Davalı kadının yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat talebi HMK 141.madde kapsamında iddia ve savunmanın genişletilmesi niteliğinde olduğu, dosyada usulüne uygun yapılmış ıslah ya da karşı tarafın açık muvafakatı bulunmadığı dikkate alındığında bu talepler konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yoksulluk nafakası yönünden red kararı, maddi -manevi tazminat talebi yönünden kısmen kabul kararı verilmesi doğru görülmemiş, hataya değinilmiştir. Davalı taraf tedbir nafakası miktarına karşı istinaf kanun yoluna başvurmuş ise de, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik sosyal durumları dikkate alındığında ilk derece mahkemesince belirlenen tedbir nafakası miktarı dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olmakla davalı kadının tedbir nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Boşanma isteminin reddinden sonra ayrı yaşamın sona erdirilmesi ve birliğin tekrar kurulması esas olup, evlilik birliğini tekrar kurma görevi de açtığı boşanma davası reddedilen tarafa aittir. Bu bağlamda somut olayda; davalı kocanın herhangi bir barış girişiminde bulunmadığı, davacı kadının ayrı yaşamda haklı olduğu, tarafların müşterek çocuğunun davacı anne ile birlikte yaşadığı anlaşılmıştır. Bu bağlamda, 23.01.2012 tarihinde açılmış boşanma davasının yargılaması sırasında eş ve çocuk yararına aylık toplam 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmişken, aradan 1,5 yıl geçmesine, bu süreçte paranın alım gücünün azalmasına, davacı eş ve müşterek çocuğun ihtiyaçlarının artmış olmasına rağmen, eldeki nafaka davasında, boşanma davasının yargılaması sırasında hükmedilen nafakadan daha düşük oranda nafakaya hükmedilmesi doğru görülmemiştir....
ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ'nin 26/04/2018 tarihli ve 2016/408 Esas 2018/226 Karar sayılı kararının kararının "5- 6- 7- 8" no'lu maddelerinin KALDIRILMASINA, hükmün diğer kısımlarının aynen MUHAFAZASINA, B) HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında verilen karar uyarınca; 1- Davacı-davalı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin KABULÜ ile; mahkemenin 06/06/2017 tarihli ara kararı ile hükmedilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, davacı-davalı kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir nafakası takdirine, kararın kesinleşmesi akabinde nafakanın yoksulluk nafakası olarak aynen devamına, davalı-davacı erkekten alınarak davacı-davalı kadına VERİLMESİNE, 2- Davacı-davalı kadının müşterek çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakası taleplerinin KABULÜ ile; mahkemenin 06/06/2017 tarihli ara kararı ile hükmedilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde, dava tarihinden itibaren geçerli...
Yukarıda açıklanan nedenlerle; kadın lehine asıl davada kabul edilen nafaka miktarı itibarıyla mahkeme kararı kesin olduğundan, davalı karşı davacının tedbir nafakası yönünden istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. Kadın ve müşterek çocuklar lehine asıl davada hükmedilen tedbir nafakası yönünden yapılan istinaf incelemesinde; Asıl davada, davacı karşı davalı kadın ve müşterek çocuklar lehine asıl dava tarihinden itibaren hükmedilen tedbir nafakası miktarları TMK.nun 4.maddesi gereğince hakkaniyete uygun bulunduğundan ve müşterek çocuk Sezen'in ergin olduğu tarihe kadar tedbir nafakasının devamına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, bu yönlere ilişkin davacı karşı davalı kadının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Aile Mahkemesi'nde 2020/756 E.sayılı dosya ile boşanma davası açtığı mahkemece bu boşanma davasında kadın lehine TMK 169.maddesi uyarınca tedbir nafakası bağlandığından bahisle, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de; kadının bağımsız açtığı tedbir nafakası davasında, boşanma davasından ayrı olarak, TMK 197.maddesi uyarınca tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği, zira boşanma davası reddedildiği takdirde TMK 197. maddesi uyarınca boşanmadan bağımsız bağlanan tedbir nafakasının devam edeceği, mahkemece hatalı değerlendirme sonucu yanlış karar verilmiş ise de; davanın konusuz kalması ve karar verilmesine yer olmadığı yönündeki kararına ilişkin istinaf olmadığından, bu yanlışlığa işaret edinilmekle yetinilmiştir....
Davalı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin anneye verilmesine, müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 500'er TL tedbir - iştirak nafakası, müvekkili için aylık 500 TL tedbir nafakası, aylık 750 TL yoksulluk nafakası takdir edilmesine, takdir edilen nafakaların her yıl TÜFE oranında artırılmasına, müvekkili için 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminat takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yapılan yargılama sonunda mahkemece; davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin babaya verilmesine, davacının tedbir ve iştirak nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; velayetleri babaya verilen müşterek çocuklar için tedbir - iştirak nafakası takdir edilmesi gerekirken tedbir - iştirak nafakası talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmek suretiyle, tedbir - iştirak nafakasının reddine ilişkin kurulan hükmün kaldırılarak talepleri doğrultusunda tedbir - iştirak nafakası takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-Davacı kadın vekilinin, kusura, kadın yararına takdir edilen tedbir nafakası miktarına, müşterek çocuklar için takdir edilen tedbir nafakası miktarına ve çocuklar Furkan ve Kemal için takdir edilen iştirak nafakası miktarına, davalı erkek vekilinin ise zina sebebine dayalı talep yönünden herhangi bir hüküm kurulmamasına, müşterek çocuklar yararına takdir edilen tedbir ve müşterek çocuklar Furkan ve Kemal için takdir edilen iştirak nafakasına, kadın yararına takdir edilen tedbir-yoksulluk nafakası ve kadın yararına takdir edilen maddi-manevi tazminata yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, B-Davalı erkek vekilinin kusura yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE, C-Taraf vekillerinin müşterek çocuklar yararına takdir edilen tedbir nafakasına yönelik istinaf taleplerinin KISMEN KABULÜ, davacı kadın vekilinin yoksulluk nafakasına ve maddi-manevi tazminat miktarına yönelik istinaf...
Maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 400,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına 20.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminata, davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine hükmedilmiştir. Davacı kadın vekili; kadının reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı erkek vekili; kusur tespitine, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile velayet düzenlemesine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuşturç Dava; zina (TMK md. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenlerine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine ilişkindir....
Maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin babaya verilmesine, çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar için aylık 150,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı erkeğin tedbir nafakası talebinin reddine, davacı erkek yararına aylık 150,00 TL yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminata, davalı kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin şartları oluşmadığından reddine hükmedilmiştir. Davalı kadın vekili; boşanma kararına itirazlarının olmadığını belirterek davacı erkek yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminata, davalı kadının reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı kadın, 25.06.2021 tarihli dilekçesi ile istinaf başvurusundan feragat etmiştir....