Yasa, ön inceleme duruşmasında, bir tarafın mazeretsiz olarak gelmemesi durumunda dahi, genişletme veya değiştirmeye diğer tarafın muvafakati aranmaksızın imkan verdiğine göre, bu duruşmadan önce bunun mutlaka cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesiyle yapılabileceğini, bu nitelikte olmayan bir dilekçe ile yapılamayacağını kabul etmek, yasal düzenleme ile bağdaşmaz. Bu bakımdan davalının usule uygun ve ön inceleme aşamasının tamamlanmasından önce ileri sürülmüş usulen geçerli bir yoksulluk nafakası talebi mevcuttur. Öyleyse, davalı yararına yoksulluk nafakası tayin ve takdirinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki ilk incelemede yanılgılı değerlendirme sonucu hüküm ilamda yazılı sebeple bozulmuştur. Davalının bu yöne temas eden karar düzeltme talebi haklı ve yerindedir. Kabulü ile Dairemizin bozmaya ilişkin kararının kaldırılmasına, hükmün yoksulluk nafakası yönünden de onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Hal böyleyken mahkemece davacı yararına toptan yoksulluk nafakası takdir edilmiş ve davalının temyizi üzerine hüküm Dairemizce araştırmaya yönelik olarak bozulmuştur. Yoksulluk nafakası talebinin bulunmadığı gözetilmeden talep dışına çıkılarak davacı yararına yoksulluk nafakası takdiri usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki ilk incelemede bu yön gözden kaçtığından yazılı şekilde bozma tesis edilmiş olduğuna göre davalının bu yöne ilişkin karar düzeltme talebi haklı ve yerinde olup, kabulüne Dairemiz ilamının 2. bendindeki bozma sebebinin kaldırılmasına, hükmün yoksulluk nafakası yönünden yukarıda açıklanan sebeple değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni" Davacılar ... ve....ile davalı ... aralarındaki yardım nafakası istemi ve yoksulluk-iştirak nafakası artırımı davasına dair ... 4.Aile Mahkemesinden verilen 04.05.2012 günlü ve 2011/1006 E.-2012/461 K.sayılı hükmün Onanması hakkında dairece verilen 05.11.2012 günlü ve 2012/15116 E.-2012/22670 K. sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK. nun 440.maddesinde öngörülen karar düzeltme sınırı 01.01.2012 tarihinden itibaren 10.300 TL. ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3–169 E- 235 K....
nun 07.10.1998 gün ve 1998/2-656-688 sayılı kararı, 26.12.2001 gün ve 2001/2-1158-1185 sayılı kararı, 01.08.2002 gün ve 2002/2-397-339 sayılı kararı, 28.02.2007 gün ve 2007/3-84-95 sayılı kararı). Yoksulluk durumu günün ekonomik koşulları ile birlikte, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. Onun içindir ki, bilimsel öğretide; evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olduğu" belirtilmektedir. (Akıntürk Turgut: Aile Hukuku 2.Cilt İstanbul 2002 s.294)....
İlk hükümde kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakası davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz edilmemiş, ilk hükümde belirlenen miktarlar yönünden davacı-karşı davalı erkek yararına usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Bu sebeple bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda usulü kazanılmış hakka aykırı şekilde yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarlarının arttırılması doğru bulunmamış, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir." şeklindeki gerekçe ile ikinci kez bozulduğu, ikinci bozma sonrası Ankara 7....
Davada 1500 TL yoksulluk nafakasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Mahkemece, davacı vekilinin boşanma dava dilekçesinde "davacı için nafaka istemedikleri" yönündeki beyanının, boşanma sırasında davacı için tedbir ve yoksulluk nafakası hakkından feragat niteliğinde olduğu, feragattan feragatin mümkün bulunmadığı, davacının dava dilekçesindeki bu beyanının kendisini bağlayacağı, bu hali ile davacının yoksulluk nafakası talep etme hakkının bu beyan ile ortadan kalkmış olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Yoksulluk nafakası, boşanma davası açılırken dava dilekçesi ile birlikte veya boşanma davası devam ederken veyahut boşanma davası sonuçlandıktan sonra ayrı bir dava ile istenebilir. (HGK. 10.10.1990 gün 1990/2- 407 E. 1990/487 sayılı kararı) Davanın boşanma davasında, dava dilekçesinde nafaka istemediğine ilişkin beyanı sadece tedbir nafakasını kapsar ve bu beyanın ileriye dönük haktan feragat sonucunu doğuracağını kabul etmek hukuken mümkün değildir....
İlk derece mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, Bu itibarla; Davacı erkeğin davasının TMK'nun 166/1.maddesi uyarınca kabulü ile boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, Davalı kadının evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğu bu kapsamda yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat koşulları oluşmadığından, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddinde ve hükmedilen tedbir nafakasının miktarında, Her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davalı vekilinin istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek sonuç ve kanaatine varılmıştır....
Açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı kadının toptan hükmedilen yoksulluk nafakası miktarına ilişkin istinaf istemi kabul edilerek, ilk derece mahkemesi kararının 4 no'lu bendinin toptan yoksulluk nafakasına ilişkin kısmı kaldırılarak, kadın lehine kararın kesinleşme tarihinden itibaren toptan 25.000 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilmiş, yoksulluk nafakasının sari yönlerine ilişkin istinaf isteminin ise reddine karar verilmiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davalı-karşı davacı kadının iştirak nafakası ve toptan hükmedilen yoksulluk nafakası miktarına ilişkin isteminin kabulüne, diğer yönlere ilişkin istinaf isteminin ise 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava Türk Medeni Kanunu’nun 166/son maddesiyle düzenlenen boşanma davası olup, ilk derece mahkemesince, davanın TMK 166/son gereğince kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın lehine tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiş, karara karşı davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesince istinaf talebi kabul edilerek, davalı kadının süresinden sonra talep ettiği maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası yönünden karar verilmesine yer olmadığına...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı (kadın) tarafından, yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili 18.09.2012 günlü duruşmada tedbir ve yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. Davacının yoksulluk nafakası isteği hakkında olumlu-olumsuz bir hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir (HMK.26 md.) SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18.02.2015(Çrş.)...