksulluk nafakası çoktur. Mahkemce Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Ne var ki bu husus ilk incelemede gözden kaçırılmış olup davacı-davalı kadının Dairemizin 23.11.2015 gün 2015/7927 esas, 2015/22100 sayılı yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekir şeklindeki bozma kararına karşı karar düzeltme isteğinin kabulü ile hükmün değişik gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tanıma ve Tenfiz Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tanıma davasında istenilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile manevi tazminat istekleri, boşanmanın eki niteliğinde bulunmadığından harca tabidir. Davalının tedbir, yoksulluk nafakası ve manevi tazminata ilişkin usulen harcı ödenerek açılmış karşı veya birleşen davası bulunmadığı dikkate alınmadan yazılı şekilde tedbir, yoksulluk nafakası ve manevi taminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından reddedilen yoksulluk nafakası, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden; davalı kadın tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir. Davacı erkeğin kabul edilen davası yönünden davacı erkek yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Taraflar dilekçeler aşamasında süresinde ve usulüne uygun yoksulluk nafakası talebinde bulunmamışlardır....
Bu halde davacı kadın eşin kendi yararına takdir edilen tazminatlar ve nafakalardan da feragat ettiği gözetilerek feragat hususunda bir karar verilmek üzere hükmün davacı eş yararına takdir edilen maddi-manevi tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple davacı kadın eş yararına takdir edilen maddi-manevi tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.07.2015 (Cuma) -...
Dairemizce; tarafların eşit kusurlu olduğundan bahisle kadın lehine maddi tazminat verilemeyeceği gerekçesiyle karar bozulmuş, mahalli mahkemece bozma ilamına uyulmakla; her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine ve davacı kadının maddi ve manevi tazminat talebi ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemece bozma sonrası verilen kararda kesinleşen tarafların boşanma davalarının kabulü, velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi, tedbir ve iştirak nafakası, yoksulluk nafakası, kadının manevi tazminat talebinin reddi hakkında yeniden hüküm kurulması doğru değildir. Ne var ki bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümlerinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-karşı davalı kadın, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında süresinde ve usulüne uygun şekilde yoksulluk nafakası talebinde bulunmamıştır. Davacı-karşı kadın ilk kez ön inceleme aşamasından önce mahkemeye sunduğu 13.11.2014 tarihli dilekçe ile yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarı yönünden; davalı erkek tarafından ise kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre, davalı erkeğin tüm, davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Yoksulluk nafakası, boşanma hükmünün kesinleşmesi halinde ödenebilir hale gelir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk ve iştirak nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, talep edilen yoksulluk nafakası yönünden; taraflar arasında görülen boşanma davacında davacı(Kadın) dava dilekçesinde kendisi için ayda 10.000.000 TL yoksulluk nafakası talep etmesine rağmen, 09/02/2002 tarihli duruşmada "...ayrıca nafaka talebim de yoktur" şeklinde açıklama yapmıştır....
K.sayılı dosyası incelendiğinde; mahkemece, davalı lehine 175 TL yoksulluk, müşterek çocuk lehine 75 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edildiği, ... ....HD'nin 07.04.2011 tarih 2010/5305 E-2011/6129 K sayılı ilamı ile davacının tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden feragat etmesi hususu gözetilmeden davacı yararına maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile hükmün bozulduğu, mahkemece bozmaya uyulduğu ve davacı kadın lehine yoksulluk nafakası talebinin reddedildiği, hükmün bu yönden ....02.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacı her ne kadar yoksulluk nafakasının arttırımını talep etmiş ise de dava tarihi (06.08.2012) itibariyle daha evvel verilmiş bir nafaka hükmü yoktur. Ancak HMK'nun 33.maddesi gereğince, olayları açıklamak taraflara, hukuki niteleme ise hakime aittir....